Sorumsuz Sorumlular Nasil Yargilanmali

Sorumsuz Sorumlular Nasil Yargilanmali

1999 depremi sonrasi sorumlulara karsi ceza adaleti sisteminin iyi uygulanmadigini söyleyen Ceza Hukuku Uzmani Doç. Dr. Hasan Sinar, deprem acisinin daha da katlanmamasi adina hukuki süreçlerin nasil olmasi gerektigi ile ilgili 5 maddelik bir öneri sundu.

Altinbas Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ögretim Üyesi, Kamu Hukuku Bölüm Baskani Ceza Hukuku Uzmani Doç. Dr. Hasan Sinar, Türkiye’nin deprem ülkesi oldugu gerçegini her depremle aci bir sekilde bir kez daha hatirladiklarini, özellikle 17 Agustos 1999 depreminden sonra “Deprem öldürmez, kötü yapi öldürür” diyerek çok sayida haber yapildigini, yapi güvenliginin öneminin vurgulanarak insaatlarin depreme dayanikli yapilmasinin öneminin uzmanlarca hatirlatildigini söyledi.

Sinar, sorumsuz davranan bürokrat ve müteahhitlere caydirici bir yaptirim uygulanmadigini dile getirdi. Doç. Dr. Hasan Sinar, bu cezasizlik kültürüne bir an önce dur demek gerektigini, 99 depremi sonrasinda da ceza adaleti sisteminin kötü bir sinav verdigini ifade etti.

Resmi rakamlara göre 17 binden fazla vatandasin hayatini kaybettigi büyük Marmara depreminden sonra sorumlular hakkinda çok sayida dava açildigini hatirlatan Sinar, bu konuda rakamlar verdi.

“99 depreminden sonra Istanbul’da açilan 600 davadan bir tane bile mahkumiyet karari çikmadi”

Doç. Dr. Hasan Sinar, “cezasizlik kültürü”nün yine devreye girdigini belirterek, “TMMOB Makine Mühendisleri Odasi tarafindan hazirlanan “Türkiye’de Deprem Gerçegi Raporu”na göre Marmara depreminin ardindan insaat usulsüzlüklerinden dolayi çöken binalarda “ölüm ve yaralanmalara sebebiyet verme” suçlamasiyla yüklenicilere yaklasik iki bin 100 dava açildi. Bu davalardan bin 800ü gerek zaman asimi, gerekse 1999 yilinda çikartilan ve kamuoyunda "Rahsan Affi" olarak bilinen "23 Nisan 1999 Tarihine Kadar Islenen Suçlardan Dolayi Sartla Saliverilmeye, Dava ve Cezalarin Ertelenmesine Dair Kanun“un devreye girmesi nedeniyle cezasiz kaldi. Geriye kalan 300 davanin yaklasik 110’unda mahkumiyet karari çiksa da ancak bu mahkumiyetlerin büyük kismi da erteleme kapsamina alindi. Bu baglamda örnegin Sakarya ilinde açilmis olan 695 davadan yalnizca 5 tanesinde, Kocaeli ilinde açilmis olan 600 davadan yalnizca 12 tanesinde mahkumiyet karari verildi.

Istanbul’da açilan 600 davadan ise tek bir mahkumiyet karari dahi çikmadi” diye konustu.



“5 maddelik çözüm önerileri”

Bu sekilde deprem acisinin daha da katlandiginin altini çizen Doç. Dr. Hasan Sinar, hukuki süreçlerin nasil olmasi gerektigi ile ilgili görüslerini 5 maddede dile getirdi:

- Hakimler ve Savcilar Kurulu (HSK) tarafindan salt bu ise özgü özel bir savcilik birimi olusturulmali ve bu birim derhal harekete geçerek delil arastirmasi kapsaminda yikilan veya hasar gören her binadan karsilastirmali analize imkân verecek çok katmanli örnekler toplamali; 99’da bu hemen hiç yapilamadi.

- Yikilan binalarda is makineleriyle enkaz kaldirma ve hafriyat islemine baslanmasi için bu özel savcilik biriminin izin vermesi kosulu getirilmeli, deliller tümüyle toplanip muhafaza altina alinmadan hiçbir binada asla hafriyat yapilmamali; deliller yok olunca maddi gerçege de ulasilamiyor.

- Delil arastirilmasi kapsaminda toplanan tüm insaat örneklerinin korunakli bir kapali alanda gecikmeksizin ayristirilmasi, siniflandirilmasi ve belgelenmesi islemi gerçeklestirilmeli; bu islem mutlaka, yetkin olay yeri inceleme birimlerince yapilmali.

- Bu sekilde muhafaza altina alinan delillerin incelenmesi için Adli Tip bünyesinde özel bir resmi bilirkisilik birimi hayata geçirilmeli. 99 depreminde dosyalarin büyük ölçüde zaman asimina ugramasinda bitmek bilmeyen bilirkisi incelemelerinin payi çok büyüktü.

- Nihayet sorusturma ve kovusturma süreçlerinin etkili yürütülmesi için magdur yakinlarinin organize olmalari ve barolarla esgüdüm içerisinde bu konuyu daima gündemde tutmalari, yargisal süreçleri israrla izlemeleri çok önemli.
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile