Gelişmiş ülkelerdeki sosyalistlerin AK Parti'yi sosyal, CHP'yi ise nasyonel sosyalist bir parti olarak gördüğünü vurgulayan Prof. Dr. Armağan, bunun da kendisine sosyalist ve devrimci diyen CHP için utanç verici bir yakıştırma olduğunu söyledi. Durumu iyi gören ve tahlil eden Kılıçdaroğlu'nun değişimi seçtiğini belirten Armağan, "CHP, ilk defa statükocu yapısından arınma yolunu seçti. Bence bu, CHP için bir devrimdir. O eski tutucu CHP, 80 yıl öncesinin yıpranmış fikirleri yerine daha çağdaş ve devrimci bir yol izlemeyi uygun buldu. Bu sayede Türkiye'nin sağlıklı ana muhalefet partisi olmaya hak kazandı." dedi.
CHP'de yaşananları bir dönemeç olarak gören ve bir süre daha sancının devam edeceğini aktaran İbrahim Armağan, bu süre sonunda Türkiye'nin iyi bir muhalefetle tanışacağını söyledi. Bu muhalefetinse her şeyi eleştiren olmaktan çıkıp çözüm önerileri getiren bir parti olacağını ifade eden Armağan, "Sayın Kılıçdaroğlu'nun yurt dışındaki sosyalistlerle görüşmesi son derece olumlu oldu. Avrupalı sosyalistler, Kılıçdaroğlu'nun fikirlerinden dolayı, 'Bizim görmek istediğimiz CHP budur.' diye kendi aralarında görüş birliğine vardı. Bu açıdan da Avrupa'nın desteğini aldı. Bu değişme, radikal ve devrimci bir değişmedir. Bu değişiklik iktidar için de iyi olacak, çünkü Meclis'te onlara yol gösterecek güçlü bir parti bulunacak." şeklinde konuştu.
Esik CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ve Genel Sekreter Önder Sav'ın, uzunca bir süredir değişimein önünde set olduklarını belirten Prof. Dr. Armağan, bu sebeple tasfiye olmalarını hiç kimsenin engelleyemeyeceğini, bunu bizzat halkın yapacağını savundu. Kemal Kılıçdaroğlu'nun yeni bir yüz ve soluk olduğunu söyleyen Armağan, şunları kaydetti: "CHP'de yeni bir arayış var. Buna eski Deniz Baykal ve Önder Sav cevap vermiyordu. Kılıçdaroğlu'nunsa bürokrat olması ve halkın gözünde dürüst imajı, bir özlem olduğunu gösteriyor. CHP, Ecevit döneminden sonra ilk kez halkla kucaklaşma yoluna gitti. Henüz sosyal demokrat oldu demiyorum, halkla kucaklaşmaya başladı diyorum. İleride inşallah özgürlükçü, çoğulcu ve kendilerinin de söylediği gibi devrimci ve çağdaş bir parti olurlar."
