1995'te Sırp güçlerin 8 binden fazla Boşnağı öldürdüğü Srebrenitsa'da bugün, katliamın 15. yılında anma törenleri vardı. 775 kurbanın daha toprağa verildiği törene Sırbistan ile Bosna Hersek arasındaki diyaloğun arabulucusu olarak katılan Türkiye adına konuşan Başbakan Erdoğan, Balkanlarda barış vurgusu yaptı. Srebrenitsa anma törenleri Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve törene katılan ülkelerin devlet başkanları ile temsilcilerinin anıt taşa çelenk koymasıyla başladı.
Başbakan Erdoğan, Potoçari tören alanında bulunan anıt taşa, üzerinde Türkiye Cumhuriyeti Başbabakanlığı yazan çelengi koydu.
Erdoğan'ın çelengi anıt taşa koyması sırasında eşi Emine Erdoğan, Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış ile Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu da hazır bulundu.
Törenlere, Türkiye Cumhuriyeti'nden ilk defa başbakanlık düzeyinde katılım olurken, Bosna-Hersek Üçlü Devlet Başkanlığı Konseyi Başkanı Haris Sladziç, Sırbistan Devlet Başkanı Boris Tadiç, Hırvatistan Devlet Başkanı İvo Yosipoviç ve Karadağ Devlet Başkanı Filip Vuyanoviç ile bazı ülkelerin dışişleri bakanları ve büyükelçileri ile NATO yetkilileri de katıldı.
Törende, Kuran'dan sure okundu ve Bosna Hersek Milli Marşı eşliğinde göndere bayrak çekildi. Enica Gençlik Korosu'nun "Srebrenitsa Cehennemi Oratoryosunu" seslendirdiği törende Srebrenitsa şiiri okundu.
Erdoğan: "Avrupa tarihi kara leke aldı"
Törende konuşma yapan Erdoğan, "Srebrenitsa'da insanlık onuru ağır bir yara almıştır, Balkan tarihi, Avrupa tarihi bir kara leke almıştır" dedi.
Erdoğan, katliamda yaşamını yitirenler için "Hiç şüpheniz olmasın onlar şehittirler. Bizim değerlerimizde onlar ölü değildir, onlar diridirler. Şu anda onlar bizimle beraber bizi dinliyor, bizi izliyorlar" diye konuştu.
Katliam kurbanlarının vatanları, namusları, şerefleri, onurları ve insanlık için hayatlarını verdiğinin ve toplu katliama muhatap olduğunun altını çizen Erdoğan, "Onlar kanlı, acımasız, kuralsız, vahşi bir savaşta katledildiler" dedi.
Erdoğan, "Saraybosna İstanbul'un kardeşidir. Belgrad Ankara'nın dostudur, Zagreb İzmir'in akrabasıdır, Kızılırmak Nehri'nin, Sakarya Nehri'nin, Tuna'nın, Dirina'nın, tarihi ortaktır, birdir" diye konuştu.
Her savaşın, çatışmanın ve kavganın kötü olduğunu ifade eden Erdoğan, "Ancak kardeşlerin, akrabaların kavgası, ortak bir tarihi, ortak bir kültürü, hatta ortak bir dili paylaşan dostların kavgası kötünün de ötesinde kötüdür" dedi.
Başbakan Erdoğan, Srebrenitsa'da katıldığı TRT Haber kanalının yayınında, değerlendirmelerde bulundu ve soruları yanıtladı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Gerçekten Belgrad Parlamentosu'nda alınan karar, Sayın Tadiç'in cesur bir kararı olmuştur, cesur bir girişimi olmuştur. Öyle ise bunun arkasını bizim getirmemiz lazım. Çünkü bu bölge artık barışı teneffüs etmeli, barışın dışında bir şeyi değil" dedi.
Srebrenitsa'da 15 yıl aradan sonra hala akrabalarına ulaşamayan insanlar bulunduğunu hatırlatan Başbakan Erdoğan, bu tabloyu görünce "Biz Uluslararası Lahey Adalet Divanı'nın bu soykırım kararından sonra acaba daha neyi bekliyoruz? Bunların katilleri, bunların failleri ne zaman yakalanacak, ne zaman bunlar ortaya çıkacak? Yani güç her zaman haklı olmaya devam mı edecek? Haklı olanlar ne zaman güçlü olacak?" sorularını kendi kendine sorduğunu ifade etti.
Tören sırasında yaptığı konuşmada da yer verdiği, eşini ve iki çocuğunu kaybeden kadının, Sırbistan Devlet Başkanı Boris Tadiç'in elini sıktığını ve bu sırada "ben eşimi kaybettim, iki çocuğumu kaybettim. Ne zaman bunlar duracak?" dediğini aktaran Erdoğan, "Ama onda metanet vardı, nefret yoktu, kin yoktu. Bu da tabii bir Müslümanın dünyaya bakışını gösteriyor çünkü dünya barışını biz kin üzerine, nefret üzerine inşa edemeyiz. Onun için Srebrenitsa bugün bu mesajı da verdi. Bu bakımdan çok çok anlamlı bir töreni yaşadık, yaşıyoruz. Ama diyorum ki, bu dünya, katillerin egemen olduğu, zalimlerin egemen olduğu bir dünya olmasın. Haklıların her zaman hakkını alabildiği bir dünya olsun. Benim için bugünün en önemli mesajları bunlardı diye düşünüyorum" diye konuştu.
Erdoğan, Srebrenitsa'ya büyük bir soykırım müzesi yapılması görüşünün hatırlatılarak, "Türkiye'nin böyle bir müzeye nasıl bir katkısı olabilir?" sorusu üzerine "Bildiğiniz gibi bizim TİKA'mızın burada çalışmaları var. Orada da elimizden gelen azami desteği biz buradaki bu çalışmaya, gayrete inşallah veririz" diye konuştu.
Erdoğan notları
Başbakan Erdoğan, Srebrenitsa katliamının 15. yıl dönümü nedeniyle düzenlenen törene katılanlarla cenaze namazı kıldı. Erdoğan, katliamın yapıldığı fabrikayı da ziyaret etti.
Törende, Zenica Gençlik Korosu tarafından Srebrenitsa Cehennemi Oratoryosu seslendirildi. Oratoryonun bestecisi Başbakan Erdoğan ile tanıştırıldı.
Öte yandan katliam kurbanları için Katolik bir papaz da dua okudu. Daha sonra cenaze namazı kılındı ve kimlikleri tespit edilen 700'ün üzerinde katliam kurbanı isimleri tek tek okunarak defnedildi.
Srebrenitsa katliamının 15. yılı
Bosna-Hersek'teki savaşta 11 Temmuz 1995 tarihinde 8 bin erkeğin katledildiği Srebrenitsa'da, soykırımın 15. yıl anma törenleri, kurbanların mezarlarının bulunduğu Potaçari'de geniş katılımla yapıldı.
Avrupa'nın İkinci Dünya Savaşından sonra yaşadığı en büyük trajedi olan Srebrenitsa soykırımının 15. yıldönümünde, yine hüzün ve gözyaşı hakim... Boşnak aileleri erkeksiz, çocukları babasız, anneleri evlatsız bırakan bu soykırımın acısı, aradan geçen 15 yıla rağmen hiç dinmedi.
Bir zamanlar evlatları ve kocalarıyla yaşadıkları mutlu hayatı ansızın yok edilen Srebrenitsalı kadınları yalnız bırakmamak için on binlerce Boşnak törenlerin yapılacağı alanda bir gün öncesinden toplanmaya başladı.
Etrafı ormanlarla çevrili yeşil arazi üzerine "beyaz zambaklar" gibi dizilen uçsuz bucaksız mezar taşlarının bulunduğu Potoçari'de toplanan kalabalık, savaşta kaybettiği yakınları için dua ediyor ve gözyaşı döküyor.
Bosna-Hersek'ten ve yurt dışından törenler için gelen insanlardan bazıları geceyi Potoçari Mezarlığı çevresinde kurulan çadırlarda ve kentteki Boşnak ailelerin yanında geçirdi.
İnsanların yüreğindeki acı ve hüzün yüzlerine de yansıyor. Gülmeyi adeta unutmuş bu insanlar, sadece derin bir sessizlik içinde 15 yıl önce dünyanın gözleri önünde yaşanan trajedinin hüznünü yaşıyor.
Törenler bir büyük buluşmaya da sahne oldu
15 yıl önce baba, kardeş, eş olanlar yemyeşil örtülere bürünmüş narin ve hafif tabutlarıyla Potoçari'de bir araya geldi. Doğum tarihleri farklı, ancak ölüm tarihleri hep 11 Temmuz 1995 tarihini gösteren 775 tabut, ilk olarak bu insanların "umut" diye içeri girmeye çalıştığı BM bünyesinde görev yapan Hollanda birliğinin konuşlandığı fabrikanın içinde bekletildi.
15 yıldır kaybettikleri ve bir mezarın dahi çok görüldüğü yakınlarının tabutlarına sarılan kadınlar gözyaşı döktü. Bu gözyaşları, 15 yıl önce katledilen, daha sonra bedenleri parçalara bölünüp çeşitli toplu mezarlarda bulunan, uzun çalışmalar sonucu kimlikleri belirlenen kurbanlar için akıtılıyordu.
Anneleri onları doğururken kolsuz, bacaksız, başsız doğurmamıştı... Ancak onların tabutları çok hafifti. Çünkü birçoğunun bedeninin bir kısmı hala bilinmeyen yerlerde saklı duruyordu. Tabutlar içinde ise kimisinin tek bacağı, kimisinin sadece kaburgaları, kimisinin ise sadece kafatası bulunuyordu. Hala iki bin kişinin yakınları, kurbanlarının bir tırnağını dahi bulamadı.
Bazı kadınların pencerelerinden düşen güneşin hüzmeleriyle aydınlanan fabrikanın geniş alanında yakınının cenazesini bulmak için tabutların üzerindeki küçük harflerle yazılmış isimleri tek tek kontrol etmesi ise yürek burkan bir başka manzara.
Tabutlar başında ağlayan kadınlar, bir taraftan kaybettikleri için gözyaşı döküyor, diğer taraftan yakınlarını 15 yıl sonra olsa bile inançları doğrultusunda toprağa verecek olmanın buruk sevincini yaşadı.
Cenazelerin fabrikadan törenin yapılacağı alana taşınma süreci ise saatler sürdü. Yaklaşık 300 metre ötedeki mesafeye elden ele uzatılarak taşınan yeşil örtülere sarılmış tabutlar numaralarına göre bulunduğu yerden alındı.
Tabutlar, elden ele uzatılarak Potoçari Mezarlığı'nda cenaze namazlarının kılınacağı alana tek tek dizildi. Yine burada da her tabutun başında aileleri ve yakınları gözyaşı dökerek dayanılması zor bir tablo oluşturdu. Burada tabutlar başına toplanan kadınların kimi ağabeyisi, kimi kardeşi, kimi eşi, kimisi ise babası için gözyaşı döktü.
775 cenazenin defnedilmesi
Bosna-Hersek Üçlü Devlet Başkanlığı Konseyi Başkanı Haris Sladziç, törende yaptığı konuşmada, Srebrenitsa kurbanlarının aileleriyle görüştüğünü belirterek, "Onların tek istediği adaletin yerini bulmasıdır. Kimse intikam almaktan bahsetmiyor. Zaten Boşnaklar hiçbir zaman intikam gütmemişlerdir" dedi.
Bu topraklarda Müslümanların ve Hristiyanların yıllarca beraber yaşadıklarını ve bundan sonra da yaşayacaklarını ifade eden Sladziç, şunları kaydetti:
"Zaten şu anda cenazeler arasında bir Hristiyan da bulunuyor. Bu yaşanılanlar insan oğlunun vicdanındaki bir lekedir. Ama sadece gerçeğin söylenmesi adaletin sağlanması bu vicdanları barıştırır. Bunu sağlamak için de sadece bu yıl 775 sebebimiz var. Avrupa Birliğinden Bosna-Hersek Parlamentosuna soykırımı kabul etme zorunluluğu getirmesini istiyoruz. Çünkü bu topraklarda yaşanılan soykırım birileri tarafından hala inkar ediliyor."
Slovenya Devlet Başkanı Danilo Turk de konuşmasında, katliamı gerçekleştirenlerin mutlaka adaletin karşısına çıkarılması gerektiğini vurgulayarak, "Savaş suçlularının bulunması ve barışın kalıcı hale getirilmesi için çok daha fazla çalışmalyız" diye konuştu.
Fransa Dışişleri Bakanı Bernard Kouchner ise adaletin sağlanması gerektiğini ifade ederek, Ratko Mladiç ve diğer savaş suçlularınını mutlaka yargılanması gerektiğini söyledi. Kouchner, bugün düzenlenen törenlere yüksek katılım olmasının kendisini bu konuda daha fazla umutlandırdığını söyledi.
Bosna-Hersek'in AB Yüksek Temsilcisi Valentin Inzko da törenlere katılmanın en önemli sebebinin bir insanın en yüce hakkı olan toprağa verilmesi olduğunu söyledi. "Bugün hepimiz babalarız, kardeşleriz, kurbanları unutmak istemiyoruz, onları unutmak bu kişileri ikinci defa öldürmektir" diyen Inzko, en önemli görevlerinin gerçeğin anlaşılması ve savaş suçlularının yargılanması olduğunu kaydetti.
Törene katılan ve bütün dikkatlerin üzerinde olduğu Sırbistan Devlet Başkanı Boris Tadiç, konuşma yapmadı. Bu sırada, Srebrenitsa kurbanlarının yakınlarını temsil eden bir kadın Boris Tadiç'in yanına gelerek elini sıktı. Söz konusu kadın, Tadiç'e asla intikam peşinde olmadıklarını söyledi.
Dualar
Konuşmaların ardından Başbakan Erdoğan ve Bosna-Hersekli yetkililer cenaze namazının kılınacağı alana geçti.
Burada, 775 cenazenin arasında bulunan tek Katolik olan Rudolf Hren için Katolik ve Müslüman din adamları dua etti.
Srebrenitsa'nın işgali üzerine buradaki Boşnak arkadaşlarıyla ormana kaçarken Çetnikler tarafından katledilen Rudolf Hren'in cenazesinin, annesi Barbara ve kızı Diana'nın isteği üzerine Srebrenitsa kurbanlarıyla birlikte toprağa verilmesinin istendiği öğrenildi.
Anna Barbara Rhen, "Oğlum öldürüldüğünde 35 yaşındaydı. O gönlüyle ve ruhuyla tam bir Srebrenitsa'lıydı. O nedenle onu arkadaşlarından ayırmak istemedim" dedi.
Yoğun katılım
Bu yıl anma törenlerinin 15. yıl dönümü olması ve bugüne kadar toplu mezarlardan çıkarılan en fazla cesedin toprağa verildiği törenlere yoğun katılım oldu.
Törenlere Sırbistan'dan gelen Kadınlar Derneği üyeleri, siyah kıyafetleriyle katıldı.
Alanda bulunan on binlerce insana çeşitli Türk derneklerinin de aralarında bulunduğu yardım kuruluşlarınca su ve kumanya dağıtıldı.
Geceyi Potoçari Mezarlığı çevresinde Bosna-Hersek ordusunun kurduğu çadırlarda geçiren katılımcıları büyük kısmı törenlerin ardından dönüş yoluna geçti. Yoğun katılım nedeniyle kilometrelerce uzunlukta araç konvoyları oluştuğu görüldü.
CNN Türk
Srebrenitsa 'katliam' acısını bir kez daha yaşadı
1995'te Sırp güçlerin 8 binden fazla Boşnağı öldürdüğü Srebrenitsa'da bugün, katliamın 15. yılında anma törenleri vardı. 775 kurbanın daha toprağa verildiği törene Sırbistan ile Bosna Hersek arasındaki diyaloğun arabulucusu olarak katılan Türkiye adına konuşan Başbakan Erdoğan, Balkanlarda barış vurgusu yaptı.