Tarim Ve Orman Bakani Pakdemirli Iklim Degisikligi Ve Tarim Çalistayi'nda Konustu Açiklamasi

'Daha önce her 10 yilda bir yasanan kurakliklar, bundan sonra 56 yilda bir karsimiza çikacak' 'Türkiye, iklim degisikligine seyirci kalacak bir ülke degildir. Tarimi dönüstürüp, ormani güçlendirip, suyun verimli kullanimini saglayarak yeni iklime hazir olacagiz' 'Bu yil TARSIM kapsamindaki toplam 1,6 milyar lira hasar tazminatinin 800 milyon lirasini ödedik. Hasat tespitlerinin bitmesi akabinde kalan tazminatlar da üreticilerimize ödenecektir'

Tarim ve Orman Bakani Bekir Pakdemirli, dünyada oldugu gibi Türkiye'de de meteorolojik ve tarimsal kuraklik riskinin giderek arttigini kaydederek, "Daha önce her 10 yilda bir yasanan kurakliklar bundan sonra 5-6 yilda bir karsimiza çikacak" dedi.

Menemen’deki Uluslararasi Tarimsal Arastirma ve Egitim Merkezi’nde (UTAEM) düzenlenen Iklim Degisikligi ve Tarim Çalistayi’na katilan Pakdemirli, iklim degisikliginin, dünya gündeminin en önemli konularinin basinda geldigini, bu sürecin bilincinde olarak bu çalistayi düzenlediklerini belirtti.

Pakdemirli, son 50 yilda sel, firtina, kuraklik gibi dogal afetlerin 5 kat arttigini, son 10 yilda küresel afetlerin yillik zararinin 170 milyar dolara ulastigini anlatarak, tedbir alinmazsa 2050 yilinda iklim degisikligi ile birlikte dünya nüfusunun yaklasik yüzde 20’sinin sel riski ile karsi karsiya kalacagini, nüfusun yarisinin ise susuzluk riski yasayabileceginin öngörüldügünü kaydetti.

Bakan Pakdemirli tarimsal üretimde ise iklim degisikliginin etkisiyle 2050’ye kadar verimde yüzde 10 ila 25 arasinda bir düsüs beklendigini vurgulayarak, söyle konustu:

"Ayrica, iklim degisikligi ve habitatin tahribatindan dolayi bugün dünyada yaklasik 1 milyon tür yok olma riski altinda. Iklim degisikligi, her geçen gün dogayi ve tüm sektörleri olumsuz etkiliyor ama bizler, iklimden daha hizli degismek zorundayiz. Ülkemizdeki tabloya baktigimiz zaman; iklim degisikligi, bazi bölgelerimizde asiri yagis ve sel afeti, bazi bölgelerimizde kuraklik ve bazi bölgelerimizde ise büyük orman yanginlari olarak kasimiza çikiyor. Temmuz ayi, dünyada son 142 yilin en sicak temmuz ayi olarak tarihe geçti. Bundan önceki iki yila baktigimizda Ege ve Akdeniz bölgelerinde temmuz ayi ortalama sicakligi 27 derecelerde, nem yüzde 50’lerin üzerinde, rüzgar hizi ise saatte 30 kilometre civarindayken bu yil sicaklik 42 dereceye, rüzgar hizi saatte 70 kilometreye yükseldi, nem orani da yüzde 10’larin altina düstü. Bunun sonucu olarak ülkemizde son 2 yilda toplam 5 büyük orman yangini yasanmisken 28 Temmuz-13 Agustos arasindaki toplam 17 günde 16 büyük orman yayginina maruz kaldik. Iklim degisikligi su döngüsünü de olumsuz etkiliyor. Son dönemde sel afeti yasadigimiz Bartin, Kastamonu ve Sinop illerimizde yillik ortalama yagis metrekareye toplam 500 ila 800 kilogram arasindayken 10-13 Agustos tarihleri arasindaki 4 günde bu illerimiz, yillik yagisin yüzde 40 ila 70’ini aldi."

- "Yagista tarimsal sezona göre yüzde 21 azalma"

Bakan Pakdemirli Türkiye’nin meteorolojik ve tarimsal kuraklik riskinin de giderek arttigini söyleyerek, "Türkiye'de 2021 yilinin 8 ayinda ortalama sicaklik 15,7 derece olarak gerçeklesmistir. Bu deger, uzun yillar ortalamasinin 1,7 derece üzerindedir. Yagis miktarimizda ise bu yilin 8 ayinda uzun yillar ortalamasina göre yüzde 6 azalma, tarimsal üretim sezonuna göre yüzde 21’lik bir azalma gerçeklesti. Daha önce her 10 yilda bir yasanan kurakliklar, bundan sonra 5-6 yilda bir karsimiza çikacak. Dünyada da benzer manzaralari fazlasiyla görüyoruz. Yanginlar, seller, sicak hava dalgalari gibi olaylar iklim degisikliginin öncü etkileridir. Önümüzdeki süreçte bu afetlere daha sik ve daha çok maruz kalacagiz.” diye konustu.

Tarim, orman ve su alaninda iklim degisikliginin etkilerini azaltacak tedbirleri almak, küresel isinmayi azaltacak üretim yöntemlerine geçmek ve dogal kaynaklari verimli kullanmanin artik bir tercih degil zorunluluk haline geldiginin altini çizen Pakdemirli, "Türkiye, iklim degisikligine seyirci kalacak bir ülke degildir. Tarimi dönüstürüp, ormani güçlendirip, suyun verimli kullanimini saglayarak yeni iklime hazir olacagiz." ifadelerini kullandi.

Iklim degisikligine yönelik yürüttükleri çalismalari anlatan Pakdemirli, kurakligin etkilerini en aza indirmek amaciyla 81 il için hazirladiklari "Tarimsal Kuraklikla Mücadele Stratejisi Eylem Plani"ni basariyla uyguladiklarini vurguladi.

- “TARSIM sayesinde çiftçi gelecege güvenle bakiyor”

Pakdemirli kurakliga toleransli 42 bugday ve 19 arpa çesidinin gelistirilerek tescilinin yapildigini, kurakliga dayanikli çesitlere ait tohumluklari kullanarak üretim yapan çiftçilerin desteklenmesine yönelik çalismalarin da devam ettigini söyledi.

Bu yil bazi bölgelerde yasanan kuraklik afeti nedeniyle kuru sartlarda hububat ve bakliyat üreten üreticilere verim kaybi oranina göre dekar basina 30 ila 100 lira arasinda destek ödeyeceklerini aktaran Pakdemirli, söyle devam etti:

"Bu yil TARSIM kapsamindaki toplam 1,6 milyar lira hasar tazminatinin 800 milyon lirasini ödedik. Hasat tespitlerinin bitmesi akabinde kalan tazminatlar da üreticilerimize ödenecektir. Hasar tazminatlari içerisinde kurakliktan zarar gören 43 ilimizdeki 14 bin 213 üreticiye toplam 214 milyon lira ödeme yaptik. Buradan tüm üreticileri TARSIM'e kayit yaptirmaya davet ediyorum.”

- "Türkiye dünyaya örnek olmustur"

Pakdemirli, Türkiye’nin son 19 yilda ormancilik alanindaki çalismalariyla yesili koruyan ve artiran bir ülke olarak tüm dünyaya örnek oldugunu belirterek, bu dönemde 5,5 milyar fidanin toprakla bulusturuldugunu, orman alaninin 2 milyon hektar artirilarak 22,9 milyon hektara çikarildigini ifade etti.

Dünya orman varligi siralamasinda 2015’te 46. sirada olan Türkiye'nin 2020 yilinda 27. siraya yükseldigini aktaran Pakdemirli, "Yanan alanlarin yeniden agaçlandirilmasi ve mevcut ormanlarimizi genisletilmesi için çalismalarimiz hizla devam ediyor. Ilk yagmurlarin baslamasiyla birlikte ekim-kasim aylarindan itibaren yil sonuna kadar Gelecege Nefes Kampanyasi ile her bir vatandasimiza 3’er adet olacak sekilde toplam 252 milyon fidani toprakla bulusturacagiz. Insallah yaralari saragiz ve yanan alanlari tekrar agaçlandirarak, yesil vatanin bir parçasi haline getirecegiz." diye konustu.

- Diger konusmacilar

Izmir Valisi Yavuz Selim Kösger de orman yanginlari ve sel gibi afetlerin iklimin rayindan çikmasinin sonucu oldugunu, iklim krizinin arkasinda Türkiye’nin degil, batidaki sanayi devrimini yapan ülkelerin aranmasi gerektigini ifade etti.

FAO Orta Asya Alt Bölge Koordinatörü ve Türkiye Temsilcisi Viorel Gutu ise iklim degisikliginin FAO’nun gida güvenligi, yoksullugu ortadan kaldirmak ve gelisimi sürdürülebilir hale getirmek gibi konulardaki çalismalarini tehdit ettigini dile getirdi.

Iklim degisikligi yerine "iklim krizi" ifadesinin kullanilmasinin daha dogru olacagini kaydeden Gutu, acil önlemler alinmasi gerektigini anlatti.

Üç gün sürecek programin açilisina AK Parti Izmir Milletvekili Cemal Bekle de katildi. Açilis töreninin sonunda Tarim Reformu Genel Müdürü Kerim Üstün, Bakan Pakdemirli'ye plaket verdi.

Ilki Izmir'de düzenlenen çalistayin ikincisinin 29 Eylül-1 Ekim tarihlerinde Sanliurfa’da, son çalistayin ise Ankara'da gerçeklestirilecegi belirtildi.
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile