Stratcom Zirvesi'nde 'Dijital Habercilik Açiklamasi Gazeteciligin Yeniden Kesfi' Konulu Oturum Düzenlendi
AA Genel Müdür Yardimcisi ve Genel Yayin Yönetmeni Özhan: 'Web 3.0 diye, merkeziyetsizlesme diye ifade edilen, isminin bir metaverse dünyasina sokulmaya çalisildigi bir dünya gibi bir iletisim on yilina adim attigimiz bu çerçevede bizler, kitlelere ulasabilmek için dijital gazeteciligi aslinda mevcut haliyle, mevcut versiyonuyla çok iyi uygulamaya gayret ediyoruz' TRT Haber Dijital Bölüm Baskani Bora Yildirim: 'Yakin zamanda bir aksilik olmazsa TRT'nin bir sanal muhabiri olacak. Bir sanal muhabir yaratma pesindeyiz. Bu sanal muhabir internette yasayan bir sanal muhabir olacak. Onun hesaplari olacak, orada haberler sunacak, haberler anlatacak' Yenisafak Internet Yazi Isleri Müdürü Ersin Çelik: 'Iletisim fakültesinden mezun olan bir gazeteci 'story' nedir bilmiyor çünkü ögretilmemis. Matbaanin tarihini iki yil boyunca ögretiyorlar arkadaslara ama bize geldiginde matbaanin tarihiyle hiçbir alakasi olmayan is yapacak'
Özhan, Cumhurbaskanligi Iletisim Baskanliginca, Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen Uluslararasi Stratejik Iletisim Zirvesi'nde (Stratcom Summit '21), moderatörlügünü Halil Ibrahim Izgi'nin yaptigi "Dijital Habercilik: Gazeteciligin Yeniden Kesfi" oturumunda konustu.
AA'nin, hem Türkiye'nin 81 ilinde 1920'den bu güne hem de dünyanin çok farkli ülkelerinde, cografyalarinda ve çok farkli bölgelerinde habercilik yapan, emek harcayan, ter döken ve haberle temas halinde olan muhabirler ile birlikte her gün, her dakika, her saniye haberin pesinde bir sekilde hareket ettigini aktaran Özhan, bunu yaparken AA'nin hem kamuoyu nezdinde hem aboneleri üzerinden yayinci kuruluslarla tekabül ettigi noktanin çok ayricalikli ve özel bir yerde durdugunu ifade etti.
Yusuf Özhan, diger dünya ajanslariyla birlikte AA'da da çok yogun sekilde hissedilen 10 yilin geride birakildigina isaret ederek, daha genel perspektiften bakildiginda ise son 10 yilin yorucu, degisken ve dönüsken oldugunu belirtti.
Teknolojinin, büyük teknoloji sirketlerinin uygulamali biçimde evrimine tanik olundugunu aktaran Özhan, "Gazeteciligin ilk asamalarinda dünyadaki meseleleri anlamlandirmak için bu merakla beraber arastirirken, nerelerden istifade ettigimizi dün soruyorum kendime. 2008-2009'da dünyada yasanan meseleler hakkinda karsima senaryolar geliyor. Onlari çerçevelendirmemiz o marifetteydi ve o dönemdeki tartismalara baktigimizda daha web 1.0 dedigimiz dönemin aslinda artik 2'ye dogru geçtigi dönemdi bu. Web 1.0 dedigimiz, belli bir sabit statik sayfasi olan, bilginin alinabildigi, kurumlarin dijital dünyada karsiliginin oldugu bir dünyada estetikti. Web 2.0 etkilesim dönemine geçmistik ve burada sosyal medya platformlarini gördük. Ilkokul arkadaslarinizla bulusabiliyorsunuz, Facebook'ta hesap açtiginiz dönemlerdi. Durum sadece ilkokul arkadaslarimizi bulmakla kalmadi. Ayni zamanda dünyadaki farkli yerlere bireysel yorumlama da getirdi." diye konustu.
Paylasilan ve tartisilan konulara bireysel bir eklemlenme de yasandigini ve 2009-2010'da bunun ilk örneklerinin görüldügünü anlatan Özhan, kitlesel iletisim araci olarak teknoloji ürünlerinin nasil anlamlandiginin gözlendigini kaydetti.
Yusuf Özhan, kitlesel iletisim araçlarinin yola çikisindaki haliyle o zamanki yorumlanis biçiminin çok farkli bir tablo oldugunun görüldügünü belirterek, söyle devam etti:
"Tarihin ilk sosyal medya savasi örnegin web 2.0 döneminde yasandi. Bugün bunlarin birçogunu da geriye dönük aradiginizda bulamiyorsunuz ama örnegin Suriye iç savasinin bütün kayitlari dünyada bu denli büyük bir ilgi, alaka yönlenmesine neden olan bütün imajlari, bütün görüntüleri, videolari bu marifetlerle insanlarin zihnine naksedildi. Bizler bu marifetle orada olan seyler hakkinda bilgi sahibi olduk ama mesela YouTube içerisindeki o döneme ait belki birçogu da delil niteliginde olan görüntülerin hiçbirini bugün bulamiyorsunuz. Bunu birçok diger platforma da yorumlayabiliriz ama sonuç itibariyla web 2.0'in 10 yiliydi bu ve gazetecilikle iç içe geçen birçok kavramimizi yeni bastan sorgulatan, birçok yapiyi yikan, birçok yeni ekipler, yeni uzmanlik alanlari, yeni iletisim yöntemleri, yeni iletisim stratejilerini benimsemeye bizi iten bir dönüsüm 10 yiliydi bu."
Dis haberci oldugunu ve bu alanda da son 10 yil içerisinde kurulmus iletisim araçlarinin marifetiyle birçok seye taniklik ettigini dile getiren Özhan, buradaki aktörlere bakildiginda, o aktörlerle ilgili de gelecek 10 yilla alakali büyük dönüsümler görüldügünü ifade etti.
Özhan, söyle devam etti:
"Web 3.0 diye, merkeziyetsizlesme diye ifade edilen, isminin bir metaverse dünyasina sokulmaya çalisildigi bir dünya gibi bir iletisim on yilina adim attigimiz bu çerçevede bizler, kitlelere ulasabilmek için dijital gazeteciligi aslinda mevcut haliyle, mevcut versiyonuyla çok iyi uygulamaya gayret ediyoruz. Bununla birlikte önümüzdeki on yilin da neler getirecegiyle ilgili seyleri asil buralarda masaya yatirarak, bu sorulari bu yüzden kendimize sormaya çalisiyoruz. Çünkü bunun bir yönü merkeziyetsiz dünya, bir yönü VR teknolojilerine dayanan hususlara ilerliyor. Ama hayal ettiginizde, baktiginizda, hem yazilim ve yapay zeka tarafinda hem donanim noktasinda, Facebook'un Oculus isimli cihazi, diger çesitli tesebbüslerin de verimliligini artirmaya çalistigi, belli donanim çözümleri üretmeye çalistigi bir endüstriyi görüyoruz. Bütün bunlari bir araya getirdigimizde kesinlikle son on yili aratmayan, daha dogrusu bununla benzesmeyen bir durum çünkü web 1.0'la benzesen hiçbir yerimiz yok."
Web 1.0'i hatirlayan olmadigi gibi, on yil sonra su anki Instagram ve Twitter aliskanliklarinin da hatirlanamayabilecegine deginen Özhan, "Su anki tükettigimiz haber çesidini hatirlayabiliyoruz belki ama onu da hatirlamama durumumuz var. Nitekim sanal gerçekligin içerisinde hikaye anlaticiligi apayri bir sekle, apayri bir yönteme, ürüne bürünebilir. Mekansal renderin daha ekonomik yapilabildigi bir durumda biz canli etkinlikleri veya geçmiste olmus etkinlikleri çesitli marifetlerle izleyebilir, parçasi olabilir, içinde bulunabilir, bir hikaye anlaticiligiyla hareket edebiliriz. Yani bir trafik kazasini haber bülteninde izlemek yerine, o trafik kazasinin içerisine girip, baslangicindan devamina ve sonuç kismina kadar bütün asamalarini birebir temasa ederek, yasayip tecrübe etme durumumuzu tartisan bir gelecek var en azindan. Gerçeklesip gerçeklesmemesi, kabul edilip edilmemesi baska bir sey.'' ifadelerini kullandi.
Özhan, televizyonun varliginin futbol stadyumlarini ortadan kaldirmadigi gibi internetin varliginin da gazeteleri ortadan kaldirmadigina isaret ederek, söyle konustu:
''Ama en azindan iletisim açisindan SMS atmiyoruz, dolayisiyla sosyal medya platformlari SMS'e olan ihtiyaçlarimizi ortadan kaldirmis. Atabilme ihtimalimizi korumusuz ama artik geri duruyoruz. Bu ve buna benzer seyleri bence bu önümüzdeki on yil kirilimlarinin hizli bir sekilde, belki bu korona firsatiyla veya koronanin hizlandirici etkisiyle, uzaktan çalisma gibi bir kültürün, normalde uzak durulan, kabul görmeyen, ön yargiyla yaklasilan bir kültürün ister istemez benimsenmesiyle beraber bunun getirmis oldugu bir sürecin içerisinde ortaya çikacak ürünlerin önümüzdeki 10 yilda bu durumu çok farkli noktaya tasiyacagina eminim."
- "TRT'nin bir sanal muhabiri olacak"
TRT Haber Dijital Bölüm Baskani Bora Yildirim da her türlü sosyal medya mecrasinin içerisine girdiklerini söyledi.
Sosyal medyadaki gelisimlerle, internet yayinciligi yapan haber sitelerinin çok kisa süre içerisinde özgül agirliklarini kaybedecegini belirten Yildirim, "Insanlar neredeyse onlari orada bilgilendirecegiz" mottosuyla hareket ettiklerini ifade etti.
Video tüketim aliskanliginin giderek arttigina vurgu yapan Yildirim, "Insanlar artik çok ciddi sekilde video tüketiyorlar. Internetin hizlanmasiyla birlikte, insanlarin kotalarinin artmasiyla birlikte video kullanimini çok yüksek miktara ulasti. Dolayisiyla videoyu sosyal medyada izlemek istiyorlar, orada olmak istiyorlar. Biz de buna göre bir strateji belirledik ve ona göre bir yol izlemeye basladik. Ikinci stratejimiz de su oldu; Instagram'daki insanla Twitter'daki insan bir degil, Facebook'taki insan hiç bir degil, hepsi baska baska karakterler. Bunlara iliskin arastirmalari inceledik. Buna yönelik de bir sosyal medya yayin stratejisi belirledik." dedi.
Yildirim, ''Yakin zamanda bir aksilik olmazsa TRT'nin bir sanal muhabiri olacak. Bir sanal muhabir yaratma pesindeyiz. Bu sanal muhabir internette yasayan bir sanal muhabir olacak. Onun hesaplari olacak, orada haberler sunacak, haberler anlatacak. Ilerde de bir aksilik olmaz da metaverse hayatina geçilirse ki geçilecek görünüyor, metaverse ortamda bir sanal muhabirimiz de olacak. Dolayisiyla biz oraya yönelik bir ön çalisma, altyapi çalismasi yapmaya devam ediyoruz." degerlendirmesini yapti.
- Son 5 yilda dünyanin ana dili video
Mücerret adli web sitesinin kurucusu Ismail Halis, 12 bin yil önce Göbeklitepe'de insanlarin taslara sadece resmetmedigine, ayni zamanda meselelerini hikaye ile anlattiklarina dikkati çekti.
New York Times'in dünya üzerinde hikaye gazeteciliginin merkezi olarak bilindigini, takdir ve takip edildigini aktaran Halis, "Fakat aslinda o anlamiyla bakarsak yeni bir sey yok. 12 bin yil evvel, yazinin bile icadindan evvel biz insanligin atalari hikaye etmisler ve bunu tasa islemisler." ifadelerini kullandi.
Sosyal medya platformlarini kastederek, özellikle son 5 yilda dünya ana dilinin video oldugunu kaydeden Halis, "Hangi dile mensup olursaniz olur videonun bir dili yok. Dilsiz sekilde Nikaragua'daki, Kongo'daki, Bosna'daki, Üsküp'teki herhangi bir insana iletinizi ulastirabiliyorsunuz." seklinde konustu.
Bugün neredeyse matbu gazete okuyan kimse olmadigini belirten Halis, yeni medyada, dijitalde paylasilan bilgilerin yüzde 80'inin halen matbuda yer aldigini düsündügünü dile getirdi.
GZT Genel Yayin Yönetmeni Dogukan Gezer de "içerigi tüketen kisi içerigi üretmeli" yaklasimiyla yola çiktiklarini anlatti.
Yeni medyada herkesin içerik üretme imkani oldugunu hatirlatan Gezer, içerik üretmeye yatkin gençlerle GZT'yi olusturduklarina vurgu yapti.
Algoritmalar çaginda yasanildigini, sosyal medyaya da algoritmalarin yön verdigini ifade eden Gezer, "Algoritma aslinda sizin sosyal medya yayinciliginizda tamamen yolunu belirliyor. Ne kadar kisiye erisebileceginizden, hangi saatte girdiginizde ne kadar çok kisiye eriseceginizden, hangi içeriginizin daha çok kisiye ulasmasi gerektigine algoritma bir sekilde karar veriyor. Sizin de gazeteci olarak bunu bilerek, bunu kusanarak hareket etmeniz lazim." dedi.
- "Yenilenen ve evrilen bir sektörün içindeyiz''
Yenisafak Internet Yazi Isleri Müdürü Ersin Çelik de konvansiyonel medyanin Türkiye'de halen gücünü korudugunu, halen ciddi bir marka degerinin oldugunu, dijital medyanin da gücünü ve birikimini halen konvansiyonel medyadan beslenerek aldigini söyledi.
Yenilenen ve evrilen bir sektörün içerisinde olduklarina deginen Çelik, "Bu sektör çok hizli sekilde yasiyor, üretiyor ve tüketiyor." dedi.
Türkiye'deki iletisim fakültelerinde günümüz medyasina ayak uyduracak nitelikte egitim verilmedigine vurgu yapan Çelik, "Dönüp baktigimizda 1964'ün müfredatiyla karsi karsiyayiz. 4-5 yil okuyan arkadaslar bize geldiginde bir Türkçe sorunu yasiyorlar, bu temel kural. Ikincisi, iletisim fakültesinden mezun olan bir gazeteci 'story' nedir bilmiyor, çünkü ögretilmemis. Matbaanin tarihini iki yil boyunca ögretiyorlar arkadaslara ama bize geldiginde matbaanin tarihiyle hiçbir alakasi olmayan is yapacak. Yetismis eleman sorunu yasadigimiz için, aliyoruz biz arkadaslari bir daha sifirdan baslatiyoruz. Bu sifirdan baslatmak da biraz kisisel yetenekleri ortaya çikariyor. Gazetecilik artik yetenek isteyen bir meslege dogru dönüsmeye basladi." diye konustu.



















