TBMM Başkanı Şentop, İslam Dünyasında, Yönetenlerle Halk Arasındaki Bağa Dikkati Çekti Açıklaması
'İslam dünyasının yeni yeni uyanmaya başladığı bu dönemde en önemli problemi, yaşayan halklarla onları yönetenler arasında sahici, gerçek ve güçlü bir bağın zayıf olmasıdır' 'Eğer ülke içinde bir güç alamazsa siyasi iktidar, o zaman o gücünü başka yerlerden elde etmeye çalışır ya başka ülkelerin ya uluslararası kuruluşların, istihbarat örgütlerinin desteğiyle ayakta duran bir oyuncağa, piyona dönüşür. Onun için Cumhurbaşkanımızla Trump'ın görüşmesini bir gözden geçirin, zihninizde canlandırın. Bir de 'Haniymiş benim diktatörüm' diye çağırdığı şahsın görüşmelerinin nasıl olacağını tahmin edin''Türkiye'de hem seçimler hem de anayasal sistem itibarıyla Türkiye'yi temsil eden Cumhurbaşkanımızın arkasında seçimlerde almış olduğu desteğin ötesinde, 83 milyonun bir desteği vardır'
Şentop, TBMM Tören Salonu'nda, Stratejik Düşünce Grubu Derneği Başkanı Mohammed Salem Al-Rashed, AK Parti Genel Başkan Danışmanı Yasin Aktay ve beraberindeki sivil toplum kuruluşları temsilcilerini kabul etti.
Meclis Başkanı Şentop, kabulde yaptığı konuşmada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde yaklaşık 17 yıldır ortaya konulan performansın ekonomik, siyasi ve uluslararası pozisyon bakımından Türkiye'yi çok önemli bir yere taşıdığını belirtti.
Türkiye'nin ekonomik büyüklük bakımından dünyanın 18'inci büyük ülkesi durumunda olduğuna işaret eden Şentop, birçok ekonomik saldırıya, dünyanın yaşamış olduğu ekonomik durgunluğa rağmen Türkiye ekonomisinin gücünü, direncini ispat ettiğini vurguladı.
Şentop, Türkiye'nin dünyada savunduğu tezlerinin, ahlakı esas alan dış politikasının, sadece İslam dünyasında değil, ezilen, mazlum coğrafyalarda büyük bir alaka ve destek gördüğünü ifade etti.
Türkiye'de devlet millet bütünleşmesinin Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğinde gerçekleşmesiyle ülkede dirilişin sağlandığını belirten Şentop, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Öncelikle Türkiye'de seçimler yoluyla çok güçlü bir destekle seçilen iktidar var. Milletin değerleriyle devletin değerlerinin bütünleştirildiği bir siyasi anlayış, paradigma var. Bunları sağlamadan bir ülkede siyasi iktidarların güçlü, etkili yönetim ortaya koyabilmesi, uluslararası alanda etkili olması mümkün değil. Bir ülkeyi yöneten ama halkın desteğinden mahrum bir yönetimin, uluslararası alanda da muhatap alınması zayıf olacaktır.
Siyasi iktidarın, meşruiyetinin bir paradigması, oturduğu bir zemin olmalıdır. Bu monarşilerde de vardır. Bir kral, ben babamdan ülkenin yönetimini devraldım, aklıma estiği gibi yönetirim demez. Meşruiyet arayışı içinde olur. Biz de uluslararası temasta bunu dikkate alıyoruz. Bir ülkenin yöneticisinin arkasındaki gücü nedir ne kadar dikkate alınır diye bakarız istişare ederken. Türkiye'de hem seçimler hem de anayasal sistem itibarıyla Türkiye'yi temsil eden Cumhurbaşkanımızın arkasında seçimlerde almış olduğu desteğin ötesinde, 83 milyonun bir desteği vardır."
Bir ülkede millet ve devlet bütünleşmişse o ülkenin uluslararası alanda sözünün dinleneceğini, kararının merak edileceğini ifade eden Şentop, şunları kaydetti:
"İslam dünyasının yeni yeni uyanmaya başladığı bu dönemde en önemli problemi, yaşayan halklarla onları yönetenler arasında sahici, gerçek ve güçlü bir bağın zayıf olmasıdır. Eğer ülke içinde bir güç alamazsa siyasi iktidar, o zaman o gücünü başka yerlerden elde etmeye çalışır ya başka ülkelerin ya uluslararası kuruluşların, istihbarat örgütlerinin desteğiyle ayakta duran bir oyuncağa, piyona dönüşür. Onun için Cumhurbaşkanımızla Trump'ın görüşmesini bir gözden geçirin, zihninizde canlandırın. Bir de 'Haniymiş benim diktatörüm' diye çağırdığı şahsın görüşmelerinin nasıl olacağını tahmin edin."