'Televizyonlarda Din İstismarı Kanımıza Dokunuyor'

İstanbul Müftüsü Yılmaz: 'Ehliyeti, liyakati, diploması olmayan, sadece din istismarına yönelik dualar satan, muskalar satan insanların televizyonlarda arzı endam etmesi insanlarımıza zarar verdiği gibi bizim de kanımıza dokunuyor. Televizyonlarda bu işi hakkıyla yapan meslektaşlarımız var ve Allah onlardan razı olsun. Dini istismar edenlerden halkı da, dini de kurtarmak hepimizin ortak görevidir” 'Uzun zamandan beri televizyonlarda alternatif tıp ve benzeri ilaçlar satarak sağlık alanında tahribat oluşturan yayınlar oldu. Sağlık Bakanlığı’nın girişimi ile bu alanda diploması, liyakati, ehliyeti olmayanların konuşmaması ile ilgili bir çalışma başlatılarak bu yayınlar durduruldu. Biz Diyanet İşleri Başkanımızla bu konuda ilgili ve yetkililere sorunu ilettik. Biz talebimizi ilgili mercilere ulaştırdık ve bununla ilgili bir çalışma başlatılmasını da bekliyoruz'

İstanbul Müftüsü Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz, televizyonlarda ehil olmayanların dini içerikli program yapmaması konusunda ilgili mercilere başvuruda bulunduklarını ve bununla ilgili bir çalışma başlatılmasını beklediklerini belirterek, 'Dini istismar edenlerden halkı da, dini de kurtarmak hepimizin ortak görevidir.' dedi.

İstanbul Müftülüğü’nün din hizmetini daha geniş kitlelere yaymak amacıyla İstanbul İl Müftüsü Yılmaz, 15 günde bir perşembe günleri vatandaşlarla bir araya gelecek. İl Müftülüğü’nde gerçekleşecek buluşmada Yılmaz, vatandaşları merak ettikleri konularla ilgili bilgilendirip ayrıca taleplerini dinleyecek.

İlk buluşma öncesi basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Yılmaz, İstanbul Müftülüğü olarak şehr-i İstanbul buluşmalarının ilkini gerçekleştirdiklerini ifade ederek, şöyle konuştu:

“Göreve ilk geldiğim dönemde İstanbul Müftülüğü olarak haftanın bir günü halkımızla bir araya gelmek, onların sorularına cevap vermek istediğimi söylemiştim. Diyanet İşleri Başkanlığı personeli olarak devlet memuruyuz, bürokratik bir kimliğimiz var. Aynı zamanda biz hakkın ve halkın bize yüklediği bir manevi kişiliği ve kimliği temsil ediyoruz. Bu özelliğimizle de halka dokunmamız gerektiğini düşünüyorum. Diyanet İşleri Başkanımız sabah namazı ve diğer vesilelerle halkla buluşuyor, bize de bunu öneriyor. İstiyoruz ki halkımız müftülüklerimize gelsin, buralar aynı zamanda ruhani rehabilitasyon merkezi gibi olsun. Problemi, sıkıntısı olan insanlar gelsin, onların dertlerini paylaşalım ve onlara destek olalım. İnsanlar bizim bürokratik kimliğimizden öte, ruhani kimliğimizi tanımış olsunlar. Etkinliği haftada bir ya da 15 günde bir yaparak halkımızla buluşmak istiyoruz. Aynı şekilde personelimizden de sadece kendi işi için gelenleri değil ziyaret için gelenleri de ağırlamak istiyoruz. İnsanların yalnızlaştığı çağımızda bunu paylaşmak adına, kardeşlik, dostluk ve sevgi adına, insanların yüreğine dokunmak adına önemli olduğuna inanıyoruz.”

İl Müftüsü Yılmaz, halk buluşmasında yaptığı konuşmanın ardından katılımcıların sorularını cevapladı.

- Televizyonlardaki din istismarına sert tepki

Müftü Yılmaz, bir katılımcının bazı televizyon kanallarında dini meselelerde ehil olmayan isimlerin yer almasından duyduğu rahatsızlığı dile getirerek bununla ilgili bir çalışma yapılıp yapılmadığı yönündeki sorusuna şu şekilde cevap verdi:

'Uzun zamandan beri televizyonlarda alternatif tıp ve benzeri ilaçlar satarak sağlık alanında tahribat oluşturan yayınlar oldu. Sağlık Bakanlığı’nın girişimi ile bu alanda diploması, liyakati, ehliyeti olmayanların konuşmaması ile ilgili bir çalışma başlatılarak bu yayınlar durduruldu. Biz Diyanet İşleri Başkanımızla bu konuda ilgili ve yetkililere sorunu ilettik. İlim ikidir; biri tıp, diğeri din ilmidir. Bu iki ilimde de herkes çok şey bilir ve konuşmayı severler. Tıp ile ilgili konuşmanın diploma ile sınırlandırılmış olması güzel bir şey, din alanında da böyle bir şey yapılması uygun olur. Biz talebimizi ilgili mercilere ulaştırdık ve bununla ilgili bir çalışma başlatılmasını da bekliyoruz. Bu konularda ehliyeti, liyakati, diploması olmayan, sadece din istismarına yönelik dualar satan, muskalar satan insanların televizyonlarda arz-ı endam etmesi insanlarımıza zarar verdiği gibi bizim de kanımıza dokunuyor. Televizyonlarda bu işi hakkıyla yapan meslektaşlarımız var ve Allah onlardan razı olsun. Dini istismar edenlerden halkı da, dini de kurtarmak hepimizin ortak görevidir.'

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile