Sorumluluk Bilinci Sosyal Çevreden Kazanılıyor

Sorumluluk Bilinci Sosyal Çevreden Kazanılıyor

Nöroloji Uzmanı Doktor Mehmet Yavuz, sorumluluk bilincinin doğuştan kazanılan bir beceri olmadığını söyledi. Dr. Yavuz, “Sorumluluk, bireyin başkalarının haklarını hiçe saymadan kendi gereksinimlerinin karşılama yeteneği ve davranışlarının sonuçlarını sahip çıkabilmesi olarak tanımlanır. Yetişkinlikte sağlıklı kararlar ile ilerleyebilmek için sorumluluk bilincini yerleştirilmiş olması gerekir. Sorumluluk doğuştan kazanılan bir beceri değildir.” dedi.

Sorumluluk bilinci sosyal çevreden kazanılıyor

Sorumluluk almasına fırsat verilen ortamda yetiştirilerek ve gelişim dönemlerinde değer sistemini oluşturarak çocuk sonradan bu beceriyi kazandığını anlatan Nöroloji Uzmanı Doktor Mehmet Yavuz, “Çocuğun yetiştiği çevre de kendi sorumluluğunu alması, verdiği kararların arkasında durması ve bu kararların sonuçlarına sahip çıkabilmesi, sorumluluk bilincinin oluşturulması için önemlidir. Sorumluluk bilinci çocuklara nasihat ile öğütle kazandırılan bir beceri değildir. Çocuğun aktif olarak katılım gösterdiği yaşantılarından deneyimleyerek, tecrübe ederek kazandığı kültürel mirastır. Nitekim çocukların bilişsel ve davranışsal gelişimi inceleyen dünyaca ünlü psikologlar da çocukların iyi yetiştirilmesindeki temel ilkenin, onların yaşamsal sorunlarına, işlevsel çözüm bulma becerisini kazandırmak olduğunu savunurlar. Sorumluluk bilincini de çocuklara öğütleyerek değil, bu beceri için onlara fırsatlar sunarak geliştirebiliriz. Çocuğa bağımsız bir şekilde dünyayı keşfetmesi, hedef belirlemesi bu hedef doğrultusunda geliştirdiği adımları oluşturma fırsatı verilmelidir” diye konuştu.

Aileye büyük rol düşüyor

Sorumluluk bilincinin aile ortamında yaşatılmasının çocuğun bu beceriyi edinmesinde fayda sağlayacağını kaydeden Dr. Yavuz, “Ailenin oluşturduğu ortam, çocuğun sorumluluk pratiği geliştirmesine elverişli olmalıdır. Sorumlu çocuk yetiştirme, sağlıklı aile iletişim becerilerini kullanabilmek ile başlar. Çocuğun haklarının gözetilmesi, çocuğun sınırlarının ebeveyn ile ortaklaşa oluşturulması, koruyucu ve baskıcı anne baba tutumundan uzak durulması sağlıklı ortam için çok önemlidir. Çocuğun her davranışına müdahale edip yönlendirmemek onlara fırsatlar sunmak ve inisiyatif almasını sağlamak, çocuğunuza kazandıracağınız sağlıklı güven duygusunu pekiştirecektir. Çocuğunuza dayattığınız katı kurallar ve yönergelerle belki de ona "sen yetersizsin" mesajını vermektesiniz. Gelişim döneminde bu mesajı alan çocuğun, yetişkinlikte kendini ifade edebilmesi ve sağlıklı özgüven geliştirebilmesi mümkün olmayabilir. Çocuklara yeterli sorumlulukların verilmesinin yanında verilen sorumluluğun çocuğun yaş, cinsiyet ve gelişim dönemlerini karşılayabilmesi noktasını gözardı etmemeliyiz. Gelişiminin üstünde seyreden sorumluluklar çocuğun istemeden de olsa olumsuz duygular geliştirmesine sebep olabilir.” Diye konuştu.

Nöroloji Uzmanı Doktor Mehmet Yavuz, sorumluluk bilinci için neler yapılması konusunda ise şunları kaydetti; “Çocuklara sorumluluk bilincini yerleştirmek adına aile yapısı içinde çocuğa uygun görevler vermelisiniz. Çocuğun bu görevi düzenli yapması gerektiği noktası çok önemlidir. Ben yapamıyorum ya da yapmak istemiyorum dediğinde pes edip gevşemeyiniz.

Verdiğiniz sorumluluğun gerçekleştirilmediğinde nelerle karşılaşacağını bilmesi ve sonuçlarına katlanabiliyor olması gerekir. Bu, çocuğun davranışlarının sorumluluğunu üstlenebilmesini sağlayacaktır.

Çocuğun büyümesi ve kendini ifade etmesi için ona fırsatlar vermelisiniz. Tüm hayatı boyunca siz yanında olamazsınız. Bunu idrak edebilmesi çözümleyebilmesi için sizden ayrı etkinliklere katılmasına izin vermelisiniz.

Çocuğun karşılaştığı çatışmalar, onun öğrenme sürecine katkı sağlayacaktır.

Çocuğu sorumlulukları konusunda cesaretlendirmelisiniz.

Ona değerli ve yeterli olduğuna dair mesajlar vermelisiniz. Sorumluluğuna karşı motivasyonunu içselleştirmesini ancak doğru mesajlar vererek kazandırabilirsiniz.

Çocuğun elbette sorumluluk bilincinde rol modeli olan ebeveyninin davranışlarının çok büyük önemi vardır. Size bu konuda güvenebilmesi için sözleriniz ve davranışlarınızın tutarlığını korumalısınız.

Çocuğunuz mevcut sorumluluklarını yerine getirdiğinde, elde edeceği kazanımları bilmesi, motivasyonunu olumlu etkileyecektir. Nitekim yapması keyifli olan, sonucunda güzel ve övünülecek bir durum yaratan davranışlar ile ilgili sorumlulukları kazandırmak daha kolaydır.

Çocuğunuza asla, onun gücünü ve kapasitesini aşan sorumluluklar yüklemeyiniz. Bu durum ona duygusal travma yaşatabileceği gibi aileye olan güvenin sarsılmasına da neden olabilir.

Verilecek sorumluluklar konusunda anne ve babanın farklı farklı davranması, çocuğun o görevi isteksiz yapmasına ya da hiç yapmamasına neden olabilir. Sorumluluklar konusunda anne, baba ve diğer aile büyükleri mutlaka hemfikir olmalıdır.

Çocuğun sorumluluk alanını bilmesi ve diğer kişilerin sorumluluklarına da saygı duyması gerektiği öğretilmelidir. Dolayısıyla kendi sorumluluğunu yerine getirirken başka kişilerin yaşam alanlarını ihlal etmemesi gerektiğini bilmesi, yetişkinlikte toplumsal görevler, sevgi-saygı ve empati geliştirilmesi açısından çok önemlidir. Bugün trafikte bir araç bile olsa öne geçmeye çalışan, ya da sıra beklerken bir yolunu bulup öne geçmek isteyen ya da çevresini temiz tutma konusunda duyarlı davranmayan birçok yetişkin kişi ile karşılaşıyoruz. Bunların hepsi, çocuklukta yeterli sorumluluk bilinci geliştirilememesinden, kendisinin ve başkalarının sınırları konusunda tatminkar eğitim verilememiş olmasından kaynaklanmaktadır.”
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile