Sünnetsiz Erkeklerin Aids'e Yakalanma Riski 4 Kat Daha Fazla

Sünnetsiz erkeklerin AİDS'e yakalanma riski ise 4 kat daha fazladır" dedi.

Sünnetin yararları, ne zaman yapılması gerektiği ve sünnetin yapılma koşullarıyla ilgili İHA muhabirine açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Erim Erdem, sünnetin birçok faydasından bahsetti. Başta, yeni doğan dönemde sünnet olan çocukların ilk 5 yaş içerisinde idrar yolu enfeksiyonu geçirme olasılığının düşük olduğunu belirten Erdem, "Temizlik kurallarına uyulması ve ilişki sırasında gerekli önlemlerin alınması koşuluyla sünnetli ve sünnetsiz erkeklerde cinsel yolla bulaşan hastalıklar açısından belirgin farklılık olmasa da bu koşulların yeterli olarak yerine getirilmediği durumlarda sünnetsiz erkeklerin AİDS’e yakalanma riski 4 kat daha fazladır. Sünnetli erkeklerde penis kanseri görülme olasılığı çok düşüktür" dedi.

"SÜNNET, DOKTOR TARAFINDAN UYGUN STERİL ŞARTLARDA YAPILMALIDIR"
Her ne kadar sık yapılmakta olsa da tüm cerrahi işlemlerde olduğu gibi sünnet işlemi sırasında ya da sonrasında da çeşitli komplikasyonların meydana gelebileceğini vurgulayan Erdem, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Komplikasyonların önlenmesinde temel koşullar, sünnetin doktor tarafından cerrahi tekniklere uygun olarak steril şartlarda yapılmasıdır. Unutulmamalıdır ki sünnet, tamamen sağlıklı bir dokuya yapılan cerrahi bir girişimdir. Bu sırada yetersiz bilgi ve sterilite eksikliği, çocuğun ileriki hayatını etkileyecek ve düzeltici müdahalelere karşın geri dönülmeyecek bozukluklara neden olacaktır. Uygun olmayan sterilizasyon şartlarında hepatit ve birçok mikrobik hastalık bulaşabilir. Bu hastalıklar ölümle dahi sonuçlanabilecek ciddi hastalıklardır. Sünnet sonrasında kanama, yara enfeksiyonu az ya da çok sünnet derisinin kesilmesi, daha kolay düzeltilebilen komplikasyonlardır. Ancak riskli bir yöntem olmasına karşın, sünnetçiler tarafından sıklıkla yapılan klemp yönteminde karşılaşılan sorun, penisin uç kısmının sünnet derisi ile birlikte kesilmesidir. Bir diğer komplikasyon ise koterle ya da lazerle yapılan sünnetlerde meydana gelebilecek olan penis yanıklarıdır. Bu komplikasyonun tedavisi mümkün değildir ve penisin tamamen kaybı ile sonuçlanmaktadır."

"TIBBİ BİR ZORUNLULUK YOKSA 2-6 YAŞ ARASINDA SÜNNET YAPILMAMALIDIR"
Sünnet için en ideal zamanın doğumdan sonraki ilk 2 hafta olduğunun altını çizen Erdem, "Sünnetin yeni doğan dönemde yapılması, lokal anestezinin etkin kullanımı ile bebek için daha konforlu bir süreç olmasını sağlar. Unutulmamalıdır ki ileri dönemlerdeki lokal anestezi çocuğun ağrısını bir süre için ortadan kaldırsa, da sünnet nedeniyle çocuğun yaşayacağı büyük ruhsal sıkıntıya etkisi olmayacaktır. Bu nedenle daha ileri yaştaki çocuklarda eğer imkan varsa, sünnette genel anestezi tercih edilmelidir. Sünneti yeni doğan dönemde yapmanın bir diğer faydası ise daha önce de bahsedilmiş olan ilk 5 yaş içerisindeki artmış idrar yolu iltihabı riskini önlemesidir. Ancak eğer yeni doğan dönemde sünnet yapılamamış ise sünnetin ne zaman yapılmaması gerektiği önem kazanmaktadır. 2-6 yaş arasında yapılacak sünnet, çocukta iğdiş edilme korkusu yaratarak hayatı boyunca yaşayacağı ruhsal sorunlara yol açabilmektedir. Bu nedenle eğer tıbbi bir zorunluluk yoksa, 2-6 yaş arasında sünnet yapılmamalıdır" diye konuştu.

Çocuğun sağlık durumunu bozan bir başka rahatsızlığın olduğu durumlarda sünnet için acele edilmemesi gerektiğini de ifade eden Erdem, "Bu aşamada tedavi bekletilmelidir. Kanama diatezi de denen kanamanın durmadığı hastalıklarda, sünnet öncesinde gerekli tedavi yapılmalı, kanama bozukluğu giderildikten sonra işlem gerçekleşmelidir. Peniste doğuştan gelen bozuklukları olan çocuklar da kesinlikle sünnet edilmemelidir. Bunlardan başlıcaları idrar deliğinin penisin altında ya da üstünde olmasıdır. Sünnet derisi bu rahatsızlıkların tedavisinde kullanılacak önemli bir dokudur. Sünnet, sünnet derisi kullanılarak yapılacak cerrahi müdahale sırasında yapılmalıdır. İdeal sünnetin doğru zamanda, doğru yöntemle, uzman kişilerce yapılan sünnet olduğu unutulmamalıdır" şeklinde konuştu