Takva Açıklaması
Van Ticaret ve Sanayi Odası (Van TSO) Başkanı Necdet Takva, 2014 yılının Van için ekonomik yönden iyi bir yıl olmadığını söyledi.
İHA muhabirine açıklamalarda bulunan Van TSO Başkanı Necdet Takva, 2014 yılının Van ekonomisi açısından çok olumlu bir yıl olarak değerlendirilemeyeceğini belirtti.
Takva, “Elbette bütün yıllardan çok büyük beklentilerle karşılıyoruz, fakat özellikle 2011’den bu yana yürütmekte olduğumuz faaliyetler ve bu faaliyetlerin somut çıktılarına baktığımız zaman, 2014 yılında Van ekonomisini canlandırmaya yönelik marjinal bir takım gelişmelerin ve eğilimlerin olduğunu henüz söyleyemiyoruz. Umutlarımızı 2015 yılı için beslemeye devam edeceğiz. Şunu rahatlıkla söyleyebilirim, Van aslında iki döneme ayrılabilir. Ekonomik hayat bakımından 2011 öncesi ve 2011 sonrası diye değerlendirilebilir. Ben önümüzdeki 5 yılın Van’ın ekonomik olarak çok ciddi bir ivme kazanarak bir gelişme içerisinde olacağına inanan biriyim. Ama 2014’e ilişkin birkaç somut veri vermek gerekirse, bunlardan bir tanesi 2014 yılında mevduatımızın azaldığını gözlemliyoruz. Mevduatın azalması demek, sıcak para akışının kent ekonomisinde ciddi bir şekilde dışarıya çıktığını söyleyebiliriz. Bununla beraber 2014 yılı verilerine baktığımız zaman, özellikle ticari kredi kullanımında Türkiye’de neredeyse bütün illeri geride bırakan bir durumdayız halihazırda. Bu ister istemez 2014 yılındaki ekonomi daralmamızın borçlanmak suretiyle genişletmeye çalışıldığının bir göstergesidir. Bunu farklı şekilde okuyanlar var. Özellikle hükümet nezdinde finansmana erişim konusunda Van iyi bir noktadadır gibi. Aslında Van’a denk gelen bir okuma değil. Doğrusu daralan ekonomik hayatı canlandırmak, yatırımları hızlandırmak, istihdamı sabit halde tutmak için bizim tüccarımız, esnafımız ne yazık ki borçlanmayı tercih etmiştir. Biz fotoğrafı böyle okumak durumundayız. Dolayısıyla 2014’de özellikle deprem sonrası oluşan yerel ekonomik krizi aşmak için bir takım somut önerilerimiz var. Bunlardan bir tanesi vergi telkini konusuydu. Ama henüz çözümlenmiş değil. Bununla beraber biz kısa vadede kent ekonomisini ayağa kaldıracak, bu bölgeye uyan bir çözüm önerisi sunmuştuk. Bu çözüm önerisi, 380 kilometre olan İran’la sınırımızın aktif ticarete açılması yönündeydi. Fakat ne yazık ki 20 yıldan bu yana özellikle İran tarafında Kotor Deresi yolunun yapılamaması, Kapıköy Sınır Kapısı’nda modernizasyonun henüz hayata geçirilememiş olması bizim bu beklentilerimizi karşılayamamıştır. Bununla beraber bizim Başkale ilçemizde İran’ın Salmas kentiyle ticaretimize Gelincik Sınır Kapısı’nın mutlaka açılması hem Kapıköy’de yaşadığımız handikabı ortadan kaldıracaktı hem de bizim İran’la olan ticaret hacmimizi artırmaya çok ciddi katkı sağlayacaktı. Fakat bu konuda da somut bir ilerleme henüz yok. Biz ayın 26’sında meclis heyetimizle birlikte İran’a bir seyahat gerçekleştireceğiz. İran’da bu meselelere nasıl baktıklarını değerlendireceğiz. Bununla beraber 2014 yılında beklentimiz olan çevre yolu, 18. Madde gibi çözüleceğine dair inancımızın olmadığı bir uygulamaya tabi tutulmuş. İşte bunların hepsini topladığınız zaman 2014 yılı kent ekonomisi açısından maalesef istediğimiz bir yıl olmadı. Keza 2014 yılı içerisinde özellikle Kürt sorununun çözüm sürecine bağlı olarak gelişen toplumsal olayların da kent ekonomisi üzerinde bir olumsuzluğundan bahsetmek lazım. Büyük bir güvensizlik oluştuğunu hepimiz yaşadık, biliyoruz. Dolayısıyla tüccarımızın, esnafımızın artık daha güvenli, huzur içerisinde ticaretlerini gerçekleştirebilecek bir toplumsal sürecin olması beklentimiz var. Umuyorum ki seçimden önce bu barış süreci nihayetlenir. Van aslında herkesin gözlemlediği bir kenttir. Ancak konjektöre bağlı olarak gelişen bir takım süreçler, işte Kürt sorunu, bölgemizde meydana gelen toplumsal meseleler, bunlar ister istemez tüccar, sanayicinin hafızasında bir takım tedirginliklere yol açabiliyor. Ama bunlar onların buraya yatırım yapma anlayışını geriye çevirmiyor. Sadece planlarda bir takım ertelemeler söz konusu oluyor. Yani kimse Van’la olan ilgisini, alakasını buradaki potansiyeli öteleyen bir noktada değil. Ama kentle ilgili yargılar, bölgeyle ilgili yargıların mutlaka bir dönüşüme ihtiyacı var” şeklinde konuştu.