HAK-İŞ Konfederasyonu ve Hizmet-İş Sendikası Genel Başkanı Mahmut Arslan, taşeron düzenlemesinin "devleti ve kamuyu küçült", "devletin hizmetlerini özelleştirin" diyen zihniyete ve uluslararası baskılara karşı meydan okuma olduğunu belirtti.
Arslan, bir otelde düzenlenen Hizmet-İş Sendikası Konya Şubesinin 9. Olağan Kongresi'nde yaptığı konuşmada, sendikanın kuruluş yıllarında zor şartlar altında çalıştıklarını söyledi.
Konya'nın sendika faaliyetlerinde her zaman büyük görevler üstlendiğini aktaran Arslan, 15 bin üyesiyle Konya Şubesinin en büyük teşkilatlardan biri olduğunu dile getirdi.
- "Taşerona kadro sürecini biz başlattık"
Arslan, 81 ilde taşeron işçileri sendikalaştırmaya başladıklarını belirterek, şöyle konuştu:
"Bu taşeron işçilere ulaşmak için çok çalıştık. 14-24 Ocak 2014'te tarihi bir adım attık. 81 ilden üye olmayan 6 binden taşeron işçiyi bir araya getirdik. 'Bu mücadele, sendikalaşmaktan geçer, üye olacaksınız. 600 bin olursak herkes duyar ve anlar, sorunlar çözülür' dedik. Heyecan oluştu. 'Sendika sizi korur' diye bir kampanya başlattık. O günden itibaren yaklaşık 4 ay ciddi mücadeleyi bütün Türkiye'de taşeron işçilere ulaşmayı başardık. AK Parti hükümetinin taşeron konusunda attığı ilk önemli adım 2014 taşeron işçilere sendikalaşmanın ve toplu sözleşmenin önünün açıldığı tarihtir. Dönemin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, çok büyük çabayla düzenlemeyi Türkiye'ye armağan etmişti. Bu mücadeleyi biz başlattık, biz sürdürdük."
- "Büyük bir reform gerçekleştiriliyor"
Türkiye'de kamuda kadrolu işçi sayısının 170 bin civarında bulunduğunu, düzenlemeyle kadro sayısının beş katına çıktığını vurgulayan Arslan, şunları kaydetti:
"2 Nisan'da bütün taşeron işçiler, sınavları tamamlanarak kadrolu işçi olacak çalışmaya başladı. Bu yakın tarihimizde bir ilk. Türkiye Cumhuriyetinin, 1950'den sonra çalışma hayatında yapmış olduğu en büyük reformdur. Taşeron düzenlemesi, 'Devleti ve kamuyu küçült', 'Devletin hizmetlerini özelleştirin' diyen zihniyete karşı AK Parti'nin ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın uluslararası baskılara meydan okumasıdır. Meydan okumanın ne anlama geldiğini çoğu anlamak istemiyor. Anlayamıyorlar, çoğu ne yapıldığının farkında değil. Büyük bir reform gerçekleştiriliyor. Kamuoyuna doğru bilgi verme konusunda yeterli anlatım yok. Sendika olarak bu ülkede yapılanları anlatmak mecburiyetimiz var."
Arslan üyelere, "Hayırlı bir iş yapıyorsunuz. Kamu çalışanları olarak kamuya, yani insanlığa hizmet ediyor, aynı zamanda çoluk çocuğunuzun nafakasını kazanıyorsunuz. Aldığımız ücretin karşılığı olarak daha çok çalışıp daha çok kazanacak, daha çok hizmet edeceğiz." diye seslendi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Sorgun da yaptığı konuşmada, 28 Şubat sürecine değinerek, şunları söyledi:
"Testiyi kıranlarla suyu getirenler hiçbir zaman bir olmadı. Elbette herşey bitmiş değil. Mücadele sürüyor. Ne 12 Eylül'ün ne 28 Şubat'ın ne de 15 Temmuz'un mücadelesi bitti. Merve Kavakçı'ya Mecliste, 'Dışarı, dışarı' diyenler... Bugün, Merve Kavakçı Malezya Büyükelçimiz. Bu da Cumhurbaşkanımızın ve AK Parti'nin asla testiyi kıranla suyu getireni bir tutmadığının işaretidir."
'Taşeron Düzenlemesi Bir Meydan Okumadır'
HAKİŞ Genel Başkanı Arslan: 'Taşeron düzenlemesi, 'Devleti ve kamuyu küçült', 'Devletin hizmetlerini özelleştirin' diyen zihniyete karşı AK Parti'nin ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın uluslararası baskılara bir meydan okumasıdır'.