Posta gazetesinden Mesut Yar yarı finali adil bulmazken, Sabah gazetesinden Yüksel Aytuğ ise programa öfkenin hakim olduğunu yazdı. İşte iki eleştirmenin değerlendirmesi:
Bu yarı final adil olmadı!
Hani ben bitecek diye bekledim ama son dakika kararıyla Survivor’un (Show TV) finali 18 Eylül’e alındı. Kanalın takdiridir; bir şey diyemeyiz...
Ama itirazım var. En azından iki finalistin düelloyla değil kulisle belirlenmesi çok da adil değildi. Aydın gibi adada birçok yarışmayı almış bir yarışmacı için iradesinin dışında gönderilmek hoş olmamıştır...
Hani geçen bölümlerden birinde adada kişiliğini bulduğunu söylemişti ya; “kişiliğini geç buldu ama oyunu çabuk kaybetti” diye kendi adıma hem sevindim hem de üzüldüm...
Neyse. Tamamı fiziksel efora dayalı bir yarışmanın, sadece çene çalıştırarak yapılan bu yarı finali için yazacak çok fazla şey yok. Herkes birbiri hakkında düşüncelerini direkt surata söyledi zaten... Bu yarışma yüzünden başıma gelenleri düşünerek bir daha Survivor hakkında yazmayacağımı düşünen çok insan vardır sanırım. Yanlıştalar...
Hele bir final günü gelsin, bizim de dışarıdan bir yarışmacı olarak zorla sokulduğumuz bu oyun hakkında final notumuz olacak tabii ki...
Mesut Yar/POSTA
Bu kez öfkeler yarıştı
Bir "Survivor" izledim ki düşman başına... Elenenler, yarı finale kalanları kazandıklarına kazanacaklarına pişman ettiler. Aydın, İhsan ve Merve öyle bir sorguya çekilip aşağılandılar ki, sanırsınız Kwai Köprüsü'nde Japonlar'a esir düşmüş İngiliz askerleri... Tamam, onların da hataları vardı ama elenenler de sütten çıkmış ak kaşık değildiler yani. Bu yarışmanın fizik güç ve direnç kadar "kulis çalışmasına" bağlı olduğunu, yarışmaya girmeden bilmiyorlar mıydı? "Kim, kimi niye sattı?" tartışmasında hedef tahtasına oturtulan Aydın, diğerlerinin oylarıyla elenince final İhsan ile Merve'ye kaldı. Zaten "Kızlar-Erkekler" adıyla yayınlanan "Survivor"ın finaline de iki cinsin kapışması yakışırdı. Aydın ise bu yarışmadaki performansından sonra muhtemelen pazarcılıktan kurtulur ve bir holdingde "satış pazarlama müdürü" olarak işe alınır... Benim anlamadığım; Hakan, Gizem ve onlara yakın duran Furkan, Berke, Seda ve Emin; Aydın'a onca lafı soktuktan sonra neden gidip de İhsan'ın adını yazdılar? Sanırım, finalde Merve için Aydın'ın İhsan'dan daha kolay bir lokma olduğuna inanmışlardı ama evdeki hesap, çarşıya uymadı. "Survivor", "Var mısın Yok musun?" ile filizlenen dostlukların arasına dikenli teller ördü. Yarışmacılar adeta kanlı bıçaklı oldu. Furkan, yarışmadan önce ailece görüştüğü Aydın'ı defterden sildi. Çok iyi anlaşıyormuş gibi görünen Hakan ile İhsan'ın aslında nasıl "can düşmanı" oldukları "yüzleşme"de ortaya çıktı. (İhsan soğukkanlı duruşu ve mantıklı cevaplarıyla sempati toplarken, Hakan sinirlerine hakim olamayınca daha antipatik göründü.) Yine de finale çıkacak yarışmacıları, elenenlerin biriktirdikleri kin, öfke ve hesaplaşma duygusunun değil, her zaman olduğu gibi direnç yarışmasının belirlemesi, "Survivor" ın ruhuna daha uygun olurdu. Gelelim 18 Eylül'deki müthiş finale. Merve ile İhsan bir Ege adasında hesaplaşacak. 11 Eylül'de ise Acun'un moderatörlüğünde "Survivor" yarışmasını takip eden gazeteci ve yazarların katılacağı özel bir "değerlendirme programı" yayınlanacak. Ve asıl bomba: Acun, "Survivor: Ünlüler-Ünsüzler" yarışması için kolları sıvadı. Konuştuğumuzda bana dedi ki, "Düşünsene, bir tarafta İbrahim Kutluay ve Kıvanç Tatlıtuğ, diğer tarafta onlara hayran kızlar ve onlardan nefret eden erkekler..." Vallahi tadından yenmez... Bir haber de çok yakında izlemeye başlayacağımız bir başka "Acunmedya" yapımı "Benimle Dans Eder misin?" yarışmasından... Medyada jüriyle ilgili pek çok spekülasyon yer almıştı. Acun kendini jüriden çıkartmış. Jüride sadece üç dans gurusu yer alacakmış. Hatta dünya dans şampiyonlarından birinin de jüride yer alması düşünülüyormuş.
Yüksel Aytuğ /SABAH
Survivor sular durulmuyor
18 Eylül'de final yapacak olan Survivor'ın yarı finali için televizyon eleştirmenleri ne dedi?