Çocukların okula uyum süreci hakkında konuşan Uzman Psikolog Seda Gün Namal, ailelerin de bu sürece hazır olmalarının önemine değindi. Namal, “Çocuğun okula uyum süreci, ailenin okula bakış açısı ve çocuğa hissettirdikleri ile çoğunlukla doğru orantılıdır. Bununla birlikte nasıl bir ebeveyn rolü üstlendiğimiz de çocuğun okula başlama sürecini etkiliyor. Koruyucu ve sağlıklı bağlanamayan ebeveynler, çocuklarını bırakacakları zamanı düşündüklerinde gerilim yaşıyorlar. Bu sürede çocuğa destek olmayı aksatıyor olabiliyorlar. Çocuğun da kaygılı ve bağımlı olması kaçınılmaz bir hale geliyor” dedi.
“Çocuğun okul sürecinde onu neler beklediği net ifadelerle paylaşılmalıdır” diyen Namal, ailelere şu önerilerde bulundu:
“Okula hazırlık sürecinde alışverişe çocuklarla birlikte çıkılmalı ve mutlaka okula giriş ve çıkışta belli saatlerde onu bırakmaya ve almaya geleceği söylenmeli. Tüm gün okulda beklemek çocuk açısından ilk 1-2 gün dışında sakıncalı olabilir. Ebeveynler, çocuğun okulda olduğu sırada herhangi bir etkinliğe katılacaksa bu konu hakkında çocuğa bilgi verilmemeli, onun yanında konuşulmamalıdır. Çünkü kendisi okuldayken anne ya da babasının eğleneceğini düşünebilir ve okula gitmeyi ceza gibi algılayabilir. Vedalaşmalar uzun sürmemeli ve net olunmalı. Gizlice ebeveynler okuldan ayrılmamalıdır. Çocukta sıkıntı, ağlama, sinirlilik, uykusuzluk, baş ağrısı, mide bulantısı, iştahsızlık gibi belirtiler görülebilir. Tepkiler okul saatleri yaklaştığında daha da artar. Bu şikayetler en sık okulların açıldığı zamanlarda yaşanır. Okul yöneticileri, öğretmen, aile ve rehber öğretmen eşliğinde güvene dayalı bilirkişi kurularak gerilim azaltılabilir. Altından kalkılamazsa, istikrarlı ve şiddetle devam ederse bir uzmandan destek alınabilir."
"Çocuğun yaşına uygun sorumluluk verilmeli"
“Çocuk doğduğu andan itibaren gerekli olan gelişimine uygun olan sosyal beceri ve öz bakımını sağlayabilir” diyen Gün Namal, bu gelişim süreçleri hakkında, "Oyun çağından okul çağına geçmekte olan çocuk, geçmiş gelişim dönemlerinde gelişimine uygun sorumlulukları üstlenememişse onun için okula başlangıç ve sonrası süreç stresli geçebilir. 4 yaşından itibaren sorumluluk bilinci geliştirilmeli. Oyuncaklarını toplamak, el-yüz yıkama, diş fırçalama gibi bazı sorumlulukları yerine getirebilir. Mutfağa bardağı götürebilir ya da yatağı toplarken yardımcı olabilir. Kendi başlarına giyinip soyunmayı becerebilmeli, okula, servise yetişme gibi zamana bağlı aktivitelerin bilincinde olmalı, gereğini yapabilmelidirler. Giyinip soyunması, yemeğini yemesi için yeterli zamanı sağlayıp, bu sorumluluklarını yapmasına fırsat vermelisiniz. Hazırlıkları son dakikalara bırakıp, geç kalmasın diyerek ‘bu sefer de ben giydireyim, ben yedireyim’ derseniz bu becerilerin kazanımı geç yaşlara kayacaktır. Bu yaşlarda evcil bir hayvanın bakımını üstlenip, sorumluluğunu alabilir. Odasını, masasını düzenli tutmak, yardımsız banyo yapmak gibi eylemler 8-9 yaş çocuğunun sorumluluklarındandır. 8-12 yaş aralığında çocuklar okulla ilgili tüm sorumluluklarını alabilmelidir. Uyarmadan derslerini yapmalı, okul saatinin bilincinde olmalıdır" ifadelerini kullandı.
12-13 yaşlarında ise çocukların okulla ilgili tüm görevlerini tek başına yürütebileceğini söyleyen Gün Namal, “Çocuk bu yaşlarda sinema, tiyatro, kütüphane gibi ortamlarda nasıl davranılacağını bilmeli, arkadaşlarıyla buralara gidebilmeli, ufak tefek alışverişleri yapabilmelidir. İlgilerini keşfetmiş olmalı, kendine uygun hobileri yapmaya çalışılmalıdır” diye konuştu.
Sorumluluk Alan Çocuklar Okulda Başarıyı Yakalıyor
Özel Ümit Hastanesi Uzman Psikoloğu Seda Gün Namal, çocuğun gelişiminde yaşına göre verilen sorumlulukların okul döneminde de kendisine fayda sağlayacağını belirtti.