Sivil Dayanışma Platformu Ordu buluşması Ordu Atatürk Kültür Merkezi'nde çeşitli etkinliklerle çalışmalarını sürdürüyor. Ordu Sivil Toplum Kuruluşları adına bir açıklama yapan Zekai Gönül, böyle bir çalışmayı Ordu'da yapmaktan dolayı memnun olduklarını söyledi. Haklarını aramayan insanlardın bir zaman sonra şahsiyetlerini kaybedecekleri bilgisinin ecdattan gelen bir bilgi olduğunu aktaran Gönül, 12 Eylül'de yapılan değişikliğe Ordu'da güçlü bir evet diyeceklerini belirtti. Hak-İş Konfederasyonu Genel Sekreteri Mustafa Paçal ise Türkiye'nin döndüğü virajların en kritiğinin 13 Eylül, yani referandumdan sonraki sabah olacağını söyledi.
Kendisinin de bir Ordulu olduğunu belirten Adaleti Savunanlar Derneği (ASDER) Temsilcisi Arif Çelenk, Türkiye'de nispeten yeterli görülmeyen bugünkü huzur ve özgürlük ortamının olumsuz sonuç ile daha da kötü duruma götürülmek isteneceğini ifade etti.
ASDER Temsilcisi Arif Çelenk, "İnancından dolayı askerlikten atılan birisine şöyle söylüyorlar; ya eşinin başını açacaksın ya da ordudan atılacaksın. Bir baba ordudan atılmış, lojmandan ayrılmış. Çocuğu yıllar sonra lojmanın önünden geçerken çocuk parkındaki salıncakta sallanabilmek için 'baba nasıl olsa annem yanımızda yok, senin de başın açık biraz sallanalım da gidelim." diyor. Güneydoğu'da bir grup kekik toplarken bombalanıyor. Diğer yandan terörist sürüsünü koyun sürüsü diye es geçiyor. Bugün geriye bakıp da 10 sene, 15 sene sonra keşke olmasaydı dememek için güçlü bir evet demeye var mısınız diyorum?" şeklinde konuştu.
Ensar Vakfı Başkanı Ahmet Şişman da bu değişikliği Adalet ve Kalkınma Partisi yaptığı için karşı çakanlar olduğuna dikkat çekti. Şişman, "Bizim yapacağımız önce bu karşı çıkanların bu değişiklikleri neden istemediklerini anlayıp onlara bunları anlatabilmek. Bizim özellikle yapılan değişiklikleri gündeme getirip neresine karşısın vatandaşları bununla yüz yüze getirmek. Birinci görevimiz bu olmalıdır. Hükümetin yaptığı bir faaliyet olarak görünüyor ama bu aslında bizim meselemizdir. Bu tamamen halkın ihtiyaçlarına göre düzenlenmiş bir anayadır. Bu ülkedeki anayasayı bu ülkede yaşayan insanlar yapar." dedi.
Genç Siviller Aktivisti Tansel Palak ise bu ülkede faili meçhul cinayetler yaşandığını, bir savcının adaleti savunduğu için görevinden alındığını belirterek bu olayların son bulması için bu halkın kendi anayasasını yapması gerektiğini kaydetti.
Sivil Dayanışma Platformu Başkanı Ayhan Ogan ise şöyle konuştu: "Yaşadığımız zulümdür maalesef. Bugün bu zulüm düzenini bu eşkiyalığı çok açık bir şekilde yaşıyoruz. Biz egemenliğimizi, irademizi kendimiz tayin etmek istiyoruz. Bu ülkeyi bizim seçtiğimiz insanlar mı yönetecek? Yoksa bu ülkeyi kendisinin kurduğunu iddia eden yüksek insanlar mı yönetecek? İşte bunu oylayacağız. Bu ülkenin en büyük sorunu vesayet sorunudur. Kimsenin yandaşı değiliz, hiç kimsenin düşmanı da değiliz. Çukurca'nın, Dörtyol'un, İnegöl'ün hesabını veremiyorlar. Artık bu millet bunların hesabını soruyor. Bu süreç 13 Eylül günü bitmeyecektir. İki madde çok önemlidir. Çocuklarımıza bunları borçluyuz. Bunun için herkes kendine hedef koyup misyonunu yapsın."
