TEOG Sınavı Öncesi Ailelere Tavsiye

Acıbadem Ankara Hastanesi Psikoloğu Mithat Bülent Baykal, öğrencilere ve ailelerine TEOG sınavı öncesi ve sonrasında ortaya çıkabilecek kaygıyla baş etme yollarını anlattı.

Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) 2. dönem sınavına az bir zaman kaldı. Sekinci sınıf öğrencilerin girdiği TEOG 2. dönem sınavı 26-27 Nisan’da yapılacak. Psikolog Mithat Bülent Baykal, öğrencilere ve ailelerine sınav öncesi ve sonrasında ortaya çıkabilecek kaygıyla baş etme yollarını anlattı.

“Baskıyı azaltmalarını tavsiye ediyorum”

Baykal, sınava girecek olan çocukların kendilerini rahat hissetmeleri gerektiğine vurgu yaparak, “O anksiyeteyi yaşamamaları önemli. Onun için anne babalara birazcık daha sakin olmaları ve baskıyı azaltmalarını tavsiye ediyorum. Çocukların streslerinin çok yüksek olduğunu bilmek lazım, ailenin bunları göz önüne alarak o baskıyı azaltmak için bir takım yöntemler kullanması lazım. Sınavdan bir gün önce zaten ders çalıştırmayı bıraktırarak belki farklı bir faaliyet yapılabilir, beraber bir yerlere gidebilirler. Çocuklar çok fazla baskı hissediyor olabilirler. Sınavda başaracak mıyım? Ne yapacağım? diye kaygı hissediyor olabilirler. Bu kaygıları pekiştirmemek lazım. Anne babaların beklentileri, ön plana geçmeyecek. Onun için de anne baba olarak daha sakin olmak ve kendini hazırlamak lazım. Çocuklara şunu hissettirmemek lazım: ‘Bu benim tek seçeneğim, bu olmazsa artık hayatım bitti, felaket yaşayacağım’ gibi düşünmemeleri lazım. Çünkü bu düşünce kaygılarını arttırıyor. Kaygıları arttıkça da kaygı beyinde bir sis halinde hem motivasyonlarını hem de konsantrasyonlarını bozuyor. Onun için çocuklar da performanslarında bir düşüş yaşıyorlar. Bu düşüşü yaşamamaları için anne babanın hem sınavdan önceki hem de son günkü davranışları çok önemli, bu konuda bir tedbir almak gerekiyor” şeklinde konuştu.



“Çocuklarda somatik reaksiyonlar ortaya çıkabiliyor”

Başarıyı pekiştirmek için olumlu pekiştireç vermek gerektiğini kaydeden Baykal, “Başarabilirsin, yapabilirsin gibi pekiştireçler vermek olabilir. Başka etkinliklerle o anda zihnini boşaltmak iyi bir seçenek olabilir. Bir de nefes egzersizleri, derin nefes alarak sakinleşmesini sağlayabilir. Çünkü bazen çocuklarda somatik reaksiyonlar ortaya çıkıyor. Karın ağrıları, baş ağrıları gibi kaygıya bağlı bir takım reaksiyonlar ortaya çıkıyor. Bu reaksiyonlarla ilgili de ‘yanındayız, kendini iyi hissedeceksin’ gibi olumsuz düşünceleri olumluya çevirmek gerekiyor. Anksiyete optimum seviyede olmalı, yani yüzde 40’larda 50’lerde olmalı. Yüzde 70-80’lere çıktığı zaman çocuk ‘başaramayacağım, yapamayacağım, beceremeyeceğim’ kaygısıyla sorulara baktığı zaman soruları anlamayabiliyor” ifadelerini kullandı.

“Eleştirmek, çocuğu aşağılamak, değersizleştirmek ilerideki hayatında problemlere yol açabilir”

Ailelerin, çocukların üzerindeki beklentiyi arttırmalarına ilişkin ise Baykal şunları kaydetti:

“Çocuk ,anne babama rezil olmayayım, onların beklentisini karşılayayım diye daha fazla strese giriyor, bunu yapmak çok tehlikeli. Beslenmesine ve uyku düzenine zaten önem vermek gerekiyor ama en son gün daha da önemli oluyor. Onun yanında olmak, uyuyamıyorsa sakinleştirecek bir sohbet yapmak gerekiyor. Sınav açıklandı ve diyelim sınavdan kötü bir sonuç aldı. Çocuk kendini zaten başarısız ve değersiz hissedecek, beklentileri karşılayamadığını hissedecek zaten depresif bir moda girecek. Bunun üzerine gitmek çocuğu daha kötü bir hale getirecektir. Sınav bitti, kötü not almış olabilirsin, düşük bir puan almış olabilirsin, ileride daha iyi yapabilirsin gibi bir yaklaşımda bulunmak ve o desteği vermek gerekiyor. Eleştirmek, çocuğu aşağılamak, değersizleştirmek ilerideki hayatında da problemlere yol açabilir. Sakin, düşünerek ve çocuğa inanarak yaklaşmak lazım.”
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile