Tbmm Başkanı Çiçek, Parlamento Muhabirleriyle Bir Araya Geldi...(3)

TBMM Başkanı Cemil Çiçek, CHP`nin gündeme getirdiği `davetiye` tartışmasına ilişkin olarak, "Davetiye ayrıdır, duyuru ayrıdır.

Yani Atatürk`e çok şey borçlu olduğumuzun farkında olmalıyız. Bunun ayrıca bir davetiye yoluyla olmasına gerek yok. Bundan farklı bir anlam çıkarmak bence doğru olmaz" dedi

Çiçek, TBMM`nin Sabit Osman Avcı Sosyal Tesisleri`nde bir araya geldiği parlamento muhabirlerinin sorularını cevaplandırdı. Bir gazetecinin, "Başbakan dün BDP`yi eleştirirken `Meclis`ten çekilseniz ne yazar, çekilmeseniz ne yazar?` dedi. Başbakan`ın bu yaklaşımını doğru buluyor musunuz?" sorusuna Çiçek, "Bunu sorarken Uzlaşma Komisyonu bağlamında soruyorsanız, biz şuna dikkat etmeye çalıştık, çalışıyoruz. Tabii siyaset bir ölçüde tartışmadır. Sayın Başbakan`ın öyle bir ifadesi var ise, buna karşılıkmuhataplarının bir başka değerlendirmeleri vardır. Dolayısıyla Türkiye`de bir makam sahibimin, bir sıfat sahibinin söylediğine cevap verebilecek yeteri kadar platformda var, makam da var, mekan da var, sıfat da var. Hiç olmazsa birileri bu tartışmanın dışında kalması lazım. Bir şey söylendiyse, cevabını da bir başkası bir şekilde söylüyor" dedi

Çiçek, "Başbakanın önümüzdeki dönemde sertleşeceği gözüküyor. Ortamı yumuşatma adına liderlerle görüşmeyi düşünüyor musunuz?" sorusuna, "Bu tartışmalar sizin aracılığınızla kamuoyunun önünde yapılıyor. Herkes o değerlendirmeyi yapar. Çünkü en sağlıklı değerlendirmeyi millet kendisi yapıyor. Ancak şunu ben önemsiyorum. Hakikaten yeni bir anayasa yapacaksak, bir bayram havasına ihtiyaç var. Gerginlik ortamında anayasa yapmak fevkalade zorlaşıyor. Sebebini ne olursa olsun" diye konuştu

ABDULMECİD`İ ANMA VE DAVETİYE TARTIŞMASI Bir gazetecinin, "Meclis`in ölümünün 150. yıldönümünde Sultan Abdulmecid`i anacak olması çok tartışılıyor. Bu çerçevede CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, davetiyeleri tartışma konusu yaptı. Siz bu tartışmaları bekliyor muydunuz? Ayrıca, 17 Kasım Abdulmecid`in ölüm yıldönümü değil, Sultan Vahdettin`in İstanbul`u terk ettiği tarih. Sultan Abdulmecid`in ölüm tarihi 25 Haziran. Nasıl değerlendiriyorsunuz tartışmaları?" yönündeki bir soru üzerine TBMM Başkanı Çiçek, şunları kaydetti: "İstanbul`daki toplantı 18 Kasım`da yapılacak. Orada bir yanlışlık var. Ölüm günüyle ilgili değil, ölümünün 150. yılı dolayısıyla, yani gün itibariyle değil yıl itibariyle yapılıyor. Orada bir farklı anlayış var. Vahdettin`in Türkiye`den ayrıldığı gün 17 Kasım. Toplantının yapılacağı tarih ise 18 Kasım. 150. yılı dolayısıyla deniyor. Genellikle bu sempozyumlar güz aylarında yapılıyor. İkincisi; davetiye ayrıdır, duyuru ayrıdır. Yani Atatürk`e çok şey borçlu olduğumuzun farkında olmalıyız. Bunun ayrıcabir davetiye yoluyla olmasına gerek yok. Meclis`te sadece o gün, bir çelenk koyma ve saygı duruşunda bulunma var, onun duyurusudur. Öbürü davetiye, beri ki duyuru. Bundan farklı bir anlam çıkarmak bence doğru olmaz. Tabii ki bir Meclis Başkanı`nın grup başkanvekiliyle de polemiğe girmesi de çok doğru olmaz. Mecbur kalmadıkça ben bunu yapmam. Arkadaşımız öyle konuşmuş, kamuoyu bunu değerlendirir. Günü gününe yapılmış olsaydı bu 26 Haziran`da olurdu. Biz Meclis`e bir kısım saraylar bağlı. Dolmabahçe Sarayı dabunların başında geliyor. Cumhuriyete giden yolda birçok önemli hareketlerin dayanağı Abdulmecid döneminde alınmıştır. Sempozyumda zaten bunlar tartışılacaktır. Bu da bizim tarihimizin bir parçasıdır. Yani kabul etsek de etmesek de, doğrusuyla yanlışıyla, bu coğrafyada yaşadığımız her olay, hangi devirde olursa olsun istifade edeceğiz, ders çıkaracağımız. Övme yada reddetme mantığı içerisinde değil. Bilimsel bir toplantıdır bu. Aksi bir düşünce yine bizim eski huyumuz olur. Kimse kimsenin devlete, rejime,demokrasiye, cumhuriyete sadakatinden şüphe etmemesi lazım. Bu türlü tartışmaların faydası da olmaz. Yeri geldiğinde `Biz Osmanlı`nın torunlarıyız` diye övünüyoruz. Ama öbür taraftan da tarihimizin önemli bir bölümüne ilişkin değerlendirme yapılmasına ilişkin ölçüyü kaçıran değerlendirmelerin yapılmaması lazım. Yapan olur, saygı duyarım. Ama bizim maksadımız budur. Yeri gelecek meşrutiyeti de tartışacağız." "BEN PARTİMDEN AYRILMADIM, İHRAÇ EDİLDİM" Çiçek, parti değiştirme konusunda CHP`li İnce`nin kendisine ilişkin dile getirdiği ifadelerin de doğru olmadığını belirterek, "Ben kendi partimden ihraç edildim, ayrılmadım. Bunu bilen bilir. Ondan sonra da katıldığım partiler kapatıldı. Yani böyle de bir süreci yaşadım" dedi

Türkiye`de siyasetin yerli yerine oturmadığından şikayet edildiğini ifade eden Çiçek, "En uzun partimiz CHP`dir. Diğer partiler kuruluş tarihlerine bakarsanız, kısa süreli dönemlerde kurulmuş partilerdir. Yani sadece jeolojik olarak fay üzerinde değil, siyaseten de bir fay üzerindedir. Maalesef sağlıklı siyasi parti yapıları oluşamadı" şeklinde konuştu

İnce`nin konuşması sırasında, hitap ettiği kesimden daha çok kendi partisi içerisindeki bazı arkadaşların üzülmüş olabileceğini dile getiren Çiçek, şöyle devam etti: "O arkadaşlarda ondan da daha evvel başka partilerde görev yaptılar. Ve şu anda bu parti saffında milletine, kendi düşünceleri yönünden hizmet ediyorlar. Bu konuşmalarda iş kişiselleşince farkında olmadan hiç arzu etmediğimiz olumsuz sonuçlarda çıkabilir. Nitekim o partiye mensup bir sayın milletvekili de bugün cezaevindedir. Daha evvel başka bir partide görev yapıyordu. O bakımdan içtüzüğün 67.maddesi önemli. Her şeyi konuşacağız ama nazik bir üslupla, kırıp-dökmeden de konuşmak mümkündür. Bunu buvesileyle ifade etmek istedim. Yoksa sayın grup başkanvekiline cevap olarak değil, gerçeğin ortaya çıkması, kamuoyu önünde yanlış bir bilgi oluşmaması bakımından." VİCDANİ RED VE YENİ ANAYASA TBMM Başkanı Cemil Çiçek, "Vicdanı ret ile ilgili Anayasa değişikliği yapılması gerektiğine ilişkin düşünceler var. Bu konu Anayasa değişikliği kapsamında olmalı mı?" yönündeki bir soruya, "Tabiatıyla kişisel düşüncelerim olabilir. Komisyonumuz ortaya anayasanın içeriğinde `şunlar olacak` yönünde bir şey ortaya koymadı. Eğer bunun anayasada olmasını isteyen var ise, ister yazılı isterlerse söylediğim diğer yöntemlerle bildirebilirler" dedi

Toplumda yeni bir anayasa heyecanı bulunduğu ifade eden Çiçek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Gelen maillere baktığımızda sadece anayasayla değil, yasayla alakalı olmayan talepler geliyor. Yeni bir anayasa eşittir sıfır sorunlu bir Türkiye denklemini hiçbir zaman oluşturmaz. Anayasalara olduğundan çok daha fazla anlam yükleyerek, `bu anayasa yapılırsa sorunlar sıfır olur, yapılmazsa da eyvah` Bu tür ekstrem değerlendirmeler bence doğru değil. Demokratik bir ülkede anayasal neyi çözebilirse, o çerçevede bir anayasa hazırlanır. Yoksa anayasa yapılırsa, `işsizlik ortadan kalkar, deprem ortadankalkar` gibi böylesine bizi yanlış yönlere götürecek, yanlış değerlendirmelere sebebiyet verecek hususları biraz daha dikkatle ifade edilmesi gerekiyor. Yeni anayasa elbette birçok meselede yol gösterecektir. Ama anayasa her şeyi çözecek, her şeyin çaresidir şeklinde bir yaklaşımda bence anayasaya fazlaca anlam yükler. Vicdani red yeni anayasada yer alır mı, almaz mı bunu bugünden ben bilemem. Ama bunu önemseyenler varsa, bunu komisyonun bilgisine sunarız, gelen teklifler ölçüsünde."
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile