TRT Haber'de Emin Pazarcı'nın sunduğu programda canlı yayın konuğu olan Çiçek, tutuklu milletvekillerine ilişkin değerlendirmesinde, konunun hukuk boyutu ve siyasi boyutunun birlikte değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.
Ancak tartışmanın siyasi boyutu üzerinden yapıldığını ifade eden Çiçek, ''Yargı da 'Biz yasamanın koyduğu kuralları uyguluyoruz' diyor. Yargı bunu çözmedi, çözemedi. Yasal düzenleme, yani yeni kural koyma noktasında Meclis'te bir irade çoğunluğu oluşmadı. Yani eski bir kuraldan yeni bir sonuç bekliyoruz'' dedi.
Başkanlık sistemine ilişkin bir soruyu yanıtlayan Çiçek, Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nda bu konunun konuşulmadığını, çünkü Anayasa'nın henüz ''hak ve özgürlükler'' bölümü üzerinde çalışmaların devam ettiğini söyledi.
Çiçek, bu konudaki kişisel görüşünün sorulması üzerine, şu an TBMM Başkanlığı ve Komisyon Başkanlığı görevini yürüttüğünü, bu tartışmaların kendisi dışında yapılabileceğini, ancak daha önce yaptığı değerlendirmelerde söz konusu sistemin Türkiye açısından doğru olacağını söylediğini ifade etti.
28 Şubat sürecine ilişkin soruyu yanıtlayan Çiçek, söz konusu dönemde milletvekili olduğunu anımsatarak, ''28 Şubat'ın geleceği konusunda çok alametler belirmişti. Refah Partisi ile ANAVATAN Partisi koalisyon kurma noktasına gelirken araya bir şeyler girdi. Daha işin başlangıcında pişmekte olan aşa su katıldı.
Sonra azınlık hükümeti kuruldu, o da yaklaşık 3,5 ay sürdü. Daha sonra DYP ile Refah Partisi'nin hükümeti kurması zaten başlı başına belli riskleri taşıyordu. Refah Partisi'nin, o zamanki Anayasal bir kısım güçler tarafından Meclis'te varlığına bile tahammül edilemiyordu. Nitekim tahammül edilemedi'' diye konuştu.
-''Geçmişten gelen sancının yansımasıydı''
Bir kısım alışkanlıkların devam ettiğine dikkati çeken Çiçek, bu kapsamda 27 Nisan konusunun da demokrasi açısından olağan bur durum olmadığını söyledi.
Çiçek, şöyle devam etti:
''27 Nisan'da Anayasa'ya aykırı bir şey yoktu. O zaman nereden ihtiyaç duyuldu buna. Bizde Cumhurbaşkanı seçimleri her zaman karın ağrısı olmuştur. 1961'den itibaren biz hiç ağız tadıyla bir Cumhurbaşkanı seçimi yapamadık. ''Halk seçsin''in özünde de bu var zaten. 2007 seçimlerine gelirken bununla ilgili tartışmalar 1,5 yıl öncesinden başlamıştı. Oysa usul belli bu konuda. Cumhurbaşkanı seçiminde Anayasa'da aranan şartlar da mevcuttu. Buna rağmen durup dururken siz 27 Nisan'da açıklama yapıyorsanız, bu olağan bir şey değildir. Geçmişten gelen sancının o gün bu olaya yansımasıdır bu.''
Terörle Mücadele konusuna değinen Çiçek, bu konuda birlikte çözüm üretilmesi gerektiğini vurguladı. Bazı dış güçlerin teröre verdiği desteğin göz ardı edilmemesi gerektiğini belirten Çiçek, ''Benim doğru bulmadığım bir konu var. Elbette biz halk adına işlerimizi yapıyoruz. Ama her şey de aleni yapılmaz. Sıkıntımız burada. Her şeyi baştan söylerseniz o takdirde terörle bağlantısı olan ülkelerle konuşurken bile siz elinizdeki bütün kozları masaya koymuş olursunuz'' dedi.
Terör olayları karşısında herkesin safını belirlemesi gerektiğini dile getiren Çiçek, terörü kınamamanın bile İnsan Hakları Sözleşmesi'ne aykırı olduğunu vurguladı.
Çiçek, ''Terör konusunda Cumhurbaşkanı Gül'ün başkanlığında liderlerin bir araya gelmesini tavsiye eder misiniz-'' sorusu üzerine, bunun Türkiye'nin devlet geleneğinde bulunduğunu, bunlardan netice alınanların da alınmayanların da olduğunu söyledi.
-''Kamu denetçiliği süreci başlıyor''-
Cemil Çiçek, Meclis'in kamu denetçiliği sürecini başlatacağını, 11 Ekim itibariyle müracaatların alınacağını, daha sonra Meclis'te seçim yapılacağını söyledi.
Cemil Çiçek, ''Meclis Başkanı olmasam, size isim önerimi söyleyebilirdim. Ama şunu diyebilirim, Kamu Deneticisi temsil edecek olan kişinin, kişiliği önemli. Kamuoyunda saygınlığı olması lazım. Geçmişi, sorun çözme yöntemi çok önemlidir'' dedi.
Çiçek, ''Önümüzdeki dönemde parlamentoda başörtülü milletvekili olabilir mi-'' sorusuna, ''Biz şimdi 24. Dönemdeyiz. Sizin dediğiniz 25. Dönemin şartları içinde konuşulacak bir konudur. Bazı şeyler zamanla oluyor. Dün neler yasaktı konuşamıyorduk, bugün rahatlıkla konuşuyoruz. Her işi kanunla, beklentiyle değil, biraz daha sosyolojik süreçleri iyi takip etmek lazım'' yanıtını verdi.
-''Özal'ı son görüşümde yorgun ve sağlıksızdı''-
Çiçek, 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın ölümüne ilişkin kendisinin herhangi bir kuşku taşıyıp taşımadığına ilişkin soru üzerine şunları söyledi:
''Zannediyorum, ailesi ve bir iki yakını dışında kendisiyle en son görüşen üç kişi, rahmetli Mehmet Altınsoy, Sayın Abdulkadir Aksu ve bendim. Türk Cumhuriyetlerinden gelmişti. O zaman milletvekili değildim. Cuma günü Köşk'ün içindeki mescitte namazda onu çok yorgun, bitkin, sağlıksız gördüm. Her secdeden tekrar ayağı kalkarken neredeyse iki adım atıp geri geliyordu. Dengede ciddi sıkıntı vardı. Sonra üst kata çıktık, koltukta kolay kolay oturamadı. Adeta yatarcasına orada oturdu.''
Cemil Çiçek, kendisinin de 3. dönemi dolduran milletvekilleri arasında olduğu, bundan sonra büyükelçilik ya da valilik gibi bir görev verildiğinde bu görevleri kabul edip etmeyeceği yönündeki soru üzerine, hukuken buna bir engel olmadığını, ancak kendisinin bunu düşünmeyeceğini söyledi.
Muhabir: Kubilay Çelik
Yayıncı: Sefa Salantur
Tbmm Başkanı Çiçek Açıklaması
TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Türkiye'de geçmişteki Cumhurbaşkanı seçimlerini değerlendirirken, ''Bizde Cumhurbaşkanı seçimleri her zaman karın ağrısı olmuştur. 1961'den itibaren biz hiç ağız tadıyla bir Cumhurbaşkanı seçimi yapamadık'' dedi.