Tarim Ve Orman Bakani Pakdemirli, Çorum'da Tarim Sektörü Temsilcileriyle Bulustu Açiklamasi (1)

'Emtia fiyatlarindaki artis ciddi anlamda bugüne kadar belki çiftçimizi etkilememis olsa da bundan sonraki maliyet yapisi açisindan etkileyecek gibi görünüyor. Son 3 yildir çiftçimizin emegini yerde birakmadik, alin terini bosa akitmadik. Dogru fiyat politikalari, dogru alim politikalari ve dogru piyasalarin olusmasini saglayarak çiftçimizin dogru fiyatlara ulasmasi gayretinde olduk' 'Dünyadaki fiyat artislarinin önemli bir kismi da ülkemize daha minimum oranda yansimistir. Artirilan üretimle, dogru alim ve dis ticaret politikalarinin uygulanmasiyla bu artislarin minimum derecede olmasi gayreti içinde olduk. Burada önemli derecede basari elde ettik''Dün de ana muhalefet partisi lideri taban fiyatlarla ilgili bazi açiklamalarda bulunmus. Bu isin çözümü taban fiyatta degil. Türkiye artik serbest piyasa ekonomisinden geri dönemez. Türkiye hem ithalata hem ihracata açik, yani dis ticarete açik bir ülke'

Tarim ve Orman Bakani Bekir Pakdemirli, "Emtia fiyatlarindaki artis ciddi anlamda bugüne kadar belki çiftçimizi etkilememis olsa da bundan sonraki maliyet yapisi açisindan etkileyecek gibi görünüyor. Son 3 yildir çiftçimizin emegini yerde birakmadik, alin terini bosa akitmadik. Dogru fiyat politikalari, dogru alim politikalari ve dogru piyasalarin olusmasini saglayarak çiftçimizin dogru fiyatlara ulasmasi gayretinde olduk." dedi.

Çorum'daki bir otelde tarim sektörü temsilcileriyle bir araya gelen Pakdemirli, burada yaptigi konusmada, Bakanligin bürokratlariyla Türkiye'yi il il dolastiklarini, son 3,5 yilda yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salginina ragmen yaklasik 700 toplanti gerçeklestirip üreticilerle bir araya geldiklerini söyledi.

Çiftçilerin sorunlarini sahada çözüp derdine derman olmayi istediklerini vurgulayan Pakdemirli, "Zaman zaman dertlerimiz ve çözümleri sürekli degisecek. Biz de sürekli çabaliyor olacagiz. Eger derdiniz varsa, gece uyumuyorsaniz, evin isiklari açiksa bizim de derdimiz var, Bakanligin isiklari açik, sizin için düsünüyoruz, dertleniyoruz demektir." diye konustu.

Kovid-19 salginiyla mücadelenin devam ettigine dikkati çeken Pakdemirli, sözlerini söyle sürdürdü:

"Dünya ve Türkiye bogusuyor ve bununla ilgili tarimi, gidayi, sektörü de etkileyen unsurlar var. Emtia fiyatlari artiyor, ülkeler stokçuluk yapmaya basladi. Dis ticaret tedbirleri getirdiler, getirmeseler de tarife disi engeller uygulaniyor. Bütün dünyada belirsizligi yönetmeyle ilgili genel bir endiseden dolayi fiyatlama yapisi da son derece yukari dogru gitmis durumda. Bu bazen çiftçimizin lehinde olurken, bazen besicimizin aleyhinde olabiliyor, bazen tüketicimizin aleyhinde olabiliyor ama sürdürülebilir üretme konusunda gayretimizi sürdürüyoruz. Pandemi artik bize bir sey emrediyor. Eskiden yaptigimiz gibi isleri aynen devam ettirmememiz gerekiyor. Yani bir ürün üretiyorsak, bunun farkli ürünlerini aramamiz gerekiyor. Dekar basi verimlilikleri artirmamiz gerekiyor. Son 20 yilda dekar basina verimlilikte, mesela hububatta yüzde 40, misirda yüzde 122 artisimiz var. Bunlar Ar-Ge ve teknolojiyle oluyor."

