Taksim'deki Gezi Parkı Olaylarına İlişkin Yeni İddianame

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, Taksim'deki Gezi Parkı olaylarına ilişkin hazırlanan ve İstanbul 55. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamede, 7'si yabancı uyruklu 255 şüphelinin, 8 ay ila 14 yıl 4 ay arasında değişen hapis cezalarına çarptırılmaları talep edildi

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca, Taksim'deki Gezi Parkı odaklı gelişmelere ilişkin yürütülen bir soruşturma daha tamamlandı ve 7'si yabancı 255 şüpheliye ilişkin hazırlanan iddianame, gönderildiği İstanbul 55. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi.

- "Düzeni bozucu nitelikteki eylemlere dönüştü"

İddianamede, başlangıcında "Taksim Yayalaştırma Projesi" kapsamındaki yol açma çalışmaları sırasında Taksim Gezi Parkı'ndaki bazı ağaçların sökülmesi nedeniyle, "Taksim Dayanışma Platformu" adlı oluşum ile birlikte bazı sivil toplum kuruluşlarıyla yasa dışı örgütler tarafından eylemler düzenlenmeye başlandığı belirtilerek, şu ifadeler kullanıldı:
"Ancak bu eylemlerin ilerleyen süreçte hukuki hak arama yolları dışına çıkarak yasa ve hukuk dışı nitelik kazanmaya, Gezi Parkı'nı işgal, kolluk görevlilerine direnme ve saldırı, çok sayıda kişinin yaralanması, kamu ve özel mallara zarar verme niteliği almaya, toplum huzurunu ve barışını olumsuz yönde etkilemeye başladığı, nitekim kanun dışı gösteri ve eylemler niteliğine dönüşen söz konusu eylemler sırasında kolluk görevlileri tarafından kanun dışı gösteri ve eylemlere katılanlara, herkesin duyabileceği şekilde eylemlerin kanunsuz olduğu, dağılmaları gerektiği, aksi taktirde zor kullanılacağı' yönünde çok sayıda uyarılar yapıldığı ve dağılmaları için makul bir süre beklendiği, ancak eylemci grupların yapılan bu uyarılara uymayarak, taş, sopa, torpil, havai fişek, sapan, bilye, molotof ve ses bombası gibi araçlarla kolluk görevlilerine saldırdığı, çok sayıda kamu ve özel bina ile araca zarar verdikleri, böylece demokratik hak arama talebi görünümünde başlayan söz konusu eylemlerin, toplum huzurunu, kamu barışını ve düzeni bozucu nitelikte eylemlere dönüştüğü ve bu eylemlerin 27 Mayıs günü başlayarak ilerleyen günlerde ve suç tarihlerinde devamlılık arz ettiği anlaşılmıştır."
İddianamede, şüphelilerin eylem halindeyken, bir kısmının eylem hazırlığı için önceden temin edilmiş birden fazla denizaltı gözlüğü, gaz maskesi, sprey boya, bez maske, joker maske, atkı, havlu, gaz etkisini azaltma amaçlı solüsyon, bariyer oluşturmak için eldiven, emniyet şapkası ve torpillerle birlikte yakalandıkları aktarılırken, şüpheliler ve katıldıkları suçlar tek tek sıralandı.
Taksim Meydanı yayalaştırma projesi kapsamında, bir grubun 28 Mayıs 2013'de eylem yaparak inşaat çalışmalarını engelledikleri ve polislerin bu duruma müdahale ettiği bilgisi verilen iddianamede, projeyle ilgili Taksim ve Şişli'deki Halaskargazi Caddesi civarında 31 Mayıs ve 1 Haziran tarihlerinde de devam eden eylemlere ilişkin yapılan müdahalelerde bazı şüphelilerin gözaltına alındığı dile getirildi.


- "Başbakanlık çalışma ofisine doğru yürüyüşe geçtiler"

Gezi Parkı olaylarının devamı sürecinde, 3 Haziran 2013'de, Beşiktaş Gümüşsuyu Caddesi, Maçka Parkı ve Dolmabahçe civarında kanun dışı gösteri yapan grupların kaldırım taşları ve demir yığınlarıyla barikat kurarak yolu trafiğe kapattıkları ve "hükümet istifa" gibi çeşitli sloganlar atarak Dolmabahçe'de bulunan Başbakanlık çalışma ofisine doğru yürüyüşe geçtikleri belirtilen iddianamede, polislerce uyarı yapılan eylemcilerin, polislere soda şişesi ve kaldırım taşlarıyla saldırarak yürüyüşlerine devam ettikleri, polislere doğru yüzden fazla ses bombası, onlarca havai fişek, taş, sapan ve bilyelerle saldırmalarının devam etmesi üzerine yapılan müdahale sonucunda 76 kişinin gözaltına alındığı ifade edildi.
İddianamede, 5 Haziran 2013'de de yazılı ve görsel yayın organlarında yer alan, "Beşiktaş'taki Başbakanlık çalışma ofisine yönelik işgal eylemleri olacağı" yönünde bilgiler üzerine polisler tarafından gerekli güvenlik önlemlerinin alındığı aktarılarak, aynı gün saat 24.45 sıralarında dağıtılmalarının ardından tekrar toplanan eylemci grubun Başbakanlık çalışma ofisine doğru yürüyüşe geçtiği ve polise taş, maytap, havai fişek ve bira şişeleri atarak saldırdıkları ve polisler tarafından bu eylemcilerin dağıltıldığı, 60 şüphelinin de İstanbul Teknik Üniversitesi bahçesinde yakalandıkları ifade edildi.

- "Camiye zarar verdikleri anlaşılmıştır"

Taksim, Beşiktaş ve Şişli civarlarındaki 1, 3, 6, 11, 15 ve 16 Haziran tarihlerindeki eylemlere ve yakalanan şüphelilere de yer verilen iddianamede, bazı eylemcilerin 1 Haziran 2013'de Beşiktaş'taki Dolmabahçe Bezmialem Valide Sultan Camisi'ne girmelerine ilişkin, şu ifadeler kullanıldı:
"Gezi Parkı olaylarının devamı olarak, eylemci gruplardan bir kısmının, polisin yaptığı müdahale sırasında kaçarak Dolmabahçe Bezmialem Valide Sultan Camisi'ne girmek istedikleri ve cami müezzini Fuat Yıldırım'ın kapıyı kilitlemesi üzerine, içeri giremeyen eylemci grubun küfürler ederek cami kapısını tekmeledikleri, kapı kilitlerini kırdıkları, müezzin Yıldırım ve güvenlik görevlisinin kırılan kapının arkasına kalaslar koyarak eylemcilerin içeri girmelerini engelledikleri, devamında 1 Haziran 2013 günü tekrar cami önünde toplanan eylemci grubun, cami kapısının açık olmasından yararlanarak camiye girip çıktıkları, aynı gün saat 22.30 sıralarında üzerlerinde sağlık ekibi kıyafetleri bulunan 10-15 kişilik bir grubun, yanlarında yaralı 3-4 kişi ile birlikte cami içerisine girdikleri ve cami içerisine revir kurarak temin ettikleri ilaçlarla kanun dışı toplantı ve gösteri yürüyüşü yaparken yaralanan eylemcilere sağlık yardımı yaptıkları, bu arada sosyal medya üzerinden söz konusu caminin revir olarak kullanıldığı bilgisi yayıldığından, kolluk görevlilerinin müdahalesi nedeniyle yaralanan eylemcilerin camiye getirilmeye başlandıkları, cami müezzininin çabaları ile sadece yaralı şahısların camiye alınacakları anons edilmesine rağmen, eylemcilerin camiye girmeye devam ettikleri, bu olayların 2 Haziran 2013 günü, sabah saat 05.00'e kadar devam ettiği, saat 17.00 sıralarında ise cami önünde eylemci grupların yeniden toplanmaya başladığı ve sonrasında saat 22.30 sıralarında yaklaşık bin kişilik grubun cami etrafındaki kaldırım taşlarını barikat kurmak için söktükleri ve götürdükleri, kapıyı zorlayarak meslek formaları bulunan şüphelilerin cami içerisini, yaralıların yaralarının ağırlığına göre 3 kısma ayırdıkları, şüphelilerin cami içerisindeki ayakkabılıkları ters çevirerek tezgah gibi kullanmaya başladıkları, bu arada motosikletli kişiler tarafından camiye sürekli tıbbi malzeme akışının sağlandığı, tüm şüphelilerin cami içerisinde yiyecek ve içecekler tükettiği, cami içerisine tıbbi atıkları ile yiyecek ve içecek artıklarıyla kirlettikleri, ayrıca cami içerisine zarar verdikleri, camiye giren eylemcilerin camiye ait güvenlik kameralarıyla minber kısmındaki, üzerinde Arapça yazılar bulunan perdelerden bir kısmını çaldıkları, bu eylemlerin 3 Haziran günü sabah saat 04.00'e kadar devam ettiği anlaşılmıştır."

- "İçi boş bira kutusu"

Olaylardan sonra görevliler tarafından cami içerisinde inceleme yapıldığı belirtilen iddianamede, "Cami içindeki kadınlara ayrılmış kısmın pencere önünde, içi boş ve ezilmiş bir bira kutusu ile müezzin bölümünde boş sigara kutusu, yerlerde söndürülmüş halde sigara izmaritleri bulunduğu anlaşılmıştır" denildi.
Olay yeri inceleme raporundaki tespitlere göre meydana gelen olaylar nedeniyle caminin bahçe kısmının aydınlatılmasında kullanılan spot lambalarından 2 tanesinin kırık olduğu, güvenlik kameralarının sökülerek çalındığı, demir kapının kilit kısmının kırıldığı, kapı arkasındaki demir sürgülerin kırıldığı, müftülük kapısıyla bağlantılı olan ahşap kapının kırıldığı, zemin katta namaz kılınan bölümdeki ahşap paravana, kırılarak zarar verildiği, minber kısmındaki Arapça yazıların bulunduğu perdelerden bir kısmının çalındığı, minber yanında bulunan kalorifer tesisatının ahşap dış koruma kısımlarına kırılarak zarar verildiğinin anlaşıldığı da ifade edildi.

- Elinde içecek kutusuyla görüntülenen şüpheli

İddianamede, soruşturma sırasında elde edilen video ve resimler üzerinden yapılan çalışmalarda, üzerinde sağlık görevlilerinin kullandığı beyaz renkli giysiler bulunan Sercan Y. ile "Ben doktorum, adli tıp uzmanıyım" şeklinde konuşma kayıtları bulunan Erenç Yasemin D'nin, camiye getirilen yaralılara tıbbi müdahale yaparken tespit edildikleri belirtilirken, şunlar ifade edildi:
"Şüpheli Emre Ö'nün, cami içerisinde iken elindeki bir içecek kutusu ile cep telefonu ile konuşurken görüntülendiği, şüpheli Deniz Heybet Y'nin, kişisel Facebook sayfasında yer alan, 'Sevgili arkadaşlar, Beşiktaş'ta ve Dolmabahçe'de çok yoğun saldırı var. Oraya ulaşamadığımızdan dolayı reviri Dolmabahçe Camisi'nin içine kurduk. Malzemeye ihtiyaçları var. Özellikle ilk yardım, Ventolin ve Talcid. Yiyecek ve içecek bir şeyler getirseniz süper olur' şeklindeki yazısından tespit edildiği anlaşılmıştır.
Yine şüpheli Emre Ö'nün, cami içerisinde iken elindeki bir içecek kutusu ile ve cep telefonuyla konuşurken çekilmiş görüntüsü incelemeye alındığında, radyo tv ve fotofilm şube müdürlüğü tarafından yapılan görüntü tespiti ve iyileştirme çalışmasına rağmen, görüntü kaydının kayıt çözünürlüğünün düşük olması nedeniyle söz konusu içecek kutusunun niteliği tam olarak belirlenememiştir."

- Şüphelilerin camide ayakkabı ile gezinmeleri

Bu eyleme ilişkin tüm şüphelilerin, ilgili dini inanışı benimseyen toplum kesimlerini tahkir etmek kastı ile ibadethane olan ve herkes için geçerli belirli giriş kuralları bulunan Dolmabahçe Bezmialem Valide Sultan camisine ayakkabılarıyla girdikleri ve ayakkabılarıyla gezinmeye devam ettikleri öne sürülen iddianemede, "Keza cami içerisini de revire çevirerek kullanılan tıbbi malzemeler ve tüketilen gıda maddelerinin atıklarını, içilen sigara izmaritlerini yerlere atarak ibadethaneyi kirletmek suretiyle zarar verdikleri anlaşılmıştır" denildi.
İstanbul Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı'nda ihtisas süresini tamamlayan ve kadro ilişiği kesilen şüpheli Erenç Yasemin D. ile İstanbul Tıp Fakültesi öğrencisi olan şüpheli Sercan Y'nin, kanun dışı gösterilere katıldıklarının tespit edilememesine rağmen, yaralanan eylemcilere tıbbi yardımda bulundukları ve şüphelileri kanuni takip yapacak mercilere bildirmedikleri ifade edilen iddianamede, bu kişilerin şüphelileri kayırdıklarının tespit edildiği de vurgulandı.

- Suçlar ve istenen cezalar

İddianamede, toplam 220 şüphelinin, "Toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununa muhalefet" suçundan 6 ay ila 3 yıl ve "görevi yaptırmamak için direnme" suçundan da 8 ay ila 4 yıl olmak üzere toplam 1 yıl 2 ay ile 7 yıl arasında değişen hapis cezasına çarptırılması talep edildi.
Benzer suçlardan 8 kişinin 2 yıl ila 12 yıl, 2 kişinin 3 yıl ila 14 yıl 4 ay, 3 kişinin 1 yıl 6 ay ila 9 yıl, 1 kişinin 1 yıl 8 ay ila 10 yıl, 11 kişinin 2 yıl ila 12 yıl, 1 kişinin 3 yıl ila 14 yıl 4 ay, 4 kişinin 1 yıl ila 6 yıl ve 1 kişinin de 6 yıl 21 yıl 4 ay hapisle cezalandırılması talep edilen iddianamede, 2 kişinin "toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununa muhalefet" ile "ibadethaneyi kirletmek" suçlarından 1 yıl 4 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırılması istendi.
İddianamede, şüpheliler Sercan Y. ve Erenç Yasemin Dokudan'ın da, "ibadethaneyi kirletmek" ve "suçluyu kayırmak" suçlarından toplam 1 yıl ila 6 yıl 4 ay arasında değişen hapis cezasına çarptırılmasına karar verilmesi talep edildi.

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile