TÜİK verilerine göre Ağustos ayında sanayi üretiminin geçen yılın aynı ayına göre yüzde 11 arttığına dikkat çeken Celal Sönmez, "Bu rakam, yüzde 8.2 olan piyasa tahmininin üzerinde. Sanayide kriz dönemini geride bırakıp normalleşiyoruz. Yılın sonuna kadar sanayi üretiminde artış hızı yavaşlasa da, geçen yıla göre daha iyi rakamlar görmeye devam edeceğiz." dedi.
"DIŞ TALEP STRATEJİK ÖNEMDE"
Sanayi üretimini bugüne kadar canlı iç talebin sürüklediğini, dış ticaretteki zayıf performansın büyümeye negatif etki yaptığını belirten Sönmez, yılın ilk yarısında yakalanan çift haneli büyümede iç dinamiklerin etkili olduğunu bildirdi. Ancak iç talepteki canlılığın sonsuza kadar bu tempoda devamının mümkün olmadığına dikkat çeken Sönmez şunları söyledi: "Türkiye olarak yüzde 7 ve üzerinde sürdürülebilir bir büyüme için dış pazar bize lazım. Ama Ağustos sonu itibariyle görüyoruz ki ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 55.4'e inmiş durumda. Neredeyse dışarıya bir satıp iki alıyoruz. Ocak'tan Ağustos sonuna kadar ihracatımız sadece yüzde 12.9 arttı. İthalat ise yüzde 30.5 yükseldi. Bu durum sürdürülebilir değil. Artık tüm dünyanın kabul ettiği bir kur savaşının ortasındayız. Para birimimiz, 2003 yılından bu yana gelişmiş ülkelerin para birimlerine karşı yüzde 40 civarında değerlendi. Rakamlar ortada. Bu durum sürdürülebilir değil. İhracatçı sanayicinin canı boşuna yanmıyor."
Türkiye'nin, daha dengeli bir üretim ve büyüme dönemine geçmesi için sıcak paraya rant oluşturan sistemi terbiye etmesi gerektiğini vurgulayan Sönmez, "Siyasi otoriteden, sanayicinin rekabet gücünü zayıflatan unsurlara karşı ince ayar yapmasını bekliyoruz. Bugünlerde IMF yönetiminde aktif rol alması gündemde olan Türkiye, acı çekmek pahasına kendi kur düzeyiyle oynamıyorsa, o halde dünyada da kurun bir rekabet aracı olarak kullanılmaması için sesini yükseltmeli." diye konuştu.
