TBMM Baskani Kurtulmus Açiklamasi 'Su Anda Biz Konusurken De Filistin'e Bombalar Atiliyor'

Kocaeli Üniversitesi 2023-2024 Akademik Yili açilisi, TBMM Baskani Numan Kurtulmus’un katilimiyla gerçeklesti. Baki Komsuoglu Kültür Merkezi’nde gerçeklestirilen törende konusan Kurtulmus, "Türkiye olarak tarihi bir dönemden geçiyoruz. 2023 uzunca bir süredir konustugumuz ve artik içinde bulundugumuz bir yil. Bu yil tesadüfen içinde bulunmus olmanin ötesinde bizim için tarihi öneme sahip geliyor. Cumhuriyetimizin ilk yüzyilini geride birakiyoruz ve önümüzdeki hafta 29 Ekim ile birlikte cumhuriyetimizin ikinci yüzyilina erisiyoruz. Simdi önümüzde hep daha büyük hedefleri koymus bir millet olarak cumhuriyetimizin ikinci yüzyilina iliskin hedefimiz, varmak istedigimiz bir nokta, ulasmak istedigimiz bir gayemiz oldugu açiktir. Sözü güçlü, gücü tesirli bir Türkiye’nin yüzyilini cumhuriyetimizin ikinci yüzyilini bu sekle getirmek için el birligiyle gayret sarf edecegiz. Esasen bizim milletimiz sadece Anadolu topraklarina geldiginden bu yana degil, varligindan bu yana hep önüne hedef koymus. Hiçbir zaman iki gününü esit geçirmemis, hep ileriye dogru atilim yapmis ve bu atilimlarini da gerçeklestirmistir. Bundan bir asir evvel cumhuriyetimizin kurulusundan evvel verilen o büyük ulusal kurtulus mücadelemizi hep beraber çok iyi biliyor, çok iyi özümsüyoruz. Bunu sadece bir tarih olarak degil, o günlerden bugüne ders çikarmak için çok daha iyi bir sekilde gözden geçirmemiz lazim. Her seyden evvel basta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere ulusal kurtulus mücadelesinde bütün imkanlarimizi seferber ederek büyük bir zafer kazanmis olan ecdadimizin hepsini saygiyla aniyoruz" dedi.



"Kendisinden ilham alinan bir Türkiye’yi kurmak zorundayiz"

Üniversitelerin bilginin insani degerlerle üretildigi bir yer haline getirilmesi gerektigini aktaran Kurtulmus, "Ikinci yüzyilda bu hedeflerimizi revize etmemiz lazim. Bunlardan birincisi çagdas medeniyetler seviyesine ulasmak degil, çagdas medeniyetler seviyesinin üstüne çikmak zorundayiz. Gelismeleri takip eden bir Türkiye degil, takip edilen, izlenen ve kendisinden ilham alinan bir Türkiye’yi kurmak zorundayiz. Ayni sekilde bagimsiz Türkiye hedefimizin de her alanda milli savunma sanayiinden egitime, kültür alanina kadar her alanda dünyada rekabet eden, öncülük yapan ama her halükarda tam manasiyla bagimsiz olan ve kendi kararlarini kendi veren bir Türkiye olmaktir. Bu istikamette milli hedeflerimizi gözden geçirip, yeni adimlarimizi daha da siklastirarak sözü güçlü, gücü tesirli bir Türkiye’nin yüzyili olmasi için cumhuriyetimizin ikinci yüzyilinda canla basla gayretlerimizi sürdürecegiz. Bu çerçevede Türkiye’nin ileriye atilim ve sahlanis döneminin hiç kuskusuz spor gücü üniversitelerimiz. Üniversitelerimize her alanda arastirma gelistirme faaliyetlerini en ileriye dogru tasimak görevi düstügü gibi ufku açik, aydinlik, dünyayi bilen, kendisini bilen ve kendi medeniyet degerlerine vakif gençler yetistirmek gibi bir görev de düsmektedir. Dolayisiyla üniversitelerimizi sadece ve sadece bilginin üretildigi bir yer olarak degil, bilginin insani degerlerle üretildigi, yogruldugu bir mekan haline getirmemiz lazim" diye konustu.



"Su anda biz konusurken de Filistin’e bombalar atiliyor"

Israil ve Filistin arasinda yasanan savasa deginen Kurtulmus, "Su anda Filistin ve Israil arasinda yasanan meselenin iki yüzü oldugunu, iki ayri alan oldugunu görmemiz lazim. Bunlardan birisi isin insani kismidir. Yani su anda biz konusurken de Filistin’e bombalar atiliyor, Gazze’ye bombalar atiliyor. Onlarca insan hayattan kopariliyor. Daha geçtigimiz gün 500’e yakin insan hem de Birlesmis Milletler’den ve Dünya Saglik Örgütü’nden alinan onayli, güvenli bilgi olduguna inandiklari için geldikleri Sifa Hastanesi’nde acimasizca, barbarca, gaddarca bir katliama tabi tutuldular. Dünya seyrediyor. Bu katliama tabi tutuldular ve bunun bir an evvel ortadan kaldirilmasi için gayret sarf etmemiz lazim. Türkiye olarak ilk andan itibaren hizli bir sekilde ateskesin temin edilmesi ve insani yardimlarin süratle Gazze’ye ulastirilmasi için bütün gücümüzle mücadele ediyoruz. Bu anlamda Cumhurbaskanimiz, bizler, Disisleri Bakanimiz, ilgili kurumlarimiz burada bir an evvel ateskesin saglanmasi ve Gazze’ye insani yardimlarin özellikle tibbi yardimlarin, bakin biz yine burada konusuyoruz ama Gazze’deki hastanelerde sargi bezinin dahi olmadigini unutmayalim. Insanlar elbiselerini vesaire keserek hastalari tedavi etmeye çalisiyorlar. Böyle bir ortamda isin bir acil ateskes ve insani yardimla ilgili kismi vardir" seklinde konustu.



"Israil güçleri oraya insani yardimlarin dahi gönderilmesine müsaade etmiyor"

Numan Kurtulmus, sözlerini söyle sürdürdü:

"Tam da böyle bir noktada maalesef Israil güçleri oraya insani yardimlarin dahi gönderilmesine müsaade etmiyor ve maalesef bu saldirgan tavirlari, bu zihniyetlerinde kendileri üstün, digerleri insan bile degil. Savas hukuku islemiyor. Istedigini öldür, istedigini kaçir, istedigine iskence yap, böyle bir mantik Allah askina kabul edilebilir mi? Ama o kadar pervasiz bir sekilde hareket ediyorlar ki. Birlesmis Milletler Genel Kurulu’nda kendileri güvenlik konseyinde alinmis ve alinacak her karara itiraz eden dayilari, dün gördügünüz gibi bu katil katliamlarin sorumlularini kucakliyor, sariliyor, sirtini sivazliyor, ’Hadi yolunuza devam edin’ anlamina gelecek bir tavir içerisinde hareket ediyor. Ne yazik ki dünya böylesine büyük bir barbarlikla modern zamanlarda hiç karsilasmamistir. Savasin da bir ahlaki vardir, savasin da bir hukuku vardir. Bizim ecdadimiz dünyanin birçok yerinde mücadele etmis, gayret etmis, en zor zamanlarimizda bile bizim bütün canimiza kastedildigi su Anadolu’nun isgalden kurtulusu savasinda dahi cephede bile düsmana insanligini anlatmistir. Böylesine büyük bir vahset asla kabul edilemez. Bu vahsete taraftar olanlar, bu vahset karsisinda sessiz kalanlar, bu vahseti yapanlarin sirtini sivazlayanlar da en az burada yasanan insani krizler konusunda onlar kadar sorumludur. Meselenin insani krizler kismini insallah hizli bir sekilde asmak mümkün olur. Ama bir de meselenin siyasi kriz kismi vardir. Uzun yillardir devam ediyor. Bugün yasadigimiz, bugünün meselesi Osmanli cihan devletinin Filistin topraklarindan çekilmesinden bu yana maalesef sürekli devam eden senaryoyu siddetlenmis bir sekilde izliyoruz. Hayatimiz boyunca izledik, simdi de izliyoruz. Oysaki Orta Dogu’da barisi saglamak hiç de zor degildir. Osmanli cihan devleti dört asir boyunca bugün kan gölüne dönmüs olan Filistin topraklarinda hükümran olmustur. Gidenleriniz görmüstür. Yan yana yasayan halklari, Müslümanlari, Yahudileri ve Hristiyanlari dört asir boyunca bir tek din savasi, bir tek mezhep savasi olmadan bir arada yasamalarini temin etmistir. Mesele son derece basitti. Orada yasayan herkesi mezhebi, dini, mesrebi ne olursa olsun hazreti insan olarak gören bir bakis açisiyla yaklastilar."

"3 temel neden çözülmedigi sürece Ortadogu’da barisin olmasi mümkün degildir"

Savasin sona ermesi için 3 sebebin çözme kavusturulmasi gerektigini berirten Kurtulmus, "3 temel neden çözülmedigi sürece Ortadogu’da barisin olmasi mümkün degildir. Bunlardan birisi 1967 sinirlarinda Birlesmis Milletler tarafindan kabul edilmis baskenti Kudüs olan Filistin Devleti kurulmadikça bu bölgede barisin, esenligin saglanmasi mümkün degildir. Iki, Mescid-i Aksa basta olmak üzere Müslümanlarin ve Hristiyanlarin kutsallarinin uluslararasi sistem tarafindan garanti altina alinmasi, ikide bir Mescid-i Aksa’ya baskinlarin sonlandirilmasi ve bu anlamda gerçekten sürekli tazelenen bu saldirilara bir son verilmesidir. Bu da uluslararasi tarafindan baski altina alinmali ve korunmalidir. Üçüncü temel unsur ise yerlesimciler, yasa disi Yahudi yerlesimcilerin oralardan çikartilmasidir" dedi.