Bosna Sancak Kültür ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Muhammed Sancaktar, Srebrenitsa'nın soykırımın son halkası olduğunu belirterek, "Orada yaşanan kesinlikle büyük bir vahşettir. Şu anda soykırıma uğramış 8 bin 372 insan belirlendi. Bunların 6 bin 610'u bulundu ve daha bulunamayan cesetler var." dedi.
Türkiye ile Bosna Hersek arasında köprü olmaya çalışan İstanbul'daki Bosna Sancak Kültür ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Muhammed Sancaktar ve soykırım mağdurları, Srebrenitsa soykırımının 24. yılında düşüncelerini AA muhabirine anlattı.
Sancaktar, kendisinin de Boşnak olduğunu belirterek, 20 yıldır derneğe hizmet ettiğini söyledi.
- "Türkiye, Srebrenitsa mağdurlarına kucak açtı"
Türkiye'nin savaş döneminde mağdurlara kucak açtığını hatırlatan Sancaktar, şöyle devam etti:
"Bosna Hersek'te sokaklar ve çarşılar bombalanıyordu. O zaman Türkiye'ye gelen kadın, çocuk ve yaşlılar... Bosna Savaşı döneminde yaklaşık 40 bin insan Bosna Hersek'ten İstanbul'a geliyor ve dernekle irtibata geçiriyorlar. Derneğimiz bu insanların giyim ve sağlık ihtiyaçlarını karşılıyor. Barınma ihtiyaçlarını da evlere dağıtarak sağlıyor. Daha sonra kamplar oluşturuyorlar. Özellikle Kırklareli'nde ve mağdurların kamplara yerleştirilmeleri sağlanıyor. Savaş bittikten sonra bu insanların bir tanesi Türkiye'de kalmıyor."
Sancaktar, Srebrenitsa soykırımını unutturmamak için yaptıkları faaliyetlere değinerek, "Rahmetli Aliya İzzetbegoviç’in sözünü tekrarlamak istiyorum 'Unutulan soykırımlar tekrarlanır.' Srebrenitsa artık bir sembol haline geldi ama o soykırımın son halkasıdır. Orada yaşanan kesinlikle büyük vahşettir. Şu anda soykırıma uğramış 8 bin 372 insan belirlendi. Bunların 6 bin 610'u bulundu ve daha bulunamayan cesetler var. Bizim en büyük hedeflerimizden biri, bu soykırımı unutturmamak. Türk kamuoyu bunu hiçbir zaman unutmamalı. Ben Boşnak-Türk ayrımı yapmıyorum, biz biriz diye görüyorum." ifadelerini kullandı.
- "Bize en büyük desteği veren ülke Türkiye"
Srebrenitsa soykırımı sırasında Bosna Hersek'te bulunan dernek üyesi Saffet Erdem de yaşadıklarını şöyle anlattı:
"Bosna Hersek'ten 1966 yılında ailecek Türkiye'ye göç ediyoruz. Ondan sonra Türkiye'de biz iş hayatına başlıyoruz. Bosna Savaşı döneminde de dernek üyesiydim. Savaş başladığı zaman ve o ağır katliamlarda oradaki insanların tek sığınacakları yer Türkiye'ydi. Benim yakın ailelerimden üçüncü, dördüncü kuşaklardan kayıplarım olmuştur. 1995 yılında temmuzun sonlarına doğru da Ertuğrul Günay yönetiminde yaklaşık 80 kişilik bir ekiple yola çıktık. Bu ekibin içinde her görüşten, inançtan, meslekten insanlar vardı. Orada en çok anılarımda yer alan rahmetli Cem Karaca vardı. Cem Karaca savaş esnasında o olaylar o katliamlar onu öyle bir etkiledi ki bana göre kimyası bile değişti. Benim de fotoğraf çektiğim ve konuştuğum mağdurların hayatları beni çok etkiledi. Hala o günleri düşündüğümde gözyaşlarımı tutamıyorum. Savaş sırasında Türkiye'ye gelen insanların yüzde 99,9'u memleketine geri döndü. Dünya ülkelerinde ciddi olarak ve bana göre en büyük maddi, manevi desteği veren ülke Türkiye'dir. Biz hiçbir şekilde intikam peşinde koşmuyoruz. Soykırım unutulmamalı ama asla da bir intikam peşinde de koşulmamalıdır."
- "Srebrenitsa'da soykırım yapıldı"
Srebrenitsa'da yaşananlara tanık olan derneğin kurucu başkanlarından Refik Akova ise soykırımın yaşandığı dönemde orada olduğunu ve insanların korkmadığını, neler yaşanabileceğini bildiklerini söyledi.
"Sırpların acıma duygusu yok." diyen Akova, "Hollanda taburu Birleşmiş Milletler adına ve NATO adına görev almıştı. Ne yapması gerekiyordu, koruması gerekiyordu ama korumadı. Sığınmacılar en güvenli yer Srebrenitsa’daydı ve millet kaçıyordu köyler, kasabalar, bucak, mahalle herkes oraya kaçıyordu. Srebrenitsa'yla Tuzla arası 45 kilometre idi. Maalesef Sırplar tarafından Srebrenitsa'da o soykırım yapıldı." şeklinde konuştu.
'Srebrenitsa'da Daha Bulunamayan Cesetler Var'
Bosna Sancak Kültür ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Muhammed Sancaktar: 'Srebrenitsa artık bir sembol haline geldi ama o soykırımın son halkasıdır. Orada yaşanan kesinlikle büyük bir vahşettir. Şu anda soykırıma uğramış 8 bin 372 insan belirlendi. Bunların 6 bin 610'u bulundu ve daha bulunamayan cesetler var' Derneğin kurucu başkanlarından Refik Akova: 'Hollanda taburu Birleşmiş Milletler adına ve NATO adına görev almıştı. Ne yapması gerekiyordu, koruması gerekiyordu ama korumadı'