Tarihçi Neşri`ye Anıt Mezar İsteniyor
İkinci Bayezıd dönemine kadar yaşananların yer aldığı ünlü Cihan-ı Nüma adli eseri ile Osmanlı`nın ilk yarısına ışık tutan Osmanlı tarihçisi Mehmet Neşri`ye anıt mezar yapılması isteniyor.
Çekirge Caddesi üzerindeki Yoğurtlu Baba Kabristanı`nda medfun bulunan Mehmet Neşri için, Süleyman Çelebi kabrinin batı tarafına Karagöz anıtı gibi sembolük bir mezar yapılmasının gelecek nesillere ünlü şahsiyeti hatırlatmak için önemli bir işaret olacağı düşünülüyor.Süleyman Çelebi`nin kabri olduğu alanda bulunan ve Yoğurtlu Baba Mezarlığı olarak bilinen alandaki onlarca ünlü ve tarihi şahsiyetlerin mezarlarının yeri bugün malesef bilinmiyor. Neşri Tarihi isimli kitabının ön sözünde Süleyman Çelebi`nin mezarının bulunduğu alanda defnedildiği belirtilen Mehmet Neşri`nin mezarı bilinmediği için, bölgeye ziyarete gelenlerin fatihalarından mahrum kalan Cihannuma yazarı tarihçi, yapılacak bir sembolik mezar ile her daim hatırlanacak. Vatandaşlar ve tarihçiler ünlü şahsiyetin mezarının bulunduğu bölgeye en azından bir anıt mezar yapılmasını istiyor.Bursalı Araştırmacı ve Tarihçi Erhan Yıldızalp, günümüzde park yeri ve kafetarya olan bölümde Osmanlı tarihine damgasını vuran bir çok önemli şahsiyetin mezarlarının bulunduğunu belirterek, yetkilileri ecdada saygılı olmaya çağırdı.Bursa Kent Konseyi`nde de konuyu gündeme getirmeye hazırlanan tarihçi Erhan Yıldızalp, seçim öncesinde Çekirge Caddesi`nde Yoğurtlu Baba Mezarlığı`ndaki belediyeye ait binaların kaldırılarak bölge için bir Süleyman Çelebi Araştırma Enstitüsü kurulması düşüncesinin de yerel yöneticiler tarafından hayata geçirilmesi bekleniyor.MEHMET NEŞRİ KİMDİRMeşhur Osmanlı târihçisi. Asıl adı Muhammed`dir. Cihân-nümâ adlı eseriyle tanınan Neşrî`nin hayâtı hakkında kaynaklarda geniş bilgi yoktur. Doğum târihi bilinmemektedir. Karaman`da, Germiyan veya Edirne`de doğduğu rivâyet edilmektedir. 1512 veya 1519`da vefât etmiştir. Gençliğinde Bursa`da bulunduğu ve orada tahsil gördüğü rivâyet edilir. Neşrî, Sultan İkinci Murad, Fatih Sultan Mehmed ve İkinci Bayezıd Han devirlerini yaşamış ve bir çok tarihi olaya şâhitlik etmiştir. Sultan İkinci Bayezıd Hanın padişâhlığının son senelerinde Bursa Sultaniyesinde müderrislik yapan Neşri, yazdığı Cihân-nümâ adlı tarih, sekiz kısımdan meydana gelen bir dünyâ tarihidir. İki çilt halindeki kitapta, Evlad-ı Oğuz Han, Rum Selçukluları ve Osmanlı Hânedânı şeklindedir. Osmanlı hânedânı ile ilgili kısım, Sultan İkinci Bâyezîd Han devrine kadar vukû bulan târihî hâdiseleri içerisinde barındırmaktadır. İkinci Bayezıd Han`ın başardığı büyük işlerden, inşa ettirdiği binâlardan, uzak diyârlara gönderdiği elçilerden, vezirlerden, âlimlerden, velîlerden ve dervişlerden bahsetmiştir. Kendinden sonra gelen tarihçilere büyük ölçüde faydalı ve tesirli olan Neşrî, bu meşhur eserini, Sultan İkinci Bâyezîd Hanın saltanatının ortalarına kadar vuku bulan hâdiseleri anlatarak bitirmiştir,Neşrî, eserinde Osmanlı pâdişâhlarını, inanmış mücâhidler olarak, büyük bir gazâ rûhu ile savaşan, vazîfesini yerine getirmiş sultanlar şeklinde vasfeden nâdir târihçilerdendir. Osmanlı sultanlarının, İslâmiyeti tanımayan ülkeleri bu dinle şereflendirmek için çalıştıklarını ve bu uğurda gâzi veya şehit olmayı arzu eden kıymetli sultanlar olduklarını anlatmıştır. Fethedilen yerleri derhâl îmâra başladıklarını, ahâlinin refâhını temin için, çalıştıklarını zikretmiştir. Bu iş için derhâl câmiler, medreseler, imâretler, hanlar, hamamlar ve kervansaraylar yaptırdıklarını anlatmıştır. İslâm medeniyetinin yayılıp kökleşmesi için verdikleri hizmetleri dikkatle tâkip edip, yazmıştır.