Partisinin İzmir İl Başkanlığı’nda basın toplantısı düzenleyen Kılıç, 2012 yılını ekonomik açıdan değerlendirdi. Türkiye ekonomisinin büyük bir krizle karşı karşıya olduğunu savunan Kılıç, Türkiye ekonomisi için pembe tablolar çizildiğini söyledi.
Türkiye’de işsizliğin gün geçtikçe arttığını öne süren Kılıç, “Dünya ekonomisi krizlerle boğuşurken Türkiye’de pembe tablolar çiziliyor. Ama şu bir gerçek ki, ekonomimiz büyük bir krize gebe. İşsizlik oranı yüzde 9’u geçti. Büyüme oranı yüzde 1,6’lara geriledi. Borçlar sürekli artıyor. TÜİK’in açıkladığı rakamlara göre 2012 yılının Haziran ayında yüzde 8 olan işsizlik oranı, Temmuz’da yüzde 8,4’e, Ağustos’ta yüzde 8,8’e, Eylül’de yüzde 9,1’e yükselmiştir. Şüphesiz bu rakam yılsonu itibariyle daha da yüksek çıkacaktır. Tarım dışı işsizlik yüzde 11,6, genç nüfustaki işsizlik oranı yüzde 18’dir. İş bulmadan ümidini kesenleri ve gizli işsizleri de bu rakamlara eklediğimizde bu oranın daha da yükseleceği açıktır. İşsizlik sosyal bir olgudur ve bu oranın yükselmesi milletimiz adına bizi endişelendirmektedir” dedi
"IMF BORCU DÜŞTÜ, DİĞER BORÇLAR ARTTI"
Türkiye’nin IMF’ye olan borcunun düştüğünü ancak diğer borçlarda artış yaşandığını ifade eden Kılıç, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sayın Başbakanımız IMF’ye olan borcumuzun 900 milyon dolara düşürüldüğünü, isterlerse borç bile verebilecek duruma geldiğimizi söylüyor. Doğrudur, IMF’ye olan borcumuz azalmıştır. Ancak Türkiye’nin borcu artmıştır. Her şeyden önce hükümet, çıkarılan ‘Derviş kanunları’ ile IMF’nin ekonomi anlayışını benimsemiştir ve de harfiyen uygulamaktadır. Kemal Derviş dahi kendilerini tebrik ve teşekkür etmiştir. Peki, Türkiye’nin iç ve dış borcu ne olmuştur? Nerden nereye gelmiştir? Artmış mıdır, yoksa Başbakan’ımızın dediği gibi düşmüş müdür? Şimdi bu rakamları açıkladıktan sonra yetkililer hala daha borcumuz yok, düştü diyorlarsa takdiri halkımıza bırakıyoruz.”
Sp Genel Başkan Yardımcısı Kılıç: 'Imf Borcu Düştü, Diğer Borçlar Arttı'
Saadet Partisi (SP) Genel Başkan Yardımcısı Şerafettin Kılıç, Türkiye’nin IMF’ye olan borcunun düştüğünü ancak diğer borçlarda artış yaşandığını savundu.