Madde üzerinde söz alan CHP Mersin Milletvekili İsa Gök, "12 Eylül Anayasasının yürütmeyi kuvvetlendirdiğini" teklifin ise yürütmeyi daha da güçlendirdiğini belirterek, "Almanya'da Weimar Anayasası yürütmeyi olağanüstü güç veriyordu. Bizim geleceğimizin resmi orada. O nedenle Weimar Anayasası'na iyi bakmak lazım" dedi.
Gök, AK Parti'nin her çalışmasının basamak basamak işlendiğini ifade ederek, teklifle, "AKP'nin bir taşla 3 kuş vurduğunu" ileri sürdü. Gök, "İlk kuş, Başbakan'ın bakanların yapılan usulsüzlükler konusunda yargılanmaktan kurtarılmasıdır. Varsa yüreğiniz, Yargıtay Ceza Dairesine Yüce Divan yetkisi verin. İkinci kuş devleti dönüştürmektir. Bu kapsamdaki en önemli düzenleme Anayasa Mahkemesi ile ilgili olandır" diye konuştu.
Türkiye'de konuşulması gereken makamın Cumhurbaşkanlığı makamı olduğunu, "ancak konuşulacak ve etkili olacak kişinin Abdullah Gül değil, Recep Tayyip Erdoğan" olduğunu iddia eden Gök, "Yapılan düzenlemeler öyle söylendiği gibi, aceleye getirilmiş değil. Aksine, yüksek ceza ürünü bir yerden, planlı olarak, kademe kademe ülkeye, 72 milyona zerk ediliyor. Kilit isim Recep Tayyip Erdoğan'dır. Olay, diktatoryal zemine geçiştir" görüşünü savundu.
Gök'ün, "Türkiye, tek adam rejimine gidiyor,. Bunun Weimar Anayasasında örneği var. Bu yetkileri tek bir kişi kullandı; O da Hitler'di" sözlerine, Komisyon Başkanı Burhan Kuzu tepki göstererek, "Kötü benzetme oldu" dedi.
Sözlerini kesmemesini isteyen Gök'ün, "Sözümü kesersen başka konuşurum. Niye müdahale ediyorsun? Yorumu bana aittir" demesine Kuzu, "Çok saygısızsın, sabrımı taşırma" karşılığını verdi.
Sözlerini sürdüren Gök, Türkiye'nin önündeki rejimin, "faşist diktatörlük" olduğunu ileri sürerek, şöyle konuştu: "Varolan mevzuatın değiştirilmesi, Cumhurbaşkanlığı makamının kilitlenmesi, Anayasa Mahkemesinin yapısının belirlenmesi, yetkiler, yürütmenin olağanüstü kuvvetlendirilmesi, Türkiye'yi buna götürüyor. Bu da Anayasa paketiyle vurulacak olan üçüncü ve en büyük kuştur. Türkiye'nin, 72 milyonunun toplumsal ilerlemesi, engellenmek isteniyor. Bu paketin, asla demokrasi, iyiye gitme, insan hakları, Türkiye'nin geleceğini açmakla hiçbir alakası yoktur. Bu, Türkiye'nin geleceğini karartma paketidir. Türkiye bir alamete bindiriliyor, sonu kıyamettir.
Bunu dünya yaşadı. Resmi geniş görün. Pazılın parçalarını yerine oturtun. Pazılın tek parçasıyla oyalandırılıyoruz. Türkiye uyutuluyor."
-"DÜELLOYA DAVET EDİYOR"-
CHP Konya Milletvekili Atilla Kart da madde üzerindeki konuşmasında, demokratik sisteminin kendisini hukuk yoluyla koruması gerektiğini belirterek, "Parti kapatmayla ilgili düzenlemenin özü, demokrasinin TBMM'de katledilme girişimi başlatılmıştır. Hem de taammüden, hem de organize bir şekilde... Şimdi görüştüğümüz 17. madde de bunun ikinci ayağıdır. Çünkü buna da ihtiyaç var" dedi.
İktidarın Anayasa ve Anayasa Mahkemesinin temel işlevini kabullenmediğini, bunu engel ve ayakbağı olarak gördüğünü savunan Kart, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yüksek yargı mensuplarına yönelik olarak "Bu kadar siyasete meraklıysanız cübbelerinizi çıkarın bir siyasi partiden aday olun, hangi siyasi partiden hangi siyasi anlayıştan aday olacağınız da bellidir" dediğini ifade etti.
Başbakan Erdoğan'ın, "bir yüksek mahkeme başkanını adeta düelloya davet ettiğini" öne süren Kart, öte taraftan, "Türkiye'nin temel sorunlarını konuşalım" diyen ana muhalefet partisi genel başkanı ile görüşmemek için her türlü bahaneyi ürettiğini iddia etti.
Kart, "Bu aslında demokrasiyi işe geldiği gibi yorumlamaktır. Bu, Göbbels mantığı, Makyavelli yöntemleridir" dedi.
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın, geçmişte Meclis Başkanı iken, "Bu Meclis, gerekirse Anayasa Mahkemesini de kapatır" dediğini ifade ederek, "Öyle değil, bu Meclis, Anayasa Mahkemesini kaldıramaz. Anayasa Mahkemesini kaldırdığı takdirde, erkler gasbı yapmış olur. Bu Meclis yetkisini, gücünü çağdaş hukuk çerçevesinde kullanacak. Bunlar tipik Hitler Almanya'sında yaşanan süreçlerdir. O dönemdeki yöntemler çok daha basit ve kabaydı, şimdiki yöntemler çok daha organize, kompleks ve ustalıkla sergileniyor. Aradaki fark bu..." diye konuştu.
Başbakan Erdoğan'ın 2004 yılında kendi grubuna yönelik olarak, "Gönderdiğimiz tasarıların virgülüne dokunmayacaksınız. Siz kimsiniz, ben sizin yerinize de düşünüyorum" dediğini iddia eden Kart'a, AK Parti Isparta Milletvekili Haydar Kurt tepki gösterdi. AK Parti Kilis Milletvekili Hasan Kara da Kurt'a, "Yok böyle bir şey, cımbızlayarak alıyorlar" dedi.
-"REFERANDUMDA YÜZDE 90 KABUL ÇIKSA BİLE..."-
CHP Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk de bir sistemde seçim olmasının unun demokratik olduğu anlamına gelmediğini, faşist ve totaliter rejimlerde de seçim olduğunu belirterek, 12 Eylül yönetiminin Anayasa için kişi ve kurumlardan 4 ay yanıt beklediğini söyledi. Öztürk, "Tamam o zaman son söz Konsey Başkanı'nındı. Ama şimdi de Başbakan'ın..." dedi.
Öztürk, yapılacak referandumda yüzde 90 kabul oyu çıkmasının, "yapılanın doğru olduğu anlamına gelmeyeceğini" savunarak, "Sağduyulu akla ihtiyaç var. Bugün, bunun eksikliğini duyuyoruz" diye konuştu.
Komisyon üyesi olan ve olmayan çok sayıda milletvekilinin söz aldığı madde üzerindeki görüşmeler sürüyor.
TBMM'de faşist-diktatör kavgası
TBMM Anayasa Komisyonunda, Anayasa Mahkemesi'nin yeniden yapılandırılmasını öngören 17. maddesinin görüşmeleri sürüyor.