- Çiftçilere "kanola ekin" çagrisi

Pakdemirli, çiftçileri kanola üretimine davet ederek, söyle konustu:

"Türkiye yegane ayçiçek ülkelerinden biridir. Yani tek bir yaga bagimli ülkelerden biridir. Kanola bizim topragimiza çok uygun, önemli bir ürün oldugunu düsünüyoruz. Dünyadaki en önemli yagli tohumlu bitkilerden. Organik maddesi son derece yüksek ve bugdayla çok kolay münavebe ediliyor ve bu sirada topragi islah ediyor. Kislik ekiliyor, gerçekten az su tüketiyor ve kurakliga son derece dayanikli. Küspesinde yüzde 40 protein yem ham maddesi var. Aricilara ilkbaharda bol nektar veriyor. Ülkemizin yag ihtiyacini büyük oranda karsilama potansiyeli var. Türkiye'nin 10 yillik ortalamasi 115 bin tona karsilik geliyor. Dekara verdigimiz destek mazot, gübre, sertifikali tohum destekleri toplarsak, 204 liraya varan destegimiz var. Kanolada yag randimanimiz yüzde 40-45. Gerek sözlesmeli model hedefi gerekse de Toprak Mahsulleri Ofisi üzerinden üreticilerimiz üretirse biz bunlari alabiliriz. Sertifikali tohumun da yüzde 50'sini Bakanlik olarak karsiliyoruz. Dönümde yüzde 50'den fazla yag aliyorsunuz. Çiftçi için daha fazla gelir söz konusu. Bundan dolayi özellikle Türkiye'nin yagli tohumlardaki kendi kendine yeterliligini ekili arazileri artirmadan artirmanin en önemli yollarindan bir tanesi. Burada yagli tohumlarla ilgili ekileni de çesitlendiriyor olmamiz lazim."

Pakdemirli, kanola üretimiyle ilgili TMO'ya çalisma talimati verdigini, çiftçilerin hiç korkmadan üretim yapabilecegini, gerekirse TMO üzerinden alim yapabileceklerini anlatti.

Dünyada son 50 yilda sel, firtina ve kuraklik afet sayisinin bes misli arttigina isaret eden Pakdemirli, sunlari söyledi:

"Iklim degisikligi de önümüzdeki 20 senede tarimsal üretimde bugünkü yaptigimiz sekilde tarimsal üretim yaparsak, yüzde 10 ila 25 civarinda kayip olacagini söylüyor. Kurakligi hep birlikte yasadik. Kurakliga karsi tedbir aldik, özellikle hububat ve baklagillerde dekarda 100 liraya varan destek, tarimsal kredilerin ertelenmesi ve TARSIM kuraklik sigortasiyla alakali bazi ek tedbirler aldik. Kurakligin artik geçici oldugunu düsünmememiz gerekiyor. Bunlarin artik yeni normaller oldugunu kabul edip, sigortaya biraz daha fazla yüklenmemiz gerekiyor. 2022’de kuraklik sigortasinda yüzde 60 olan devlet destegini 70’e çikardik. Hasar ödeme oranlarini da yüzde 70’ten 80’e çikardik. Bu elestiriliyordu, mümkün mertebe yükselttik."

Pakdemirli, yaklasik 7 ay üzerinde çalistiklari Su Surasi'nin dün kapanisini yaptiklarini hatirlatarak, verimli bir çalisma ortaya koyduklarini aktardi.

- "Artislarin minimum derecede olmasi gayreti içinde olduk"

Salgin ve küresel belirsizlikler sebebiyle ciddi fiyat artislari yasandigini dile getiren Pakdemirli, sunlari kaydetti:

"Petrol, plastik, demir çelik ve bunlar gibi emtialarda, hububatta, yagli tohumlarda yüzde 100-200'lere varan artislar var. Emtia fiyatlarindaki artis ciddi anlamda bugüne kadar belki çiftçimizi etkilememis olsa da bundan sonraki maliyet yapisi açisindan etkileyecek gibi görünüyor. Son 3 yildir çiftçimizin emegini yerde birakmadik, alin terini bosa akitmadik. Dogru fiyat politikalari, dogru alim politikalari ve dogru piyasalarin olusmasini saglayarak çiftçimizin dogru fiyatlara ulasmasi gayretinde olduk. Bunu ekseriyetle basardik diyebilirim. Allah yardim etti, Cumhurbaskanimiz destek oldu ve küresel ekonomik dalgalanmanin oldugu salgin döneminde çiftçimizi üzmeden, moralini bozmadan, üretim seyri içinde kalmasi gayreti içinde olduk. Bunlarin hem üretici hem tüketici tarafinda gida fiyatlari artisiyla ilgili bizde de çözüm çalismalari yapilmasi gerekiyor. Son derece artan fiyatlar ve mutfaktaki enflasyonun da bir sekilde hem gelir hem de sabitlenmesi anlaminda çalismasi yapilmasi gerekiyor. Aslinda onlarca çalisma yaptigimizi söyleyebilirim. Dünyadaki fiyat artislarinin önemli bir kismi da ülkemize daha minimum oranda yansimistir. Artirilan üretimle, dogru alim ve dis ticaret politikalarinin uygulanmasiyla bu artislarin minimum derecede olmasi gayreti içinde olduk. Burada önemli derecede basari elde ettik. Onu da ifade etmek isterim."

Bakan Pakdemirli, gida fiyatlarindaki artisin çözümünün yapisal degisiklikler olduguna isaret ederek, "Bununla ilgili kisa vadeli çözümler ortaya koyuyoruz ama yapisal degisiklik olarak en önemli degisikligi, sözlesmeli üretimde görüyorum. Sözlesmeli üretimde pancar, domates gibi ürünlerde deneyimimiz var ama gelismis ülkelerde yüzde 85 oraninda sözlesmeli üretim yapildigini biliyoruz. Bizde ne yazik ki yüzde 5. Bizim çiftçimiz ekerken, dikerken, ektiginin diktigini kaç paraya satacagini bilmiyor. Günün sonunda, yani harman zamani bir iddia oynaniyor ve deniyor ki, 'Harmanda iyi fiyat yakalayacagim'. Ekseriyetle yakalaniyor ama yakalanmadigi durumlar da oluyor. Çiftçimizin daha konforlu olmasi için bence hizli sekilde sözlesmeli üretime geçmemiz lazim. Bana göre Türkiye buna geç kalmistir." ifadelerini kullandi.

Muhalefet partilerinden gelen taban fiyatlara iliskin elestirileri de yanitlayan Pakdemirli, "Dün de ana muhalefet partisi lideri taban fiyatlarla ilgili bazi açiklamalarda bulunmus. Bu isin çözümü taban fiyatta degil. Türkiye artik serbest piyasa ekonomisinden geri dönemez. Türkiye hem ithalata hem ihracata açik, yani dis ticarete açik bir ülke. Türkiye Küba degil. Taban fiyatla artik yürütemezsiniz bu isleri. Bu isleri ancak sözlesmeli üretimle, yani mesela üreticinin sürekli üretimde kalmasi, tohuma küsmemesiyse, bunlari ancak sözlesmeli üretimle yapabilirsiniz. Sözlesmeli üretimle ilgili yasal mevzuat eksigimiz de var. Bununla ilgili Gazi Meclis'imizle görüsüyoruz ama bunu sihirli degnek gibi algilamamamiz lazim. Sözlesmeli üretimin toplam üretimdeki payini artirmasi zaman alacaktir ama Türkiye için gecikmistir. Bir an evvel bunu devreye koymak lazim. Özellikle yapisal degisikliklerin en basinda sözlesmeli üretim geliyor diye düsünüyorum." degerlendirmesinde bulundu.

Fiyat artislariyla ilgili yogun mesai yürüttüklerinin altini çizen Pakdemirli, "Gida fiyatlarini izleme kurulumuz, gida komitemiz ve komite içinde Merkez Bankasi erken uyari sistemi getirdi. Bu sekilde ürünlerin hepsinin takibi yapiliyor. Dis ticaretteki dengelerde problem oldugunda bunlari ortaya koyuyoruz ve bu takipler neticesinde gerekli tedbirler hizli sekilde aliniyor. Aslinda gida komitemiz ayda bir toplaniyor gibi görünüyor ama 3-4 bakanlik her hafta alt komitelerde toplaniyor ve agirlikli olarak daha çok tarimin meseleleri, gidanin meseleleri konusuluyor. Isin içinde Ticaret Bakanligi, Hazine ve Maliye Bakanligi, Strateji ve Bütçe Baskanligi var. Gerektiginde diger bakanliklardan, imalatla ilgili süreçler geldigi zaman diger bakanliklardan arkadaslar da geliyor ama bu konular aslinda her hafta hükümetin gündemine tasinmis durumda ve her hafta konusuluyor." dedi.

(Sürecek)

???????
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile