'Su Verimliliğini Artırmak İçin Arıtma Tesisleri Desteklenmelidir'

TMMOB Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Baran Bozoğlu: 'Ülkemizde su verimliliğini artırmak ve su kirliliğinin önlenmesi için arıtma tesisleri desteklenmeli, halihazırda olan atık su arıtma ve içme suyu arıtma tesislerinin uygun çalışması sağlanmalıdır' '2030 yılında ülke nüfusumuzun 100 milyonu bulması öngörülmektedir. Bu durumda kişi başına düşen su miktarı bin 100 metreküpe düşecek ve su kıtlığı yaşanabilecektir' 'Belediye Başkan ve meclis üyesi adaylarının seçilmeleri halinde herkesin musluklarından temiz su içebileceği koşulları yaratmaları en temel ihtiyaçtır'

AYŞE ŞENSOY BOZTEPE - TMMOB Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Baran Bozoğlu, "Ülkemizde su verimliliğini artırmak ve su kirliliğinin önlenmesi için arıtma tesisleri desteklenmeli, halihazırda olan atık su arıtma ve içme suyu arıtma tesislerinin uygun çalışması sağlanmalıdır." dedi.

Bozoğlu, 22 Mart Dünya Su Günü dolayısıyla AA muhabirine yaptığı açıklamada, bugün dünyada 2,1 milyar insanın güvenli içme suyuna erişiminin bulunmadığını, 4,5 milyar insanın kanalizasyon ve atık su yönetiminden mahrum olduğunu söyledi.

Birleşmiş Milletler tarafından oluşturulan 17 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefinden Temiz Su ve Sıhhi Koşullar ile su kıtlığına dikkati çekildiğini anlatan Bozoğlu, buna göre 2050 yılına kadar 4 kişiden 1'inin suya erişimde sorun yaşayacağının öngörüldüğünü ifade etti.

DSİ verilerine göre Türkiye'de kişi başına düşen yıllık kullanılabilir su miktarının yaklaşık bin 350 metreküp olduğunu aktaran Bozoğlu, "Türkiye su azlığı yaşayan bir ülkedir. 2030 yılında ülke nüfusumuzun 100 milyonu bulması öngörülmektedir. Bu durumda kişi başına düşen su miktarı bin 100 metreküpe düşecek ve su kıtlığı yaşanabilecektir." değerlendirmesinde bulundu.

- "Yüzey sularımızın yüzde 21,3'ü 1. sınıf kalitededir"

Türkiye'de su kalitesine bakıldığında yüzey sularının yaklaşık yüzde 79'unun kirlendiğini bildiren Bozoğlu, şöyle devam etti:

"Verilere göre 141 yüzey suyunun yüzde 43,3'ü çok kirlenmiş suyu tanımlayan 4. sınıf kalitede, yüzde 19,9'u kirlenmiş suyu tanımlayan 3. sınıf kalitede ve yüzde 15,6'sı az kirlenmiş suyu tanımlayan 2. sınıf kalitededir. Yüzey sularımızın sadece yüzde 21,3'ü yüksek kalite suyu tanımlayan 1. sınıf kalitededir. Yüzey sularımızın kirlenmesinin nedenleri arasında evsel ve endüstriyel atık suların yeterli arıtılmaması veya arıtım yapılmadan alıcı ortama (yüzey sularına) deşarjı, gereğinden fazla zirai ilaç ve gübre kullanımı, katı atıkların vahşi depolanması ve deniz suyunun akarsuya karışması vardır."

Bozoğlu, izinsiz açılan kuyular ve kuyulardan izin verilenin çok üzerinde su çekilmesinin yer altı sularının azalmasının ana nedenleri arasında olduğunu vurguladı.

- "Su kanununun TBMM gündemine gelmesi önemli bir adım olacaktır"

Atık suların standartlara uygun arıtımının sağlanmasının önemli olduğunun altını çizen Bozoğlu, "Ülkemizde evsel ve endüstriyel atık suların yeniden kullanım oranı yüzde 1'in altındadır. İklim değişikliğine uyum ve su kıtlığı riski göz önünde bulundurularak arıtılan atık suların kentlerde tekrar kullanım oranı yüzde 1'den yukarılara çekilmeli, kent içerisindeki park bahçe sulama faaliyetlerinde değerlendirilmelidir." ifadesini kullandı.

Herkesin güvenilir suya erişiminin önemine işaret eden Bozoğlu, katı atıkların vahşi depolanmasının önüne geçilerek sızıntı sularının suları kirletmesinin önlenmesi gerektiğini söyledi.

Ayrıca tarımda gereğinden fazla zirai ilaç, gübre ve arıtılmamış suyun kullanımı ile suların kirlendiğini belirten Bozoğlu, şöyle konuştu:

"Ülkemizde su verimliliğini artırmak ve su kirliliğinin önlenmesi için arıtma tesisleri desteklenmeli, halihazırda olan atık su arıtma ve içme suyu arıtma tesislerinin uygun çalışması sağlanmalıdır. Yapılacak tesislerin de ihtiyacın çok altında veya çok üstünde tasarımının olmaması önemlidir. Kamu yararı, ekolojik denge ve iklim değişikliğini öngören bir su kanununun TBMM gündemine gelmesi önemli bir adım olacaktır. Herkesin musluklarından temiz su içebileceği koşullar yaratılmalıdır. Ülkemizde sorunların çözümü için yeterince çevre mühendisi, akademisyen, yatırımcı, sivil toplum kuruluşu ve kamu kurumu kapasitesi bulunmaktadır. Bu nedenle Dünya Su Günü'nün bu yılki temasında vurgulandığı gibi 'kimseyi geride bırakmamayı' başarabiliriz. Belediye Başkan ve meclis üyesi adaylarının seçilmeleri halinde herkesin musluklarından temiz su içebileceği koşulları yaratmaları en temel ihtiyaçtır."

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile