Tacik Muhalif Liderin Öldürülmesi Davası

Fatih'te Tacikistanlı muhalif lider Umarali Kuvatov'un öldürülmesiyle ilgili sanık Sulaymon Qayumov'un yargılandığı davada esas hakkındaki mütalaasını açıklayan savcı, sanığın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmasını talep etti.

İstanbul 19. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya, tutuklu sanık Sulaymon Qayumov SEGBİS sistemiyle katıldı.

Duruşmada tanık olarak dinlenilen Suhrob Turaev, olay günü sanığın evine gittiklerini belirterek, yemek yapıldığı sırada kendisinin, maktulün ve bir arkadaşının daha içeride radyo dinlediklerini anlattı. Sanığın evinde yemek yediklerini ancak aynı zamanda ev sahibi olan sanığın yemek yemediğini fark ettiğini vurgulayan tanık Turaev, bir süre sonra kendini kaybettiğini, ne olduğunu hatırlamadığını, daha sonra Ashurov ve Kuvatov'un kendisini ''kalk hadi bunlar bizi zehirledi'' diyerek silkelediğini söyledi.

Daha sonra Umarali Kuvatov'un dışarıya çıktığını kapıyı açıp kapatmasından anladığını belirten tanık Turaev, ''Ne kadar vakit geçti bilmiyorum. Hussein beni kaldırmaya çalıştı. Bu sırada 'Umarali'yi vurdular' dedi. Daha sonra ambulans ve polisler geldi. Bir gün sonra kendime geldim'' dedi.

Tanıkların dinlenilmesinin ardından cumhuriyet savcısı esas hakkındaki mütalaasının hazır olduğunu ifade ederek, mütalaayı mahkemeye sundu.

Mütalaada, maktulün Tacikistan'da 24 Partisinin lideri olduğunu, muhalif lider olarak tanındığını ve muhalif görüşlerinden dolayı devlet tarafından baskı gördüğü için ilk önce Rusya, daha sonra da Türkiye'ye geldiği aktarılıyor.

Maktul Kuvatov'un İstanbul'da ailesiyle yaşamaya başladığı, hayati tehlikesi olduğu için Suhrob Turaev ve Hussein Ashurov isimli şahısların koruma olarak maktulün evinde kalmaya başladıkları anlatılan mütalaada, maktulün bu sıralarda Abdurashıd Khamıdov ile tanıştığını, bu şahsında kendisini de camide imam olarak tanıttığı kaydedildi.

Maktulün, Khamıdov aracılığıyla sanıkla tanıştığı vurgulanan mütalaada, sanık ve maktulün birbirlerinin evlerine gitmeye başladıkları, olay günü maktulün sanığın evine gittiği burada yediği yemeğe zehir koyulduğunun adli tıp raporunca da tespit edildiği belirtildi.

Yemekten zehirlenen maktul ve arkadaşının hastaneye gitmek için dışarıya çıktıkları sırada, kimliği henüz belirlenemeyen bir kişi tarafından silahla vurularak öldürdüğü belirtilen mütalaada, sanığın haricinde başka kişilerin de söz konusu eylemi icra ettikleri, bu kişilerle ilgili soruşturmanın sürdüğü belirtilerek, sanığın fikir ve eylem birliği içerisinde maktulü öldürdüğü, bu nedenle tasarlayarak kasten öldürme suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla cezalandırılması talep edildi.

Mütalaada, sanık hakkında suç örgütüne üye olmak suçundan da dava açıldığını ancak suçun sabit olmaması nedeniyle bu suçtan beraatine karar verilmesi istendi.

Sanık ve tarafların avukatları mütalaaya karşı beyanda bulunmak için süre talep etti. Mahkeme heyeti de mütalaaya karşı beyanda bulunmaları için taraflara süre vererek duruşmayı erteledi.

Olaya ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, maktulün 5 Mart 2015'te akşam yemeği için sanığın evine gittiklerini ve burada yedikleri yemekten dolayı zehirlendikleri anlatılıyor. Maktulün hastaneye gitmek için dışarıya çıktığı sırada tabancayla başından vurularak öldürüldüğü anlatılan iddianamede, sanığın tasarlayarak kasten öldürme ve suç örgütüne üye olma suçlarından hapis cezasıyla cezalandırılması isteniyor.

İddianamede, sanığın haricinde olayla ilgili 5 kişinin daha arandığını, bu konudaki dosyanınsa ayrıldığı belirtilmişti.