Tahvil ihracı yapan ilk inşaat şirketi oldu
Yurtdışında gerçekleştirdiği altyapı inşaatları ile bilinen Yüksel İnşaat sektörde bir ilke imza atarak S...
Yurtdışında gerçekleştirdiği altyapı inşaatları ile bilinen Yüksel İnşaat sektörde bir ilke imza atarak Sermaye Piyasası Kurulu'nca daha evvel kayda alınan 5 yıl vadeli 200 milyon dolarlık Eurobond ihracını 10 Kasım'da tamamladı. İhraç edilen tahvillere 273 milyon dolar talep geldi. Elde edilen gelir, kısa vadeli borçların kapatılmasında ve yatırımların tamamlanmasında kullanılacak.
Türk inşaat sektörü için bir ilk olma özelliğini taşıyan Yüksel İnşaat eurobond ihracı, aynı zamanda, finans kurumları haricinde, Türkiye'de yerleşik bir firmanın direkt ihraç etmiş olduğu ilk tahvil olma özelliğini de taşıyor.Â
100 yabancıyla temasa geçildi
Yüksel İnşaat'ın Eurobond ihracı macerasının 2010 yılı Haziran ayında başladığını açıklayan Yüksel İnşaat CEO'su Emin Sazak, "Finans ekibimizin profesyonel çalışması sonucunda kısa sürede büyük bir başarıya imza attık. Hedefimiz 200 milyon dolarlık bir ihracat iken 273 milyon doları gördük" diye konuştu.
Tahvil ihracı konusunda İngiltere, Hollanda ve İsviçre'de olmak üzere Kurban Bayramı öncesi 100 yatırımcıyı içeren bir roadshow ile toplantı ve sunum yaptıklarını belirten Sazak, "Yoğun bir çalışma temposu içinde elde ettiğimiz bu başarı hem şirket hem de sektörümüz adına yeni bir dönemin başlangıcı oldu. Gelen talep Türk şirketlerine ve Türk ekonomisine güvenin de bir göstergesi oldu" diye konuştu.
Bu tür bir ihracın Türkiye'nin ve inşaat sektörünün geleceğini değerlendirmek açısından son derece önemli bir kriter olduğunu belirten Sazak, "Bu süreçte yatırımcılar 20 gün gibi bir zaman içinde bizi, sektörü ve ülkeyi tanıyarak yatırımlarını yönlendirdiler" diye konuştu.
Tahvillerin yüzde 80'ini Avrupalı fonların aldığını kaydeden Sazak, ilk alımların İngiltere, İsviçre, Hollanda ve Asya ülkeleri tarafından gerçekleştirildiğini belirtti. İlk turda alım yapanların yüzde 60'ını fonlar oluştururken yüzde 35'inin bankalar olduğunu belirten Sazak, yüzde 5'lik kısmın da diğer yatırımcılar tarafından değerlendirildiğini kaydetti.Â
İnşaatçılar böyle borçlanmaz
İnşaat sektörünün böyle bir borçlanmaya sıcak bakmadığını söyleyen Sazak, sektörün proje bazlı çalıştığı için gelirde süreklilik sağlayamadığını kaydetti. Sazak, "1983'ten bu yana 17 ülkede faaliyet gösteriyoruz. Şu anda 2 milyar 700 milyon dolarlık proje sözleşmemiz mevcut" diye konuştu.
Türkiye'de de yatırımlara devam edeceklerini ifade eden Sazak, "Burası kendi ülkemiz olduğu için tabii ki yatırımlara devam ederek yüzde 40 ortalamaya çıkaracağız. 100 megawatt civarındaki enerji yatırımımızı 2012 sonuna kadar 300 megawatta çıkarmayı hedefliyoruz. Ayrıca konut üretimi, Ankara'da kompozit fabrikası ve Milli Savunma Bakanlığı'na dönük Ar-Ge çalışmaları mevcut" diye konuştu.
Â
Gelirin yüzde 80'i yurtdışından
Yüksel İnşaat'ın 2010 yılı Haziran ayı sonu itibari ile yaklaşık 2.69 milyar dolarlık kısmı kendi payı olmak üzere, taahhüdü altında bulunan işlerinin toplam bedeli 3.88 milyar doları aşıyor. 2009 yılı cirosunun yüzde 80'den daha fazla bir bölümünü ise yurtdışındaki projelerden oluşan gelirler oluşturuyor.
