TBMM Baskani Sentop, Sivas Kongresi'nin 102. Yil Dönümü Etkinliklerinde Konustu Açiklamasi (1)

'Bütün asamalariyla birlikte Milli Mücadele'yi geçmise ait bir hatiradan ibaret görmek dogru degildir. Samsun'da baslayip Izmir'de zaferle sonuçlanan Milli Mücadele, tarihin belli bir döneminde baslayip bitmis bir süreç degil, esasen istiklali tam yani tam bagimsizlik yolunda kesintisiz ve kararli davranmayi zorunlu kilan suurun adidir' 'Millete ve millet iradesine itimadinda zaafi olanlar, darbeci ve vesayetçi anlayislarla 'manda ve himaye' taleplerini aslinda ortaya koymuslardir. Millete tepeden bakan, milleti küçümseyen, millet iradesine karsi vatan topraklari disindan destekler elde etmeye çalisan her anlayis, Sivas'ta ret ve mahkum edilen mandaciligin eserlerini zihninde ve kalbinde tasimaktadir'

TBMM Baskani Mustafa Sentop, Samsun'da baslayan ve Izmir'de zaferle sonuçlanan Milli Mücadele'nin tarihinin belli bir döneminde baslayip bitmis bir süreç olmadigini, tam bagimsizlik yolunda kesintisiz ve kararli davranmayi zorunlu kilan suurun adi oldugunu söyledi.

Sentop, Sivas Kongresi'nin 102. yil dönümü dolayisiyla Cumhuriyet Meydani'nda düzenlenen törende yaptigi konusmada, Anadolu'daki varligin sembol sehirlerinden Sivas'ta, 102 yil evvel tezahür eden milli kiyamin idrak edildigi bu anlamli günde bir arada olmaktan mutluluk duydugunu belirtti.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve mücadele arkadaslarini, sehitleri ve vefat etmis gazileri minnet ve sükranla andigini dile getiren Sentop, "Tarihi hadiseleri sadece geçmisin konusu olarak görmek yahut yalnizca bir kronoloji meselesi olarak addetmek eksiktir, sinirlayicidir. Esasen tarih, bugünü tanzim etmenin, yarini ise insa etmenin kaynagidir." dedi.

- "Bitkin ve gururu kirilmis bir milletin yeniden ayaga kalkmasi sanildigi kadar kolay degildir"

102'nci yil dönümü idrak edilen Sivas Kongresi'ne de bu göz ve bu mana arayisi ile bakmak zorunda olundugunu vurgulayan Sentop, sunlari kaydetti:

"Bu sebeple bizi bugün bir araya getiren, sadece zafere ulasmis bir mücadelenin dönüm noktalarindan birini anmak degildir. Biz, 102 yil sonra, bugün, ayni zamanda milletimizin hangi saiklerle mücadeleye giristigini, neleri tercih edip nelerden vazgeçerek ve neleri reddederek basariya ulastigini bir kez daha hatirlamak için toplanmis bulunuyoruz. 100 yil önce vatanimiz ilhak ve isgal, milletimiz esir edilmek tehdidi ile karsi karsiyaydi. Büyük kayiplarla ve maalesef maglup olarak çiktigimiz Birinci Dünya Savasi'nin sonucunda milletimiz, bin yildir vatan kildigi topraklarda yok edilmek üzereydi. Iki yüz yil boyunca, mütemadiyen savaslarla, felaket ve facia ile örselenmis milletimiz, son kale olarak gördügü bu vatan topraklarindan da sürülmek istenmekteydi. Bugünden bakildiginda bazi kararlari ve hamleleri kolay ve tabii görmek mümkündür. Fakat facia ölçüsünde maglubiyet ve acilarla hirpalanmis, bitkin ve gururu kirilmis bir milletin yeniden ayaga kalkmasi sanildigi kadar kolay degildir. Onca kayiptan ve maglubiyetten sonra bunu yapacak kudrete ve kararliliga sahip olmak, evvela sarsilmaz bir iman, sonra adanmislik gerektirir. Milli Mücadele iste tam olarak budur. Mirasçisi olmakla iftihar ettigimiz Milli Mücadele'nin ruhunu özetlemek gerekirse su üç kelime kafidir? Iman, kararlilik ve adanmislik."

Yil dönümü idrak edilen Milli Mücadele'nin milletin tarihinde çok büyük bir dönüm noktasi oldugunu vurgulayan Sentop, "Bu kutlu hamle, Samsun'dan sonra Amasya, Erzurum, Sivas ve nihayet Ankara duraklarindan geçerek dalga dalga bütün vatan sathina yayilmis, 'Ya istiklal, ya ölüm' siarina bürünerek topyekun bir dirilise dönüsmüstür." ifadesini kullandi.

Milli Mücadele'nin asil milletin o güne kadar gösterdigi cesaret ve kahramanligin bir özeti, o günden sonraki kahramanliklarinin da yeni bir baslangici oldugunu söyleyen Sentop, söyle devam etti:

"Bütün asamalariyla birlikte Milli Mücadele'yi geçmise ait bir hatiradan ibaret görmek dogru degildir. Samsun'da baslayip Izmir'de zaferle sonuçlanan Milli Mücadele, tarihin belli bir döneminde baslayip bitmis bir süreç degil, esasen, istiklal-i tam yani tam bagimsizlik yolunda kesintisiz ve kararli davranmayi zorunlu kilan suurun adidir. Bu yüzden Milli Mücadele'yi, Erzurum ve Sivas kongrelerini, Türkiye Büyük Millet Meclisinin açilisini ve 30 Agustos Zaferi’ni anmak, benzer tehlikeler ve tehditler karsisinda aziz milletimizin takinacagi tavri, yürüyecegi yolu, ödeyecegi ve ödetecegi bedeli dosta ve düsmana ilan etmektir. Milli Mücadele bir silahli çatismadan da ibaret degildir. Asil büyük mücadele, baslangiçta, isgal tehdidi karsisinda hangi yolun dogru ve serefli bir yol oldugu hususundaki tartismalarda ortaya çikmistir."

- "Davaniza, milletinize güveniniz tam ise manda ve himaye aklinizin kösesinden bile geçemez"

Sivas Kongresi’nde kazananin tam bagimsizligi tercih edenler olduguna dikkati çeken Sentop, "Sivas Kongresi'nden çikan en büyük ve ilelebet unutulmamasi gereken derslerden biri budur. Manda ve himaye düsüncesi, esasen, davamiza, kendimize ve milletimize duyulan güvenin eksik olmasindan kaynaklanmaktadir. Eger davaniza, kendinize, milletinize güveniniz tam ise manda ve himaye aklinizin kösesinden bile geçmez, geçemez." diye konustu.

Manda ve himayenin Sivas'ta kesin bir dille reddedildigini belirten Sentop, sunlari kaydetti:

"Sivas'ta kesin bir dille ret ve ilan edilen, mahkum edilen mandacilik, geçtigimiz yüzyil içinde de rafine edilmis, inceltilmis sekilleriyle zaman zaman karsimiza çikabilmistir. Millete ve millet iradesine itimadinda zaafi olanlar, darbeci ve vesayetçi anlayislarla 'manda ve himaye' taleplerini aslinda ortaya koymuslardir. Millete tepeden bakan, milleti küçümseyen, millet iradesine karsi vatan topraklari disindan destekler elde etmeye çalisan her anlayis, Sivas'ta ret ve mahkum edilen mandaciligin eserlerini zihninde ve kalbinde tasimaktadir. Bugünün Türkiye'si, yüzyil önce istiklal için mandaciliga hayir diyen asil anlayisin, istikbal için mandaciligi zihinlerinden ve kalplerinden çikartmaya muvaffak olmus vatan evlatlarinin ellerindedir ve onlarin omuzlarinda yükselecektir. Bu zorlu cografyada istiklal ve hürriyet içinde ayakta kalmanin yolu, birligimizi ve beraberligimizi koruyabilmek, milli iradeyi esas alan adil bir sistemi kurmak ve muhafaza etmekten geçmektedir. Yüzlerce yil Mogollara ve Haçlilara karsi oldugu gibi, yüzyil önce emperyalizme karsi kararlilikla durabildigimiz gibi, bugün de ayrilikçi teröre karsi, disarida yükselen yeni emperyalist planlara karsi hep beraber, seçilmis güçlü bir liderin etrafinda birleserek milletimizin istiklalini, egemenligini ve haysiyetli durusunu korumaya ve sürdürmeye devam edecegiz. Elbette siyasi görüslerde farkliliklar olacaktir ama her türlü görüs farkliligini bir yana birakarak milli meselelerde birlesebilmek, milletimizin kiymetli vasiflarindan biridir. Milletimiz hangi konularda ihtilaf ve tartismalar olacagini, hangi konularda ise birlikte hareket edebilecegini daima isabetle tespit ve takdir etmistir."

(Sürecek)

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile