Tbmm‘de Milletvekili Kayıtları

TBMM‘de milletvekili kayıtları devam ediyor. CHP Ankara Milletvekili Sinan Aygün, kayıt yaptırmasının ardından kayıt görevlileri ve basın mensuplarına ay yıldızlı rozet dağıttı. Aygün ile AK Parti Ankara milletvekili ve ASO eski Başkanı Zafer Çağlayan da sarılarak birbirlerini tebrik ettiler. Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Aygün, meclis rozetini ise genel başkanın takabileceğini söyledi. Ay yıldızlı rozetleri 10 yıldır dağıttığını ve rakamın 50 bini geçmiş olabileceğini belirten Aygün, eli boş

gelmek istemediğini, parlamento açıldığında da bütün vekillere bu rozetten dağıtacağını söyledi. Milletvekili seçilen Ergenekon tutuklularının tahliyeleri ile ilgili bir soru üzerine Aygün, "Sayın Başbakan AKP‘ye kapatma davası açıldığında çok kızmıştı. ‘Milletin açmış olduğu bir partiyi bir mahkeme kararıyla kapatmak yanlıştır‘ demişti. Şimdi aynı şeyi ben söylüyorum. Millet eğer bu insanları seçmişse, milletin iradesiyse, demokrasiyse, tabii ki yargıya müdahale etmemiz söz konusu değil, yargının da bunu

göz önüne alması lazım. Geçmişte örnekleri var. Allah nasip ederse, yarın veya sonraki gün Sayın Haberal da, Sayın Balbay da, Sayın Engin Alan da aramıza katılacaklar. Bu yönlendirme gibi anlaşılmasın, Sayın Başbakanın konuşmalarından çıkartıyorum bunu" diye konuştu.

KCK tutuklusu olup, milletvekili seçilenlerin tahliye durumu ile ilgili soruya ise Aygün, "Onların da aynı durumda olması lazım. Türkiye‘de demokrasi varsa, insan hakları varsa kişiye göre değişmesi mümkün değildir. Onların da özgür kalması lazım. Çünkü Sabahat Tuncel örneği var" yanıtını verdi.

"HALKIN AVUKATLIĞINI YAPMAYA GELDİM"

Halkın CHP‘ye iktidarı izleme görevi verdiğini belirten Aygün, meclis açıldığında iktidarı adım adım izleyeceklerini söyledi. Aygün, "Ben buraya halkın avukatlığını yapmaya geldim. Kimin ne derdi varsa onları dillendirmeye geldim. İnşallah bunu da başaracağız" dedi.

CHP‘de, olağanüstü kurultay çağrısıyla imza toplanmaya başladığına yönelik haberlerin hatırlatılması üzerine de Aygün, kurultayın delege iradesi olduğunu belirterek, "Delegeler eğer bu imzayı toplarsa Sayın Genel Başkanımızın da hiçbir zaman delegenin karşısına çıkmaktan korkmayacağına inanıyorum. Kendi söylemleri de öyle. Ama 650 imzayı bulacaklar mı, bulamayacaklar mı, okuduğum kadarıyla şüpheyle karşılıyorum" dedi.

BAYKAL‘A GÖNDERME

Geçmişte CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal‘a muhalefetiyle tanınan ve 12 yıl aradan sonra Denizli Milletvekili seçilen Adnan Keskin ise meclis rozetini bir parlamento muhabirine taktırdı. Keskin, burada yaptığı açıklamada, "Siyasette herhalde en zor süreç, insanın siyasi haklarının, kendisinin de destek olduğu kişilerin belli bir kurula geldikten sonra, destek olanların siyasi haklarını gasp etmesi. Bir insan için bu çok zor bir süreç. Ama 12 yıl sonra yeniden halkın desteğiyle Denizli milletvekili

olarak parlamentoya geldim. Benim için alınabilecek en büyük rütbelerden birisi buydu. En azından beni haksız bir şekilde siyasetten 12 yıl itenlerin bundan ders almasını diliyorum" diye konuştu.

Bir gazetecinin ‘Sayın Baykal‘ı mı kastediyorsunuz?‘ sorusuna ise Keskin, gülerek "Kimseyi kastetmiyorum, isim vermiyorum" karşılığını verdi. Keskin, bundan sonra yönetim kadrosuna gelen insanların başkalarının siyasi haklarını gasp etmemelerini önemle rica ediyorum. Çünkü bakarsınız bir gün sizin siyasi haklarınız da gasp edilir. O zaman nasırına basılmış gibi bağırırsınız. Ama sizi kimse ciddiye almaz. Şimdi de bunun acı örneklerinden bazılarını yaşıyoruz" dedi.

Kurultay çağrısıyla ilgili soruya da Keskin, imza toplanıp toplanmayacağını bilmediğini belirterek, "Ama kurultay platformunda birbirini kıran tartışmalar değil aklın, bilimin, sağduyunun gerekli kıldığı değerlendirmelerden sonra bir silkinişe, yeniden bir başkaldırıya ihtiyaç olduğuna inanıyorum. Siyasette duyguların akla egemen olduğu süreçlerde daima açık denizlerde yelkenli gemilerin karışlaştığı olumsuzluklarla karşılaşılmıştır. Böyle kurultaylardan doğru ve sağlıklı sonuç çıkacağına inanmıyorum"

diye konuştu.

İsminin Meclis Başkanvekilliği için geçtiğinin belirtilmesi üzerine de Keskin, kimseden böyle bir talebi olmadığını söyledi. Keskin, daha aktif bir görevin mizacına daha uygun olduğunu da belirtti.