Brown'un İngiltere Parlamentosu'ndaki ofisinde baş başa gerçekleşen görüşme yaklaşık 45 dakika sürdü. Talat, görüşmeden çıktıktan sonra basına yaptığı açıklamada, Gordon Brown'un bir süredir Kıbrıs'a olan ilgisini üst düzeye çıkardığını gözlemlediklerini ifade etti. KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, "Sayın Brown İngiltere'nin nasıl yardımcı olabileceğini, Kıbrıs sorununun çözümü için ne gibi katkılarda bulunabileceğini, bizim dışımızda başka kimlerin, hangi aktörlerin bize yardımcı olabileceğini sorguladı. Ben de kendisine şu ana kadar müzakere süreciyle ilgili bilgi verdim, yaptıklarımızı anlattım, geldiğimiz noktayı anlattım, ihtiyacımızı anlattım ve uluslararası ilginin Kıbrıs sorununa yönelik olarak yükselmesi gerektiğini anlattım. Çok yararlı olduğunu düşünüyorum.
Çünkü sayın Brown dediğim gibi sorular da sorarak düşüncelerimi neredeyse en ince ayrıntısına kadar öğrendi. Hem gelişen süreci anlattım, hem de bundan sonraki stratejimizin ne olması gerektiğini anlattım. Bana çabalarını sürdüreceğini, bütün aktörlerle görüşmeye devam edeceğini, hem benimle, hem Hristofyas ile, hem sayın Erdoğan ile, hem de sayın Papandreou ile temas halinde olacağını ve İngiltere olarak yapabilecekleri katkıyı yapacaklarını ifade etti. Görüşmenin özü bu diyebilirim. Ben çok ilgili buldum kendisini ve yararlı buldum görüşmeyi. Umarım ki hep birlikte başarılı oluruz gerçekten. Amaç Kıbrıs sorununu çözmektir. Biliyorsunuz daha önce ifade etmiştim, görüşmeleri biraz daha olsa yoğunlaştırıyoruz. Bu desteklerle iyi bir sonuç alabileceğimizi umuyorum. 2010'un ilk aylarında başarılı adımlar atabiliriz diye umuyorum" şeklinde konuştu.
Garantiler konusunun Brown ile görüşmesinde gündeme gelip gelmediği konusunda sorulan bir soruyu yanıtlayan KKTC Cumhurbaşkanı Talat, "Tabii gündeme geldi, konuştuk onu da. Türk tarafının tutumunu koydum. Biliyorsunuz Kıbrıslı Türkler açısından garanti anlaşmalarının devamı son derece önemlidir. Kıbrıslı Türklerin güvenlik ihtiyacını garanti anlaşmalarının devamı ancak karşılayabilir. Bunu sayın Brown'a da anlattım" dedi.
Talat, Brown ile görüşmelerinde sadece garanti konusunun değil her konunun görüşüldüğünü sözlerine ekledi.
Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış'ın, önceki gün Brüksel'de yaptığı, "Eğer Yunanistan ve İngiltere adadaki tüm askerlerini çekeceklerse bu fikri biz de tartışabiliriz" açıklamasının sorulmasına cevap veren Cumhurbaşkanı Talat, dün Hristofyas ile görüşmesi sonrasında yaptığı açıklamada bu sorunun kendisine sorulduğunu ve dün verdiği cevabı tekrar edeceğini söyledi. Talat, "Sayın Bağış'ın görüşleri Türkiye'nin görüşleridir. Ben Kıbrıslı Türklerin görüşlerini söylüyorum, Kıbrıs Türk tarafının görüşlerini söylüyorum. Sayın Bağış'ın görüşleri ile ilgili yorum yapmam doğru olmaz diye düşünüyorum. Ben bizim tutumumuzu söylüyorum. Bizim tutumumuz Kıbrıslı Türkler açısından Kıbrıs sorununun çözümünde garantilerin devamı son derece önemlidir. Bunu zaten Kıbrıslı Türk gazeteciler son derece iyi bilir. Yapılan kamuoyu yoklamalarında bu konudaki eğilimin ne olduğu çok iyi biliniyor. O nedenle hayal içinde olmamak lazım. Bu pragmatik olarak yaklaşılması ve çözülmesi gereken bir problemdir.
Kıbrıs Rum tarafı hep söylediğim gibi ilk defa bu müzakere sürecinde garanti ve ittifak anlaşmalarını Kıbrıs sorununun çözümündeki en önemli konulardan biri haline getirdi. Buna kapılmamak lazım, çünkü bu gerçek değildir. Gerçek olan başka yerlerdedir, karşılıklı güvendir, Kıbrıslı Türklerle ortak yönetimi kabul etmektir, güç paylaşımını kabul etmektir. Esas sorunlar orada yatmaktadır. Güvenlik ve garantiler işin güvenlik boyutunu ilgilendirir. Güvenlik, Kıbrıslı Türklerin güvenliğinin sağlama bağlanması, Kıbrıslı Rumların güvensizliği demek değildir. Bunu tartışabiliriz ama sanırım burası yeri değil" ifadelerini kullandı.
Talat, bir soru üzerine ise üsler konusunu Brown ile görüşmede konuşmadıklarını ve kendisinin bu konuyu açmadığını çünkü üsler konusunun kendileri açısından öncelikli bir konu olmadığını söyledi
Talat İngiltere Başbakanı ile görüştü
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Londra'da İngiltere Başbakanı Brown'la görüştü.