TBB Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu Açıklaması 'Doğu Akdeniz'den Vazgeçmek Vatana İhanettir'

TBB Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu Açıklaması 'Doğu Akdeniz'den Vazgeçmek Vatana İhanettir'

Aydın Düşünce Platformu’nun Ocak ayı toplantısında Doğu Akdeniz’deki gelişmeleri uluslararası hukuk boyutuyla ele alan TBB Başkanı Av. Prof. Dr. Metin Feyzioğlu, “Libya mutabakatıyla tescillediğimiz deniz yetki alanının bize ait kısmında dünyanın en zengin ve en kaliteli doğal gaz potansiyeli bulunmaktadır. Bundan vazgeçmek vatana ihanettir” dedi.

İstanbul Aydın Üniversitesi bünyesindeki düşünce kuruluşlarından Aydın Düşünce Platformu, Ocak ayı ilk toplantısında Doğu Akdeniz ve Kıbrıs’ı değerlendirmek üzere, Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Av. Prof. Dr. Metin Feyzioğlu’nu ağırladı. “Doğu Akdeniz, Kıbrıs ve Uluslararası Hukuk” başlığıyla gerçekleşen toplantıda Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki varlığının hukuki temeline ilişkin bilgiler veren Feyzioğlu, enerji kaynaklı güç savaşları, Kıbrıs’ın durumu ve geleceği gibi merak edilen pek çok konuyu ele aldı.

“Uluslararası hukuk Türkiye’nin yanında”

Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki varlığı ve faaliyetlerinin uluslararası hukuka yaslandığını ifade ederek konuşmasına başlayan Feyzioğlu, “Biz Doğu Akdeniz’de mavi vatana sahip bir ülkeyiz. Dolayısıyla denizler üzerinde egemenlik hakkımız var. ABD ve Rusya başka yerlerden geliyor, İngiltere’nin Akdeniz’e kıyısı yok. Onların orada bulunurken, Doğu Akdeniz’deki bir deniz ülkesinin orada ne yaptığını sormak abestir. Bence bu soruları ABD, Fransa gibi ülkelere soralım. Türkiye’nin üstün menfaatleri Doğu Akdeniz’de güçlü olmasını gerektiriyor. Uluslararası hukuk da Türkiye’nin yanındadır” dedi.



Libya mutabakatı devlet aklıyla yapılmış doğru bir iştir”

Türkiye ile Libya arasında imzalanan ‘münhasır ekonomik bölge sınırlandırma anlaşmasına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Feyzioğlu, “Libya mutabakatı son dönemde devletin yaptığı bir mutabakattır. Bu mutabakat üzerinden lehte ve aleyhte siyasi particilik yapmayı da asla doğru görmüyorum. Bu devlet aklıyla doğru yapılmış bir iştir. Zamanlaması daha erken olsaydı keşke ama maalesef istediğinizde olmuyor. Türkiye, Birleşmiş Milletler tarafından tanınan meşru hükümeti doğru zamanda desteklemiş ve karşılığında da Libya ile bu mutabakatı yaparak deniz yetki alanlarının sınırlarını belirlemiştir. Doğu Akdeniz’de güçlü bir iddiada bulunmak ve gerek askeri, gerek onu destekleyecek şekilde hukuki anlamda kendimizi göstermek Türkiye’nin geleceği açısından hayati önemdedir. Libya mutabakatıyla tescillediğimiz deniz yetki alanının bize ait kısmında dünyanın en zengin ve en kaliteli doğal gaz potansiyeli bulunmaktadır. Bundan vazgeçmek vatana ihanettir” diye konuştu.



“Sorunları aşmak için güvenilir yargı gerekli”

Doğu Akdeniz sorununun Kıbrıs ile yakından ilişkili olduğunu dile getiren Feyzioğlu, “KKTC ve Türkiye’nin kıta sahanlığı birleştiğinde hem Kıbrıs Türkü’nün hem de Türkiye’nin geleceği için fevkalade önemli bir alana sahip oluyoruz. Uluslararası hukuk tabi ki bizden yana ama uluslararası hukuk da haklı olmak yetmiyor. Askeri ve ekonomik anlamda da güçlü olmak gerekiyor. Türkiye’nin askeri anlamda gücü ortadadır. Ekonomik anlamda da üzerimizde oynanan bir takım sıkıştırmalar ve senaryoların sebebini biliyoruz. Bunları aşmak için güvenilir yargı gereklidir, çünkü yargısı güvenilir olan bir ülkeye yerli yabancı yatırımcı gelir ve o ülkenin ekonomisi güçlenir. Güçlü ekonomi olursa her türlü senaryoya karşı dururuz” şeklinde konuştu.



Türkiye yaptırım uygulayabilir”

Doğu Akdeniz’e kıyısı olmayan devletlerin İsrail ve Mısır gibi ülkelere destek vererek enerji paylaşımına dahil olmaya çalıştığına dikkat çeken Feyzioğlu, “İsrail, Mısır ve hatta Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin çıkaracağı doğal gazın piyasada verimli olması için Türkiye’den geçmesi lazım. Yoksa likit hale getirilip oradan satılması olmaz. Doğal gaz boru hattı döşeneceği söyleniyor. Bizim bölgemizden doğal gaz boru hattı geçirmek için bize sormaları lazım. Buna rağmen geçirirlerse bu uluslararası hukuku ihlal eder ve Türkiye buna yaptırım uygular” dedi.



“Çok az ülkenin sahip olduğu bir filoya sahibiz”

Rum yönetiminin Fatih sondaj gemisinin personelini tutuklamakla tehdit etmesinin uluslararası hukuka aykırı olduğunun altını çizen Feyzioğlu, böyle bir eyleme güçlerinin yetmeyeceğini söyledi.

Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki sondaj gemilerine yenilerini ekleme kararını doğru bulduğunu ifade eden Feyzioğlu, “Şu anda sismik araştırma ve sondaj gemilerine baktığımızda dünyada çok az ülkenin sahip olduğu bir filoya sahibiz. Birçok ülke günlük muazzam paralar ödeyerek bu gemileri kiralıyor. Çok doğru ve stratejik bir hamledir” ifadelerinde bulundu.
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile