TCMB Açiklamasi 'Enerji Tüketimine Verilen Destekler, Enflasyondaki Düsüs Sürecini Olumlu Etkilemektedir'

Merkez Bankasi PPK özetinde, dogal gaz basta olmak üzere enerji tüketimine verilen desteklerin, enflasyondaki düsüs sürecini olumlu etkiledigi bildirildi. Hanelere saglanan dogal gazin Mayis ayinda tamaminin, sonraki 11 ay süresince de 25 metreküpünün bedelsiz sunulacak olmasi dogal gazin tüketim sepetindeki önemli agirligindan ve uygulamanin tüm ülkeyi kapsamasindan dolayi gelecek aylarda fiyatlar üzerinde beklentileri asan güçlü bir düsürücü etkide bulunabilecegi degerlendirildi.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasi (TCMB), Para Politikasi Kurulu (PPK) toplanti özetini yayimladi. Özette, enerji tüketimine verilen desteklerin enflasyondaki düsüs sürecini olumlu etkiledigi belirtildi. Metinde, “Uluslararasi gelismelere ek olarak dogal gaz basta olmak üzere enerji tüketimine verilen destekler, enflasyondaki düsüs sürecini olumlu etkilemektedir. Hanelere saglanan dogal gazin mayis ayinda tamaminin, sonraki 11 ay süresince de 25 metreküpünün bedelsiz sunulacak olmasi dogal gazin tüketim sepetindeki önemli agirligindan ve uygulamanin tüm ülkeyi kapsamasindan dolayi gelecek aylarda fiyatlar üzerinde beklentileri asan güçlü bir düsürücü etkide bulunabilecektir. Söz konusu düsürücü etki, ilave destekler söz konusu olmazsa, havalarin sogumasi ve isinma amaçli enerji tüketiminin devreye girmesiyle birlikte yilin son çeyreginde kademeli olarak endeksten çikacaktir” denildi.

Enflasyon gelismeleri

Metide enflasyon gelismelerine iliskin, “Tüketici fiyatlari nisan ayinda yüzde 2,39 oraninda artis kaydederken yillik enflasyon 6,83 puan düsüsle yüzde 43,68 seviyesine geriledi. Yillik enflasyon enerji ve gida gruplarinda daha belirgin olmak üzere tüm gruplarda azalmistir. Aylik bazda fiyatlar incelendiginde, enerji grubunda gerilerken, gida ve hizmet gruplarinda artmistir. Enerji fiyatlarindaki belirgin düsüsün devam etmesiyle üretici fiyatlarindaki aylik artis sinirli olmus ve yillik üretici enflasyonundaki gerileme egilimi sürmüstür. Bu görünüm altinda, mevsimsellikten arindirilmis verilerle aylik artislar B göstergesinde yavaslama egilimini korurken C göstergesinde sinirli bir miktar yükselmis, her iki göstergenin de yillik enflasyonu geriledi.

Gida ve alkolsüz içecekler grubu fiyatlari nisan ayinda yüzde 3,95 oraninda artmis, grup yillik enflasyonu 13,97 puan düsüsle yüzde 53,92 olmustur. Yillik enflasyon, islenmemis gidada 13,24 puan azalisla yüzde 52,70, islenmis gidada ise 13,93 puan düsüsle yüzde 57,75 olarak gerçeklesmistir. Mevsimsellikten arindirilmis veriler, sebze grubu kaynakli olarak, taze meyve ve sebze fiyatlarinin nisan ayinda arttigina isaret etmistir. Taze meyve ve sebze disi islenmemis gida fiyat gelismeleri incelendiginde, kirmizi ve beyaz et fiyatlarindaki yükselislerin devam ettigi izlenmistir. Islenmis gida alt grubunda aylik fiyat artisi yavaslama egilimini sürdürerek yüzde 0,97 ile sinirli bir yükselis sergilemistir. Islenmis et ürünleri haricinde grup genelinde ilimli fiyat hareketleri izlenirken, ekmek ve tahillar kaleminin fiyat artisindaki yavaslama dikkat çekmistir.

Enerji fiyatlari aylik bazda yüzde 3,86 ile yüksek bir oranda gerilemis, grup yillik enflasyonu 14,47 puan azalisla yüzde 21,19 seviyesinde gerçeklesmistir. Bu gelismede olumlu seyreden küresel fiyat hareketlerinin etkisi hissedilmistir. Bu dönemde meskenlere yönelik elektrik tarifeleri yüzde 15 oraninda gerilerken, akaryakit (yüzde -1,24) ve tüp gaz (yüzde -4,66) fiyatlari da azalis sergilemistir. Sebeke suyu ise fiyat artisiyla (yüzde 1,74) grup görünümünden ayrismaya devam etmistir. Enerji fiyatlarindaki gerilemenin mayis ayinda da devam edecegi degerlendirilmektedir.

Hizmet grubunda fiyatlar yüzde 3,89 oraninda artmis, grup yillik enflasyonu 1,31 puan düsüsle yüzde 58,62’ye gerilemistir. Bu dönemde, yillik enflasyon ulastirmada daha belirgin olmak üzere ulastirma ve lokanta-otel alt gruplarinda gerilemis, diger hizmetler grubunda yatay seyretmis, kira ve haberlesmede ise yükselis kaydetmistir. Aylik bazda incelendiginde, karayolu ile sehirlerarasi yolcu tasimaciligindaki artisin sürükledigi ulastirma hizmetlerinde fiyatlar yüzde 3,08 oraninda yükselmis, alt grup yillik enflasyonu 11,68 puan azalisla yüzde 45,44 seviyesine gerilemistir. Kirmizi et basta olmak üzere gida fiyatlarindaki görünüm ile birlikte lokanta-otel grubunda aylik fiyat artislari yüksek seviyesini (yüzde 4,24) korumus, alt grup yillik enflasyonu 4,32 puan düsüsle yüzde 66,41 olmustur. Diger hizmetler alt grubundaki artista (yüzde 2,70) temelde paket tur, bakim-onarim ve egitim kalemleri öne çikmistir. Kiralarda aylik bazdaki yüzde 4,37’lik artisla birlikte yillik enflasyon yüzde 66,76 oranina yükselmistir. Haberlesme alt grubunda fiyatlar yüzde 8,02 ile belirgin oranda yükselirken, bu gelismede cep telefonuyla yapilan görüsme ile internet ücretlerindeki artislar belirleyici olmustur.

Temel mal grubunda yillik enflasyon 2,42 puan azalisla yüzde 34,16 olmustur. Yillik enflasyonun alt gruplar genelinde geriledigi gözlenmistir. Dayanikli mal fiyatlari (altin hariç) aylik bazda yüzde 3,05 oraninda yükselirken, alt grup yillik enflasyonu 2,74 puan düsüsle yüzde 37,47 olarak gerçeklesmistir. Nisan ayinda fiyat artislari otomobil ve beyaz esya kalemlerinde güçlenmis, mobilyada ise yavaslamistir. Diger temel mallar alt grubunda fiyatlar yüzde 1,09 oraninda yükselirken yillik enflasyon 1,15 puan gerileyerek yüzde 43,33 olmustur. Perakende ilaç satiminda uygulanan yasal karlilik baremlerinde mart ayi ortasinda yapilan güncellemenin sarkan etkileriyle ilaç fiyatlari yüzde 5,36 oraninda artmis ve alt grup aylik fiyat yükselisinde öne çikan kalem olmustur. Giyim ve ayakkabi alt grubunda, fiyatlar yüzde 3,80 oraninda artis kaydederken yillik enflasyon 3,49 puan düserek yüzde 12,77 seviyesine gerilemistir. Giyim ve ayakkabi grubunda yazlik ürünlerin endekse giris ayinin nisan ayindan mayis ayina kaymasini içeren yöntem degisikliginin bu iki ayda endeks üzerinde beklenen etkileri de söz konusudur.

Mayis ayi Piyasa Katilimcilari Anketi sonuçlarina göre on iki ay sonrasina iliskin enflasyon beklentisi 1,18 puan düsüsle yüzde 29,84’e gerilemistir. Gelecek yirmi dört aya iliskin enflasyon beklentisi yüzde 17,74, bes yil sonrasina iliskin enflasyon beklentisi ise yüzde 8,22 seviyesinde ölçülmüstür” denildi.

Enflasyonu etkileyen unsurlar ve riskler

Özette, enflasyonu sürdüren etkenlere yönelik, “Yakin dönemde iktisadi faaliyete iliskin açiklanan veriler tahmin edilenden daha olumlu seviyelerde gerçeklesmesine ragmen, jeopolitik risklerin ve faiz artislarinin da etkisi ile gelismis ülke ekonomilerinde resesyon endiseleri sürmekte, birbirini takip eden banka iflaslarinin tetikledigi finansal istikrari tehdit eden kosullarin olustugu gözlenmektedir.

Türkiye’nin gelistirdigi stratejik nitelikte çözüm araçlari sayesinde temel gida basta olmak üzere bazi sektörlerdeki arz kisitlarinin olumsuz etkileri azaltilmis olsa da uluslararasi ölçekte üretici ve tüketici enflasyonu yüksek seviyelerini sürdürmektedir. Yüksek küresel enflasyonun, enflasyon beklentileri ve uluslararasi finansal piyasalar üzerindeki etkileri yakindan izlenmektedir.

Ülkeler arasinda farklilasan iktisadi görünüme bagli olarak gelismis ülke merkez bankalarinin para politikasi adim ve iletisimlerindeki ayrisma devam etmekle birlikte, takas anlasmalari ve yeni likidite imkânlari ile finansal istikrari öncelikleyen esgüdümlü adimlar atilmaktadir. Finansal piyasalar, merkez bankalarinin faiz artirim döngülerini yakinda sonlandiracagini beklentilerine yansitmaktadir.

Gelismekte olan ülkelere yönelen portföy akimlarinda, mayis ayinda hisse senedi piyasalarina girisler devam ederken borçlanma senedi piyasalarindan çikislar gözlenmistir. Bununla birlikte gelismis ülkelerin uzun vadeli tahvil faizlerindeki oynaklik ve küresel finansal kosullarin seyri gelismekte olan ülkelere yönelen portföy akimlarina iliskin riskleri canli tutmaktadir.

Uluslararasi emtia fiyatlari nisan ayi ortalarina kadar artis kaydettikten sonra yeniden gerileme egilimine girmistir. Söz konusu gelisme alt gruplar geneline yayilirken, enerji alt endeksindeki düsüsün daha belirgin oldugu izlenmektedir. Enerji alt endeksinde gerileme ham petrol ile sinirli kalmamis, propan, bütan ve dogal gaz gibi ürünlerde de gözlenmistir. Küresel arz zincirindeki baskilara dair göstergeler nisan ayinda tarihsel egiliminin altinda seyretmeye devam etmis, uluslararasi tasimacilik maliyetlerindeki ilimli seyir korunmustur. Bu görünüm altinda, üretici fiyatlari yüzde 0,81 oraninda sinirli bir sekilde yükselmis, yillik üretici enflasyonu 10,34 puan düsüsle yüzde 52,11 seviyesine gerilemistir.

Uluslararasi gelismelere ek olarak dogal gaz basta olmak üzere enerji tüketimine verilen destekler, enflasyondaki düsüs sürecini olumlu etkilemektedir. Hanelere saglanan dogal gazin mayis ayinda tamaminin, sonraki 11 ay süresince de 25 metreküpünün bedelsiz sunulacak olmasi dogal gazin tüketim sepetindeki önemli agirligindan ve uygulamanin tüm ülkeyi kapsamasindan dolayi gelecek aylarda fiyatlar üzerinde beklentileri asan güçlü bir düsürücü etkide bulunabilecektir. Söz konusu düsürücü etki, ilave destekler söz konusu olmazsa, havalarin sogumasi ve isinma amaçli enerji tüketiminin devreye girmesiyle birlikte yilin son çeyreginde kademeli olarak endeksten çikacaktir.

Uygulanan bütüncül politikalarin destegiyle enflasyonun seviyesinde ve egiliminde iyilesmeler devam etmekle birlikte, depremin yol açtigi arz-talep dengesizliklerinin enflasyon üzerindeki etkileri yakindan izlenmektedir.

Asrin felaketi öncesindeki öncü göstergeler 2023 yilinin ilk çeyreginde iç talebin dis talebe kiyasla daha canli olduguna ve büyüme egiliminde artisa isaret etmekteydi. Mevsim ve takvim etkilerinden arindirilmis sanayi üretim endeksi subat ayinda aylik bazda yüzde 5,9 oraninda düsüs kaydederken mart ayinda yüzde 5,5 oraninda kayda deger bir toparlanma sergilemistir. Böylelikle yilin ilk çeyreginde sanayi üretim endeksi afetin etkilerine ragmen çeyreklik bazda yüzde 0,4 oraninda artmistir. Mevsim ve takvim etkilerinden arindirilmis perakende satis hacim endeksi ise subat ayindaki daralmadan sonra mart ayinda aylik bazda yüzde 7,3 oraninda artarak afet öncesi seviyesini asmistir. Böylelikle endeks ilk çeyrekte bir önceki çeyrege kiyasla yüzde 6,5 oraninda yükselerek iç talepteki güçlü seyri teyit etmistir. Tüketim talebine iliskin diger göstergeler ve anket verileri subat ayinda afet kaynakli etkilerle gerileyen üretim ve tüketimin mart ayindan itibaren güçlü toparlanma egilimi sergiledigine ve iç talebin dis talebe kiyasla daha güçlü olduguna isaret etmektedir.

Güncel veriler deprem bölgesinde ekonomik faaliyetin beklenenden hizli toparlandigini göstermekte, orta vadede depremin Türkiye ekonomisinin performansi üzerinde kalici bir etkide bulunmayacagi belirginlesmektedir. Kartla yapilan harcamalar afetten daha siddetli sekilde etkilenen illerde mayis ayi ortasi itibariyla deprem öncesi seviyelerine dogru toparlanmayi sürdürürken afet bölgesindeki diger illerde deprem öncesi seviyelerinin üzerindedir. Benzer sekilde, mevsimsellikten arindirilmis olarak, afet bölgesinden yapilan ihracat subat ayindaki gerilemeden sonra mayis ayi itibariyla afet öncesindeki seviyesine yakinsamaya devam etmektedir. Saha görüsmelerinden edinilen ayrintili bilgiler de afet bölgesinde toparlanma egiliminin güçlü sekilde sürdügünü ve sektörel bazda bakildiginda üretim kapasitesi üzerinde orta vadeli bir kaybin söz konusu olmadigini teyit etmektedir.

Mevsimsellikten arindirilmis istihdam subat ayindaki azalisinin ardindan mart ayinda nispeten yatay bir seyir izlemistir. Böylece istihdam ilk çeyrekte 195 bin kisi artmis ve çeyreklik bazda yüzde 0,6 oraninda yükselmistir. Mart ayinda mevsimsellikten arindirilmis isgücüne katilim orani yataya yakin seyrederken istihdamin sinirli artis kaydetmesiyle issizlik orani degismeyerek yüzde 10 düzeyinde gerçeklesmistir. Çeyreklik bazda degerlendirildiginde, ilk çeyrekte isgücüne katilim orani yüzde 53,7 düzeyinde gerçeklesmis, issizlik orani ise 0,3 puan azalarak yüzde 9,9 seviyesine gerilemistir. Depremin afet bölgesi isgücü piyasasi üzerindeki etkisi ilerleyen aylarda daha net olarak degerlendirilebilecektir. Istihdama iliskin veri akisiyla birlikte, anket göstergeleri ve yüksek frekansli veriler yakindan izlenmektedir. Istihdam beklentileri, is ilani ve is basvurularina iliskin veriler ülke genelinde istihdamdaki artis egiliminin, afet sonrasinda sinirli ivme kaybina ragmen takip eden güçlü toparlanmayla birlikte, korundugunu göstermektedir.

Büyümenin kompozisyonunda sürdürülebilir bilesenlerin payi yüksek seyrederken, turizmin cari islemler dengesine beklentileri asan güçlü katkisi yilin tüm aylarina yayilarak devam etmektedir. Bunun yaninda, iç tüketim talebinde devam eden artis, enerji fiyatlarindaki yüksek seviye ve ana ihracat pazarlarindaki zayif iktisadi faaliyet cari denge üzerindeki riskleri canli tutmaktadir. Cari islemler dengesinin sürdürülebilir seviyelerde kalici hale gelmesi, fiyat istikrari için önem arz etmektedir” ifadelerine yer verildi.

Para politikasi

Para politikasiyla alakali olarak da “Para politikasi durusu, enflasyon görünümüne yönelik risklerin kaynagina, kaliciligina ve para politikasi ile ne ölçüde kontrol altina alinabilecegine dair degerlendirmeler dikkate alinarak, temkinli bir yaklasimla sürdürülebilir fiyat istikrari hedefine ulasilmasi odaginda belirlenecektir.

Para politikasinda sürdürülebilir fiyat istikrari hedefi dogrultusunda finansal istikrara yönelik riskleri de gözeten liralasma odakli bir yaklasim sergilenmeye devam edilecektir. Kredilerin büyüme hizi ve erisilen finansman kaynaklarinin amacina uygun sekilde iktisadi faaliyet ile bulusmasi yakindan takip edilmektedir.

Kurul, yasanan felaketin etkilerinin en düsük seviyelere indirilmesi ve gerekli dönüsümün desteklenmesi amaciyla uygun finansal kosullarin olusmasini önceliklendirecektir. Sanayi üretiminde yakalanan ivmenin ve istihdamdaki artis trendinin sürdürülmesi açisindan finansal kosullarin destekleyici olmasi deprem sonrasinda daha da önemli hale gelmistir. Bu çerçevede Kurul, politika faizinin sabit tutulmasina karar vermistir. Kurul, para politikasi durusunun fiyat istikrari ve finansal istikrari koruyarak deprem sonrasi gerekli toparlanmayi desteklemek için yeterli oldugu görüsündedir. Depremin 2023 yilinin ilk yarisindaki etkileri yakindan takip edilmektedir.

TCMB, fiyat istikrarinin kalici ve sürdürülebilir bir sekilde kurumsallasmasi için Liralasma Stratejisi’ni tüm unsurlariyla uygulayacaktir. Kurul, 2023 Yili Para Politikasi ve Liralasma Stratejisi metninde belirttigi üzere, parasal aktarim mekanizmasinin etkinligini destekleyecek araçlarini kararlilikla kullanmaya devam edecek ve fonlama kanallari basta olmak üzere tüm politika araç setini liralasma hedefleriyle uyumlu hale getirecektir. Bu süreçte, politika araçlarinin Türk lirasi mevduat gelisiminin desteklenmesi, Açik Piyasa Islemleri fonlamasinin teminat yapisinda Türk lirasi cinsi varliklarin artirilmasi, fonlamanin kompozisyonunda para takasi (swap) agirliginin azaltilmasi ve döviz rezervlerinin güçlendirilmesi istikametinde gelistirilmesine odaklanilmaktadir.

Uzun vadeli, sabit getirili ve Türk lirasi varliklara talebin yükselerek getiri egrisinin parasal aktarimin etkinligi yönündeki seyri yakindan izlenmektedir. Kurul, kredilerin büyüme hiziyla birlikte, hedefli alanlarda verimlilik kazanimlari saglayan kredilerin finansman maliyetlerinin de aktarimin korunmasini saglayacak sekilde gelisimini gözetecektir.

Bu çerçevede, Türk lirasi likiditesinde ve dagiliminda yasanan gelismelerin mevduat ve kredi fiyatlamalari üzerindeki etkileri, döviz kurundaki gelismelerin enflasyon üzerindeki etkileri, kur korumali mevduat ürünlerine yönelik gelismelerin ters para ikamesi, döviz piyasalarinin derinligi ve istikrari ile fiyat istikrari üzerindeki etkileri analiz edilmekte ve gerekli politika tedbirleri olusturulmaya devam edilmektedir.

TCMB, fiyat istikrari temel amaci dogrultusunda enflasyonda kalici düsüse isaret eden güçlü göstergeler olusana ve orta vadeli yüzde 5 hedefine ulasincaya kadar elindeki tüm araçlari kararlilikla kullanmaya devam edecektir.

Fiyatlar genel düzeyinde saglanacak istikrar, ülke risk primlerindeki düsüs, ters para ikamesinin ve döviz rezervlerindeki artis egiliminin sürmesi ve finansman maliyetlerinin kalici olarak gerilemesi yoluyla makroekonomik istikrari ve finansal istikrari olumlu etkileyecektir. Böylelikle, yatirim, üretim ve istihdam artisinin saglikli ve sürdürülebilir bir sekilde devami için uygun zemin olusacaktir.

Kurul, fiyat istikrarinin saglanmasi için, güçlü bir politika koordinasyonuyla tüm paydaslari içeren bütüncül bir makro politika bilesimi olusturulmasini desteklemektedir. Kurul, kararlarini seffaf, öngörülebilir ve veri odakli bir çerçevede almaya devam edecektir” ifadeleri kullanildi.
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile