Tepkilere Neden Olan Angus Çiftliğinde İnceleme

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Çevre Komisyonunun CHP'li üyeleri, Tekirdağ'da ithal kurbanlıkların bulunduğu çiftliği ziyaret ederek incelemelerde bulundu.

TBMM Çevre Komisyonu'nun CHP'li üyeleri Tekirdağ Milletvekili Emre Köprülü, Adıyaman Milletvekili Salih Fırat, Çanakkale Milletvekili Mustafa Serdar Soydan, İstanbul Milletvekili Melda Onur ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal Kaplan, Marmara Ereğlisi ilçesine bağlı Yakuplu köyü sınırları içerisinde kalan ve 30 bin küçükbaş, 10 bin de büyükbaş hayvanın bulunduğu angus çiftliğinde incelemelerde bulundu. Angusları Türkiye'ye getiren Angos Hayvancılık ve Niğmet Hayvancılık firmaları adına milletvekili ve diğer konukları karşılayan Nurettin Yıldırım, çiftlikle ilgili kendilerine bilgiler verdi.

Çiftlikte yer alan onbinlerce hayvanın arasında dolaşan ve basın mensuplarına ziyaretle ilgili açıklamalar yapan CHP Tekirdağ Milletvekili Emre Köprülü, burada çevresel bir sıkıntının da var olduğunu ve bunları incelemek üzere buraya geldiklerini söyledi.

Köprülü, geçen seneye kıyasla koşullarda belli iyileşmeler var olduğunu ifade etti.

"Burası şehirleşmenin çok yoğun olduğu bir yer, hata burada zaten" diyen Köprülü, şöyle devam etti: "300 bin insandan bahsediyoruz, hemen dibimizde. Burada çok yakında bir ilçe daha var. Bu kadar yoğun şehirleşmenin olduğu bir yerde kırsal çalışmaların, hayvancılık gibi, büyük çiftlikler gibi kırsal çalışmaların yapılması doğru değil. Bunun yeri yanlış seçilmiş. Şimdi bu yanlış seçilen yeri ıslah etmeye çalışıyoruz. Hata bundan kaynaklanıyor zaten." İncelemelerin sadece Çevre Komisyonunun çalışmalarına münhasır olduğunu belirten Köprülü, "Şunu söylemem lazım; Türkiye'deki yerli hayvancılığa, Türkiye'deki hayvancılık sektörüne ilişkin tespitlerimiz, onlar ayrıdır. Bizim hem kişisel bakış açımız, hem de kendi düşüncemiz Türkiye'deki ithalattan ziyade Türkiye'deki hayvancılığın teşvik edilmesi ve desteklenmesi noktasında ama bizim bugünkü ziyaretimiz bu kapsamda değil. Bizim bugünkü ziyaretimiz sadece çevre ile ilgili. Yoksa bizim bakış açımız ithalattan ziyade, yerli hayvancılığın desteklenmesi, yerli hayvancılığın teşvik edilmesi doğrultusunda" diye konuştu.

3 ay süre isteyen ve yapacakları çalışmalar konusunda milletvekillerini bilgilendiren ithalatçı firma yetkilisi Nurettin Yıldırım ise, "3 ay içerisinde burasını çok değişik yapacağız. Bu zamana kadar yapılamadı çünkü kış şartları vardı, bir yandan hayvan geliyor, diğer yandan hayvan gidiyordu. Ne yapacağımızı bilemiyorduk. Şimdi korkmayın, 'yapın' diyeceksiniz, ben hemen doğalgazı da kuracağım; diğer yenilikleri de yapacağım, burası 5 yıldızlı bir otel gibi olacak” dedi.

Kesilen cezaların hatırlatılması üzerine Yıldırım, "Hepsini yatırdım. Bana 2 milyon lira yatırtdılar. Eski paraya göre 2 trilyon lira ceza yatırdım. Her gün gelip, 30 bin, 40 bin, 50 bin ceza yazıyorlardı. Ne yapabilirim, mecburum, neden mecburum hayvanı nereye götüreceğim, götürecek yerimiz yok yani. Yıkım kararı alınmadı, üst mahkemeye müracaat ettik ondan sonra 5 binlik plana girince bizim zaten yasal hakkımız oldu. 60-70 firma müracaat etti, bu işi yapacaklardı, hiç biri yapamadı. Neden yapamadı çünkü 5 binlik planlar olmadığı için eksiklik olduğu için yapamadılar ama biz yaptık" diye konuştu.

İNCELEMELERİ DEĞERLENDİRDİ

Gezinin sonunda da açıklamalarda bulunan komisyon üyelerinden Tekirdağ Milletvekili Emre Köprülü, "Çevre Komisyonu olarak buradayız. Hayvancılığı bu derece bitirip de ithalata bağımlı hale getiren bir anlayışın, zihniyetin sıkıntılarıdır aslında bunlar. Türkiye'deki yerli hayvancılık desteklense, yerli besicilik desteklense, ithalata bağımlı bir halden kurtarılsa Türkiye'deki bu koşullar zaten hiç yaşanmayacaktı. Belki de biz de bu sıkıntılarla ilgili burada yer almayacaktık. Bizlere bu konuda bir çok şikayetler geldi. Bölge halkından, çevre köylerden çok sayıda şikayet geldi. Biz de bu şikayetlerle ilgili geldik, bölgede incelemelerde bulunduk. Bu incelemelerimizin sonucunda bunları rapor haline getirip kendimizin de üyesi olduğu Çevre Komisyonuna ileteceğiz. Buradan birkaç kilometre ötede 300 bin nüfuslu bir kent var, Birkaç kilometre ötede. Ne yaparsanız yapın, bu çiftlikte ne kadar ıslah, ne kadar iyileştirme yapılırsa yapılsın, kente bu kadar yakın bir yere böyle bir çiftliğin kurulması sebebiyle kent halkının şikayetleri hiçbir zaman bitmeyecek. Bir defa bu koku hiçbir zaman bitmeyecek. Bunu eğer yapılacaksa bile daha kırsala yakın bir yerlere yapmak lazım ama sorunun en nihai çözümü yerli hayvancılığı desteklemek, yerli besiciliği desteklemek ve Türkiye'yi hayvancılıkta dışa bağımlı bir hale getirilmesinden kurtarmaktır. Sistemin ana çözümü budur" dedi.

Adıyaman Milletvekili Salih Fırat ise, "Türkiye neden bu hale geldi, bu değerlendirilmelidir. Neden biz dünyanın sayılı, tarımda kendine yeten ülkesiyken bugün etimizi, samanımızı, buğdayımızı, mısırımızı ithal eder duruma geldik. Türkiye'nin oturup bunu düşünmesi gerekir. Biz Türkiye'de neden kendi hayvanımızı üretemiyoruz, neden kendi tahılımızı, samanımızı üretemiyoruz, hatta neden yurt dışına ihraç edemiyoruz. Bizim esas başımızı ellerimizin arasına alarak düşünmemiz gereken konu bu. Öncelikle bunun düzeltilmesi gereklidir" diye konuştu.

Fırat sözlerini şöyle sürdürdü: "Gündeme geldiği zamanlar Türkiye'de kurban kesilecek hayvan yoktu. Dolayısıyla ivedilikle alt yapısı hazırlanmadan, çalışmalar hazırlanmadan hayvan ithal edilmek durumunda kalındı. Bugün bakıyoruz, çiftliğin hala tadilat işi yapılıyor, daha çiftlik henüz dört dörtlük çalışır hale gelmemiş. Halbuki eğer böyle bir plan düşünüyor idiyse, bir-iki yıl önceden bu yerler devlet tarafından hazırlanıp hayvan barınağının standartlara uygun hale getirilmesi gerekirdi. Bunlar yapılmadan hayvanları getirip, etrafını çevirip hayvan besleyip kamuoyuna et veriyoruz, bu yanlış. Özellikle bu hazırlığın yapılmadığı görülüyor. Ama tabii çiftlik sahibi burada çaba gösteriyor, tek başına bir şey yapmaya çalışıyor. Devletin buradaki çiftlik sahibine ciddi oranda teknik destek vermesi gerek. Hızla buradaki hayvanların sağlıklı bir şekilde beslenmesi ve barındırılması gerekiyor. Çünkü eğer hayvan burada sağlıklı olarak korunmazsa vatandaşa sunduğumuz et hizmeti de sağlıklı olmaz. O yüzden devletin buna ciddi oranda destek vermesi gerekir. Ciddi manada gelip burada buranın ıslahı için çalışması gerekir."

CHP İstanbul Milletvekili Melda Onur da, angus çiftliğindeki gezinin ardından yaptığı değerlendirmede, "Atalarını bilmediğimiz, davranışlarını, huyunu bilmediğimiz hayvanları birden bire sofralarımızda görmeye başladık. Bu doğru bir politika değildi. Yani Uruguay'dan gelen hayvanlar, Avustralya'dan gelen hayvanlar neyle besleniyor, ne tip hormonlar almış, temelinde onları bilmediğimiz hayvanları şimdi yemek durumunda kalıyoruz. Doğru olan yerli ırkı geliştirmektir. Ama bu, yanlış politikalarla, belki de kasıtlı politikalarla bitirildi. Buraya gelen bu nesillerin de kısırlaştırılmış olduğunu öğrendim. Yani burada da üretilmesine imkan verilmiyor. Ne içerideki hayvanınızı yetiştirebiliyorsunuz ne dışarıdan gelen hayvanınızı burada koşullara uygun olarak yerli hayvan haline getirebiliyorsunuz. Bu sürdürülebilir bir hayvancılık politikası değil. Çevre Komisyonu Üyesi ve bu konuda çalışmış biri olarak etik hayvancılık ilkelerinin uygulanması adına bir yasal düzenlemeyi de bu önümüzdeki sezonda meclis gündemine getirmeyi düşünüyoruz" dedi.

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile