CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Mansur Yavaş'la ilgili iddialara ilişkin, "Bu daha önce zaten gazetelerde de yer aldı. Sormadım, ciddiye de almadım çünkü Mansur Bey gerçekten de düzgün ve temiz bir insan." dedi.
Kılıçdaroğlu, TV5'te katıldığı canlı yayında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.
Gergin bir seçim süreci yaşandığı, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun da son dönemdeki tavrının tartışma konusu olduğu belirtilerek, bu konudaki görüşü sorulan Kılıçdaroğlu, "İçişleri Bakanı son derece agresif, insanları kıran, aşağılayan, suçlayan, terörize etme amacıyla ağır ifadeler kullanan bir kişi. Daha önce başka bir partideyken Erdoğan hakkında ağza gelmeyecek pek çok şeyi söylerken, bugün tam tersini yapıyor." ifadesini kullandı.
Kılıçdaroğlu, Soylu'nun kullandığı dilin son derece suçlayıcı olduğunu dile getirerek, "Birisi aksi bir görüş ifade ediyorsa onu derhal PKK'lı ya da FETÖ'cü olarak suçluyor. Dur bir dinle bakalım kardeşim, nereden çıkardın PKK'lıyı, FETÖ'cüyü. Çünkü toplumun bu konuda bir duyarlılığı var, bunu kullanarak kendi rakiplerini terörize ederek, kriminalize ederek onları devre dışı bırakmak istiyor." dedi.
Millet İttifakı'nı oluşturan siyasal partilerin, kazandıkları her belediye başkanlığının dünyaya "Bütün baskılara rağmen halk, demokrasiye sahip çıktı" mesajı vereceğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, buna Türkiye'nin ihtiyacı bulunduğunu söyledi.
Kılıçdaroğlu, "Neredeyse savaşa gidiyoruz, neredeyse kılıç kalkan birbirimize saldıracağız. Nereden çıktı böyle bir atmosfer? Böyle bir şey yok, herkesin kendi siyasi görüşü var, herkes sandığa giderken özgürce iradesini kullanacak. Siyasetçi olarak bize düşen de vatandaşın tercihine saygı duymak." değerlendirmesinde bulundu.
- "Hayır herhangi bir pişmanlık duymuyorum"
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin sert bir dil kullandığı ifade edilerek, "Ama siz geçmişte MHP ile de birliktelik yaşadınız. Buradan baktığınızda ne hissediyorsunuz, pişmanlık duyuyor musunuz?" sorusuna Kılıçdaroğlu, "Hayır herhangi bir pişmanlık duymuyorum. O ayrı bir şeydi, o günün koşulları. Ben Ekmeleddin Bey'e hala saygı duyarım." yanıtını verdi.
Kılıçdaroğlu, Bahçeli'nin bugünkü duruşuna işaret ederek, "Birden bire ne olduysa, bilmiyoruz tabii, hiç gündemde yokken anayasa değişikliği için yeşil ışık yaktı. Cumhur İttifakı'nın ana unsurlarından birisi haline geldi. Erdoğan'ın hiçbir yanlışını eleştirmemeyi, tam tersine yanlışları desteklemeyi sürdürdü, hala da sürdürüyor. Beni asıl üzen, Tank Palet Fabrikası Katar Ordusuna satılırken, bunu Sayın Bahçeli'nin savunmuş olmasıdır." diye konuştu.
- "Kanalların çoğu Mansur Bey'in savunmasını vermedi"
CHP Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mansur Yavaş'la ilgili iddialar hatırlatılarak, "Mansur Bey'i aday göstermeden önce bunu biliyor muydunuz?" sorusuna Kılıçdaroğlu, şu yanıtı verdi:
"Bu daha önce zaten gazetelerde de yer aldı. Sormadım, ciddiye de almadım çünkü Mansur Bey gerçekten de düzgün ve temiz bir insan. Beypazarı'nda belediye başkanlığı yaptı herhangi bir sorun yok, belediye başkanlığı yaptığı dönemle ilgili herhangi bir şaibe yok. Bizi üzen nokta şu; bütün bu sahtekarlıkları yapan bir kişinin çocuk istismarcısı ve şizofren olmasıydı.
Bizi rahatsız eden AK Parti'nin Sözücüsünün, Sayın Ömer Çelik'in çıkıp özel bir basın toplantısı yapmasıydı. Kullandığı ifade, 'Saygın bir iş adamı'. Çocuk tacizcisi saygın bir iş adamı oldu. Onun iddialarını gündeme getirdi ve bunu bütün televizyon kanalları canlı verdi. Ama Mansur Bey ertesi gün basın toplantısı yaptığında, televizyon kanallarının çoğu Mansur Bey'in savunmasını vermediler."
Kılıçdaroğlu, "Bu kadar şizofren, sabıkası sıkıntılı birisiyle Mansur Yavaş'ın ticari ya da iş ilişkisi içerisinde olması ne kadar doğru?" sorusu üzerine, "Avukatlık mesleği farklı bir şeydir. Siz, birisinin davasını alırsınız ama onunla bağlantılı başka davalar da vardır." cevabını verdi.
Çelik'in basın toplantısındaki ifadelerini anımsatan Kılıçdaroğlu, "Bir partinin sözcüsü, bir açıklama yaparken en azından alır, belgelere ve dokümanlara bakar, bu adam kimdir, neyin nesidir ona bakar." dedi.
AK Parti'nin aslında CHP'den önce Yavaş'a teklif götürdüğü iddialarının hatırlatılması üzerine, "Bilmiyorum sormadım Mansur Bey'e de. Birden fazla partinin Mansur Bey'e teklif götürdüğünü biliyorum ama onları söylemek çok doğru değil." ifadesini kullandı.
- "Gidip hükümetten para dilenecek hali yok"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Mansur Yavaş seçimlere girebilse dahi, seçimden sonra bunun bedelini kendisi ödeyeceği gibi bedelini Ankaralılara da ödetme durumuna düşürür" açıklamalarının hatırlatılması üzerine Kılıçdaroğlu, şunları belirtti:
"(Ben milli irade filan anlamam, ne milli iradesi?) diyor. 'Mansur Yavaş'ı seçerseniz, ben elimden ne geliyorsa Mansur Yavaş'ı başarısız kılmak için elimden ne geliyorsa yaparım.' anlamı geliyor, başka ne anlama gelecek. Hiçbir şey yapamaz, bütçesi var zaten, gidip hükümetten para dilenecek hali yok. İzmir Büyükşehir Belediyesinin bütçesinin iki katı, burada var.
Yavaş, yaşamı da ucuzlatacak, fakirlerin elektrik doğal gaz paralarında ciddi indirimler yapacak, asgari ücreti net 2 bin 200 lira yapacak, ocak-nisan arasındaki farkı da işçilere verecek. Kendisinden de söz aldım, hiçbir işçinin işine de son verilmeyecek."
"Herhangi bir şekilde Mansur Yavaş'ın bu süreci akamete uğrarsa bir yol haritanız var mı?" sorusuna ise Kılıçdaroğlu, "Hiçbir şey olamaz. Aday olur, Yüksek Seçim Kurulu karar vermiş zaten. Kararı Erdoğan mı YSK mı verecek? YSK, yarın toplanır 'Ben iptal ettim.' derse ortaya bir gerekçe koyması lazım." ifadesini kullandı.
- "Ekrem Bey uzun süredir takip ettiğim belediye başkanımız"
Kılıçdaroğlu, Yavaş'ın MHP kökenli, CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Ekrem İmamoğlu'nun da Anavatan Partisi kökenli olduğu belirtilerek, "Ne yapmaya çalışıyorsunuz?" sorusuna, "Toplumun sevdiği ve saydığı insanlarla yolumuza devam ediyoruz. Mansur Bey, halk tarafından çok sevilen ve sayılan, geçmişi temiz, iyi bir aile hayatı var. Kendisinin Ankaralılara verdiği bir güven var, kendisi de gerçekten bir Ankaralı." yanıtını verdi.
Bunun CHP'nin, muhafazakar kitleyle bir barışma çabası olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği yönündeki soruya da Kılıçdaroğlu, "Birincisi CHP'nin toplumun hangi kesimi olursa olsun hiçbir kesimle kavgalı olmasını istemem. İki, eğer bir yerde bir vatandaşın sorunu varsa o dert her şeyden önce benim derdim olmalıdır. Ekrem Bey uzun süredir takip ettiğim bir belediye başkanımız, Beylikdüzü'nde çok büyük başarılar elde etti." karşılığında bulundu.
İmamoğlu'nun Yasin okuduğunun hatırlatılması ve "Bu bir seçim stratejisi mi?" sorusuna Kılıçdaroğlu, "Hayır" yanıtını verdi.
Yeni Zelanda'da cuma namazında iki ayrı camide insanların katledilmelerinin dünyada infial yarattığını belirten Kılıçdaroğlu, şu ifadeleri kullandı:
"Haberi aldığımda Yalova'daydım, konuşma yaptım, gerçi çarpıttılar. Bu olayı orada lanetledik. Batı'yı da göreve çağırdım çünkü Batı'nın İslam dünyasına karşı bu konuda daha dikkatli bir dil kullanması gerektiğini söyledim. Sadece bunu İslam dünyasının değil Hristiyan dünyasının da en ağır şekilde kınamasını ve lanetlemesini istedim.
Burada Batı'ya düşen temel görev, nasıl bir atmosfer yaratılıyor ki bu tür teröristler çıkıyor? Bu atmosferi yok etmeleri lazım. Çünkü bu teröristin, Müslüman ve ibadet yapıyor diye gidip camide o insanları katletmesi kabul edilecek bir olay değildir. O zaman bunu o noktaya getiren atmosferi yaratan Batı'ysa, Batı'nın oturup düşünmesi lazım, özür dilemenin ötesinde oturup düşünmesi lazım, ben bunu söyledim. Bu başka yerlere taşındı."
- "Herhangi bir temasım olmadı"
Bir gün CHP'de başörtülü milletvekilinin bulunup bulunmayacağına yönelik Kılıçdaroğlu, "Başörtülü belediye meclis üyelerimiz, belediye başkan adaylarımız var. Milletvekillerimiz de olur, niye olmasın." değerlendirmesini yaptı.
Kılıçdaroğlu, CHP'nin başörtüsü konusunda geçmişte izlediği politikayı doğru bulmadığını vurguladı.
Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun öncülük ettiği yeni oluşumun 31 Mart'tan sonra gündeme gelebileceği noktasında kendisiyle bir temasının olup olmadığının sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Hayır, herhangi bir temasım olmadı. Yeni bir parti kuruyorlar mı kurmuyorlar mı bilmiyorum. Ben de gazetelerden izliyorum. Bu tür çabaların olduğu ifade ediliyor. Tabii demokrasi içinde insanlar siyasal parti kurabilirler ama ne kadar başarılı olurlar veya olmazlar onun takdiri millete aittir."
Kılıçdaroğlu, soru üzerine, emeklilikte yaşa takılanların sorunlarının çözülmesi gerektiğini söyledi. Primini tamamlamış ama yaşı gelmediği için emekli olamayanların, yaşlı oldukları gerekçesiyle özel sektörde iş bulamadığını, genç oldukları gerekçesiyle de emekli olamadığını anlatan Kılıçdaroğlu, bazı ülkelerin yaşadıkları benzer sorunları çözdüğünü, burada da halledilebileceğini ifade etti.
Bu durumun çözümü konusunda İYİ Parti ile bir kanun teklifi verdiklerini ancak AK Parti ve MHP'li milletvekillerinin oylarıyla teklifin reddedildiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, "Beni asıl üzen olay şu; bu sorunu çözmek için emeklilikte yaşa takılanlar bir hak talebinde bulundular. Erdoğan, bunlara 'Türedi' dedi. Cumhurbaşkanlığı makamında oturan bir insan kendi vatandaşına 'Türedi' diyemez. 'Haksızsın' diyebilir, başka şeyler söyleyebilir ama 'Türedi' dediği andan itibaren o vatandaşı insan yerine koymuyor anlamına gelir. Asıl beni üzen bu." dedi.
- "Verdikleri sözü yerine getirip getirmediklerini denetleyeceğiz"
31 Mart seçimlerinde beklediğinin üstünde bir sonuç alması durumunda erken seçim çağrısında bulunup bulunmayacağı sorulan Kılıçdaroğlu, "Hayır. Başarılı bir sonuç elde edersek, belediye başkanlarımızın verdikleri sözü yerine getirip getirmediklerini denetleyeceğiz. Çünkü bizim stratejimiz şöyle, bir miting, toplantı olsa önce belediye başkan adayımıza söz veriyoruz. O çıkıyor, konuşuyor, vatandaşa neleri yapacağını söylüyor. Dolayısıyla verdiği vaatlerin takipçisi biz olacağız." diye konuştu.
"Başarısız bir sonuç alırsanız kurultay gündeme gelir mi?" sorusu üzerine de Kılıçdaroğlu, "Allah'ın izniyle başarılı olacağız. Gerçekten de samimi söylüyorum, vatandaş artık bıkmış vaziyette. 'Yeter artık, karnım aç, mutfak perişan, çoluk çocuk perişan, harçlık veremiyorum, evde hayat standardımız düştü.' diyor. Borç batağında vatandaş. Bütün bunları aşmak lazım. Aşacaklar ve biz de onlara yardımcı olacağız." sözlerine yer verdi.
(Bitti)
'Sormadım, Ciddiye De Almadım'
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu: (2) '(Mansur Yavaş'la ilgili iddialar) Bu daha önce zaten gazetelerde de yer aldı. Sormadım, ciddiye de almadım çünkü Mansur Bey gerçekten de düzgün ve temiz bir insan' '(Ahmet Davutoğlu ile görüşüp görüşmediği) Hayır, herhangi bir temasım olmadı. Yeni bir parti kuruyorlar mı kurmuyorlar mı bilmiyorum. Ben de gazetelerden izliyorum' 'Bu tür çabaların olduğu ifade ediliyor. Tabii demokrasi içinde insanlar siyasal parti kurabilirler ama ne kadar başarılı olurlar veya olmazlar onun takdiri millete aittir'