Â
Dünyanın dört bir yanından izlendi
- Â Yüksel İnşaat yurtiçinde gerçekleştirdiği altyapı projelerinin yanı sıra, 1983 yılında yurt dışına açılarak pek çok uluslararası projeye imza attı. Kazakistan, Afganistan, Suudi Arabistan, Özbekistan, Gürcistan, Ukrayna, Romanya, Dubai, Katar, Ürdün, Libya ve Kuzey Irak gibi çok sayıda ülkede ve bölgede önemli altyapı ve inşaat projeleri gerçekleştirdi.
- Â Dünyanın dört bir yanında yatırımcıların yakından ilgilendiği ihraç sürecini, Standard Chartered Bank ve BNP Paribas yönetti.Â
-  Tahvil arzı sürecinde Yüksel İnşaat'ın ratinginin hesaplanması konusunda Fitch ve Moody's firmaları ile temas sağlanırken Yüksel İnşaat rating sürecini Fitch'en 'B' ve Moody's den 'B 1' notları alarak başarıyla tamamladı.
- Â Yüksel İnşaat tarafından ihraç edilen Lüksemburg Sermaye Piyasası'nda işlem görmekte olan tahvillerin geri alma opsiyonu asgari üç yıl olarak belirlendi.
Â
Yılın en büyük halka arz işleminde ön ve kesin talep rekoru kırıldı
Halka arz işleminde 2 Aralık 2010 tarihindeki finale yaklaşan Emlak Konut GYO, ön ve kesin talep toplama süreçlerinde talep rekoru kırdı. 29 bin 119 yurtiçi yatırımcıdan gelen rekor talebin yanı sıra, bu sene yapılan tüm halka arz işlemlerinin çok üzerinde yurtdışı satışı yapılarak yılın en büyük halka arz işlemine imza atan Emlak Konut GYO, arz işlemini TSKB ve Unicredit Global eş liderliğinde gerçekleştiriyor.
Kurum, yurtiçinde tahsisatın 4.1 katı, yurtdışında 1.5 katı ve toplamda ise 2.2 katı talep gördü. Bu yıl yapılan 19 halka arz işleminde yurtdışı satış oranı ortalama yüzde 18 seviyelerinde kalırken, Emlak Konut GYO'da yüzde 70 olan yurtdışı tahsisat oranı yüzde 75'e yükseltildi. İki buçuk hafta boyunca devam eden uluslararası roadshowda 120 yatırımcı grubuyla görüşülerek 92 yatırımcıdan talep toplandı.Â
İlgiden memnunlar
Emlak Konut GYO Genel Müdürü Murat Kurum, ön ve kesin talep toplama dönemlerindeki gördükleri ilginin yatırımcılara verdikleri kurumsal güvenin doğal bir sonucu olduğunu belirterek, "Güçlü mali yapısı ve iş geliştirme faaliyetlerindeki vizyoner başarılarının kaçınılmaz sonucu olarak halka arz sürecinin sonuçlarını sizinle paylaşmaktan mutluluk duyuyorum. 2 Aralık 2010 tarihinde İMKB'den tüm dünyaya duyuracağımız gong sesiyle, Emlak Konut GYO için çok daha iddialı ve verimli bir döneme merhaba diyeceğiz" diye konuştu.
Emlak Konut Yönetim Kurulu Başkanı ve TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar ise yaptığı açıklamada, Emlak Konut GYO'nun çok başarılı halka arz sürecinin, kendileri kadar Türk ekonomisi açısından da büyük önem taşıdığını dile getirerek, "Emlak Konut GYO 2003 yılı başındaki değerini bugüne kadar üç kat artırdı.
Halka arz sonrası kasasındaki para portföyü 1.052 milyon TL artacak. Bununla birlikte İstanbul, Ankara, İzmir ve Bursa başta olmak üzere Türkiye'nin tüm şehirlerinde modern hayatın gerektirdiği donatılarla bezenmiş yeni yerleşim birimleri ve yeni siteler üreteceğiz" dedi.
Â
Â
UIA'nın çatı yarışmasına sponsor oldu
Dünya Mimarlar Birliği (UIA)'nın 2010 yılı Dünya Mimarlık Günü dolayısıyla düzenlediği "Daha iyi kent, daha iyi yaşam tasarım yoluyla sürdürülebilir" temasıyla düzenlediği Ulusal Mimari Tasarım Yarışması 'na Ytong destek veriyor. Ytong, sürdürülebilir kentsel çevre için, mevcut yapı stokunun iyileştirilmesi gerekliliğine dikkat çekiyor.
Ytong, özellikle büyük kentlerde atıl durumda kalan çatı ve son katların, donatılı plaklar kullanılarak güvenli, sağlıklı ve ekonomik biçimde yeniden değerlendirilebilmesi için tasarım fikirleri üretilmesini teşvik ediyor.
14 Şubat 2011 tarihinde başvurunun biteceği yarışmada Ytong, dereceye girenlere 30 ile 5 bin TL arasında çeşitli para ödülleri dağıtacak.
Â
'Yapmak için bile olsa yıkmak zordur'
Kentsel dönüşümün her ne kadar yenilenmeyi ve gelişmeyi hedeflese de öncelikle bir yıkım sürecini içerdiğini kaydederek sözlerine başlayan Mimart Yapı Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Çoşkun Yılmaz, bina yıkımlarının insanların tepkisi ile başladığını kaydetti.
Çarpık ve plansız yapıların bulunduğu alanların imar planlarına uygun, estetik, güvenilir, çağdaş ve modern kentlere dönüştürülebilme imkanının oluşturulmasını isteyen Yılmaz, burada bölge halkının korunmasını istedi. Buradaki konutların iyileştirmeden başka insanları oraya getirmenin çözüm olmadığını söyleyen Yılmaz, "Zaten buralarda en önemli sorun, yoğunluğu artırmamaktır. Yoksa yoğunluğu artırarak güvenli yapı yapmanız sorunu çözmeye yetmez. Yaşanabilir bir yoğunlukla, daha doğrusu yoğunluğu azaltmak suretiyle nüfusu belli yerlerde belli oranda tutmak gerekir" diyen Coşkun, yerinde yapılan kentsel dönüşümler için birkaç noktaya dikkat çekmiş oldu.
Coşkun Yılmaz'ın dönüşüm reçetesi:
1- Kentlerin yoğunluğunu artırmamak için gereken tedbirler alınmalı.
2- Yoğunluğu artırarak güvenli yapı inşaat etmek sorunu çözmez, yaşanabilir sayıda bir yoğunlukla inşa edilmiş olmalı.
3- Yoğunluğu azaltma yoluyla nüfusu belli yerlerde belli bir oranda tutmak gerekir.
Â
İsim değişikliğiyle yeniden ihalede
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye'nin en önemli kruvaziyer limanı olan Salıpazarı'nın 2011 yılının ilk çeyreğinde işletme hakkı devri modeliyle yeniden ihale ilanına çıkarılacağını söyledi.
Alınan bilgilere göre Galataport Limanı'nda isim değişikliğinden sonra Özelleştirme İdaresi tarafından ihaleye çıkarılacak. Çünkü 3 ayrı girişimci Galataport isim hakkını aldığı için idare, ihaleyi 'Salıpazarı ihalesi' ismiyle gerçekleştirecek. ÖİB Başkanvekili Ahmet Aksu daha önceki açıklamasında Galataport isminin 3 girişimci tarafından daha önce tescil ettirilmiş olduğunu ve yeni isim arayışında olduklarını ifade etmişti.Â
Danıştay'dan veto gelmiştiÂ
2005 yılında yapılan ihaleyi İşadamı Mehmet Kutman ile Sami Ofer konsorsiyumu 4.33 milyar dolarlık teklif ile kazanmıştı. İhale Danıştay'ın imar planına yönelik kararından sonra 2006'da ihale iptal edilmişti. Türkiye'de Galataport ihalesine verdiği teklif ile gündeme gelen İsrailli işadamı Sami Ofer ise Türkiye'deki imajından rahatsız bulunuyor.
Galataport projesini hayata geçiremeyen Ofer'in yeni ihalesine girip girmeyeceği henüz netlik kazanmazken Ofer'in ilk ihalenin iptalinden sonra Türkiye'deki tüm gayrimenkullerini satacağı gündeme gelmişti.