TBMM Genel Kurulu, Meclis Başkanvekili Süreyya Sadi Bilgiç başkanlığında toplandı.
Genel Kurulun açılışında konuşan Bilgiç, yeni tip koronavirüsle mücadeleye dikkati çekti.
Hastalığın ülkeler içindeki yayılımının arttığını ifade eden Bilgiç, bu krizin, gerek devletler arasında iyi niyete dayalı iş birliğinin, gerek toplumsal dayanışmanın ve sorumluluk bilincinin, ne kadar hayati öneme haiz olduğunu acı bir şekilde hatırlattığını belirtti.
Riskleri en aza indirmek için küresel ölçekte çok taraflı siyasi ve iktisadi iş birliği imkanlarını aramaya ve geliştirmeye devam etmek gerektiğini vurgulayan Bilgiç, şöyle konuştu:
"Nitekim bireysel tercihlerimizde de benzer bir ikilemle karşı karşıya kalıyoruz. Bir tarafta salgına karşı yalnızca kendisini koruma içgüdüsü ile hareket eden, bu uğurda istifçilik yarışına girerek toplumda panik havası yaratan ve kimi zaman düşük risk grubunda olmanın öz güveniyle tedbirlere aldırış etmeksizin sosyal münasebetleri sürdürerek kamu sağlığını tehlikeye atanlar var. Diğer tarafta bu salgının kolektif bir mücadele gerektirdiğinin farkındalığıyla bireysel özgürlüklerimizden bir miktar feragat ederek sosyal iyiye hizmet etmek gibi bir seçeneğimiz var. Unutmayalım ki bu mücadeleden toplum olarak asgari zararla çıkabilmemiz, bu noktada göstereceğimiz hassasiyete bağlıdır."
Türkiye'nin, hem salgının tıbbi olarak kontrol altına alınması hem de salgının tetiklediği diğer iktisadi ve sosyal problemlere çözüm bulunması noktasında ilk günden beri büyük bir azim, ciddiyetle çalıştığını vurgulayan Bilgiç, ne kadar süreceği belli olmayan bu buhranın, en az zararla atlatılabilmesi için başta sağlık çalışanları olmak üzere devletin bütün kurum ve kuruluşlarının özverili bir çalışma içinde olduğunu kaydetti.
Bilgiç, "Bizler de TBMM olarak bu süreçte ülkemizdeki ve dünyadaki gelişmeler ışığında bu mücadelenin kanuni altyapısını hazırlamak gibi mühim bir görev ifa etmekteyiz. Bunun yanında bu sıkıntılı dönemde Meclis olarak bize düşen; her türlü ayırıcı, kışkırtıcı ve fırsatçı tavırlara karşı milletin kader birliğine vurgu yapan olgun bir tavır takınmak, toplumun beklentilerine, hislerine tercüman olmaktır." dedi.
Meclis Başkanı Bilgiç, konuşmasının ardından üç milletvekiline gündem dışı söz verdi.
CHP Aydın Milletvekili Hüseyin Yıldız, yeni tip koronavirüsün Türkiye'deki ilk belirtilelerinin ardından parti olarak olağanüstü hal ilan edilmesi gerektiğini söylediklerini belirtti. Hükümetin bu işi ciddiye almadığını savunan Yıldız, umreden gelen vatandaşlar için de gerekli önlemlerin ilk etapta alınmadığını öne sürdü.
Yıldız, hastalığın kontrol altına alınmasında Çin ve Güney Kore'nin çalışmalarının örnek alınması gerektiğini dile getirdi.
Gıda sektörünün gelecek dönemde önem arz edeceğini belirten Yıldız, bununla ilgili önlemlerin Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından alınmasını istedi.
HDP Batman Milletvekili Mehmet Ruştu Tiryaki, hükümetin, koronavirüse karşı sokağa çıkma yasağı ilan etmeyip herkesin kendi olağanüstü halini ilan etmesini istediğini dile getirerek, "Çalışmak zorunda olanlar, işsizler, evsizler, göçmenler için önlem yok. Onlar için sabır ve dua var. Sokağa çıkma yasağı yok. Neden? Çünkü hükümet sokağa çıkma yasağı ilan ederse iş yerini kapatmak zorunda olanların, işsiz kalanların tamamının zararını bir biçimde karşılamak zorunda kalacak. Ne gerek var? Hepsi zaten yavaş yavaş kapatıyor." diye konuştu.
Tiryaki, tarım ve hayvancılık için yeterli önlemlerin alınmadığını savunarak, "Şehirden köylere akın akın insanlar gidiyor. Yarın bir gün pandemi köyleri vurduğunda ne yapacaksınız?" diye sordu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıkladığı yardım kampanyasını eleştiren Tiryaki, Kovid-19 nedeniyle oluşacak ekonomik krizin faturasının şimdiden vatandaşa kesildiğini iddia etti.
- Destici, Muhsin Yazıcoğlu'nu andı
BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, 25 Mart 2009'da partisinin kurucu genel başkanı Muhsin Yazıcıoğlu'nu ve dava arkadaşları Erhan Üstündağ, Yüksel Yancı, Murat Çetinkaya ile gazeteci İsmail Güneş'i kaybettiklerini anımsattı.
Yazıcıoğlu ile birlikteliklerinin, hiçbir zaman "siyasi parti genel başkanı" ve "parti mensubu" ilişkisinden ibaret olmadığını anlatan Destici, Yazıcıoğlu'nun, Ülkü Ocakları Genel Başkanlığından beri liderleri olduğunu belirtti.
Destici, şunları kaydetti:
"Muhsin Yazıcıoğlu, milletine ve onun değerlerine aşkla bağlı bir vatan evladıydı. Millete, millet iradesine, milletin güvenliğine yönelik bir tehditle karşı karşıya geldiğimizde, milletimizin aklına hep onun gelmesini, onun adının telaffuz edilmesini, milletimizin yüksek vefa duygusunun bir tezahürü olarak görüyorum.12 Eylül 1980’de, 28 Şubat 1997’de, 27 Nisan 2007’de korkmadı, tereddüt etmedi, çekinmedi, 'Bana ne olacak?' demedi, geriye bir adım bile atmadı. Milletin, milletin değerlerinin, millet iradesinin yanında durdu.
BBP, konuyla ilgili açılan tüm soruşturma ve davalarda, resmi olarak, şehitlerimizin aileleriyle birlikte, taraf ve müdahildir. İlk günden beri, bir kez bile yaşananlar için 'kaza' kelimesini kullanmadık. Yerli iş birlikçiler eliyle yürütülen uluslararası bir komplonun ihtimalinden bahsederken bizi şüpheyle karşılayanlar 15 Temmuz ve sonrasında yaşananlarla, adım adım haklılığımızı gördüler ve kabul ettiler. Olayın bütün yönleriyle aydınlatılması, ihmali, hatası, kastı ve kusuru olanların ortaya çıkarılıp, hukuk önünde yargılanarak hak ettikleri cezayı almaları için, devlet gücüne ihtiyaç olduğu gerçeğini unutmadan, süreci takip ediyoruz. Bu, bizim en çok gayret gösterdiğimiz konu olmuştur ve buradan geriye bir adım bile atmayacağız. Hukukun şüphelilerin elinde olduğu ve muhataplarımızın tümünün maske taktığı şartlarda bile mücadelemizden vazgeçmedik. Sabrımız, tereddütlerimizden değil, her şeyin, hukuk dairesi içinde, hukuk tarafından ve hukuka uygun yürümesini istediğimizdendir. Ahirete dair hesapları mahfuz tutarak, olursa bu dünyaya ait olan her hesabın gereğini biiznillah yerine getireceğimizden kimsenin şüphesi olmasın."
TBMM Genel Kurulu Toplandı
TBMM Başkanvekili Süreyya Sadi Bilgiç: 'Bu sıkıntılı dönemde Meclis olarak bize düşen; her türlü ayırıcı, kışkırtıcı ve fırsatçı tavırlara karşı milletin kader birliğine vurgu yapan olgun bir tavır takınmak, toplumun beklentilerine, hislerine tercüman olmaktır'.