Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, TERMİKEL’in 55. Yıl Bayi Toplantısı’na katıldı.
Sincan Organize Sanayi Bölgesi’nde bulunan TERMİKEL fabrikasında düzenlenen toplantıda bir konuşma yapan Bilim, Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, Türkiye’nin uzun ömürlü işletmelere ihtiyacı olduğunu ve Türkiye’de işletme ömürlerinin çok kısa olduğunu söyledi.
Türkiye’de bazı işletmelerin doğar doğmaz öldüğünü, bir kısmının ise küçük hastalıklardan, finansal problemlerden veya geleceğe yenilikleri yapamadığından kapandığını dile getiren Ergün, “İşletmelerin bir kısmı ortaklar anlaşamadığı için kısa zamanda dağılmaktadır. Bir kısmı yeni ortaklıklar kurmaları gerektiği halde bunu yapmadıkları için yeni ürünler geliştirmeyi beceremedikleri için yeni pazarlara açılamadıkları için ömürleri kısa olmaktadır. İşletme ömürlerini uzatmak için kuralları yerine getirmek gerekir. TERMİKEL ailesi bunu yerine getirmiş, sürekli yenilik yaparak, sürekli yeni pazarlara açılarak, yeni ürünler geliştirerek 50 yılı aşkın bu yolcuğunda büyük bir başarı kazanmıştır. Takdir edilmesi gereken, tebrik edilmesi gereken başarı budur” diye konuştu.
Bir ülkenin ekonomisinin eğer üretime ve saniyeye dayanıyorsa gerçek bir ekonomin var olduğundan söz edilebileceğini ifade eden Ergün, üretim ve sanayi üretiminin çok önemli olduğunu kaydetti.
Türkiye’nin sanayi üretimi önemli bulan bir ülke olduğuna işaret ede Ergün, konuşmasına şöyle devam etti: “Türkiye’nin ihracatının yüzde 90’dan fazlası sanayi ürünlerine dayanıyor. Yüzlerce ülkeye sanayi ürünü ihraç ediyoruz. TERMİKEL’de bu ihracatçı firmalarımızdan biri… Fakat ürünlerimizin yüzde 70’i orta teknolojideki ürünler. Yaklaşık olarak yüzde 26’ı düşük teknolojideki ürünler. Sade yüzde 4 veya 5’i yüksek teknoloji ürünlerdir. Bu nedenle de yurt dışına ihraç ettiğimiz ürünlerin kilogram satışı bir veya iki doladı geçmiyor. Bu Almanya’da 5-6 doları bulmaktadır. Çünkü daha çok yüksek teknoloji ürünü satışı vardır. Bizimde bu rakamı sürekli arttırmamız lazım. TERMİKEL’in ihraç profiline baktığımız zaman ürünlerin kilogram satışı 7-8 dolar civarındadır. Bu Türkiye’nin toplam ihracatında varması gereken bir rakamdır. Türkiye bu değerlere ve rakamlara ulaştığı zaman daha iyi noktaya varmış olacaktır.”
“EKONOMİK VE SİYASİ İSTİKRARI OLMAYAN BİR ÜLKE HİÇBİR HEDEFE VARAMAZ”
Türkiye’nin hedefi olan bir ülke olduğunu, yüksek teknoloji ve katma değerli üreten ve satan bir sanayi merkeze koyduklarını vurgulayan Ergün, Türkiye’nin siyasi ve ekonomik istikrarına önem verilmesi gerektiğinin altını çizdi. Siyasi ve ekonomik istikrarı olmayan bir ülkenin hiçbir hedefe varmanın mümkün olmayacağını söyleyen Ergün, bugün gelinen noktada Türkiye’deki son on yılda sağlanmış olunan siyasi, ekonomik ve güven ortamı sayesinde gelindiğinin altını çizdi.
Ergün, yatırımcının siyasi, ekonomi ve güven ortamında yatırımını daha iyi yapacağını belirterek, “Tüketici o şartlar altında daha çok alacağını alır. Gelece güven varsa borçlanır. Yoksa borçlanmaz. Bir ülkenin ekonomik ve siyasi istikrarı son derece önemlidir. Bir ülkede koalisyonlar var, çok başlılık var iktidarlarda, kimin eli kimin cebinde belli değil her kafadan bir ses çıkıyor, hükümeti oluşturan partilerden birisi bankaları, birisi hazineyi, birisi maliyeyi kontrol etmek istiyor, karar alınamıyor, alınan karar uygulanamıyorsa o ülkede insanlar görmezler mi manzarayı. Ne karar alınacağı belli değilse, karar alınamıyorsa, uygulanamıyorsa yatırımcı yatırım yaparken endişe eder, tüccar endişe eder, tüketici endişe eder” diye konuştu.
“HEDEF, 500 MİLYAR DOLAR İHRACAT”
İktidarları döneminde son on yılda Türkiye’de ekonomi, siyasi ve güven ortamını sağladıklarını dile getiren Ergün, sağlanan güven ortamı sayesinde bütçe açıklarının azaldığını, enflasyon oranlarının düştüğünü ve faiz oranlarını azaldığını söyledi.
Türkiye’nin on yıl önce 36 milyar dolar olan ihracatının bugün 150 milyar dolar olduğunu vurgulayan Ergün, konuşmasına şöyle devam etti: “On yıl önce 230 üretim yapabilen Türkiye, bugün 800 milyar dolarlık üretim yapmaktadır. Yıllık Türkiye’nin üretim gücü 800 milyar dolar seviyesine ulaşmıştır. Fert başına milli gelir 3 bin dolarlardan, 10 bin 500 dolar seviyesine çıkmış. Bu nedenle Türkiye dünyanın 26. büyük ekonomi sırasındayken, on basamak birden yukarı çıkarak 16. büyük ekonomi sırasına yükselmiştir. Şimdi yeni deflerimiz var. Onlara varmamız lazım. İhracatımızı, on yıl içinde 150 milyar dolardan 500 milyar dolara çıkarmamız, milli gelirimizi 800 milyar dolar seviyesinden 2 trilyon dolar seviyesine çıkarmamız lazım ve ülkemizi de 16. büyük ekonomisi olmaktan, dünyanın ilk on ekonomisinden birisi haline getirmemiz lazım. Bunun içinde istikrar ve güven ortamı, bunun için makro ekonomik dengenler, siyasi ve ekonomik istikrar yine önemini korumaya devam edecek çünkü bunun üzerine inşa edeceğiz bu hedefleri. Alt yapı sağlam olmazsa, altı çürük olursa bir şeyin üstüne bir şey inşa edemezsiniz. Alt yapıda istikrar ve güven ortamıdır” diye konuştu.
“KAYGILARI ORTADAN KALDIRDIK”
Türkiye’de insanların hem siyasi açıdan hem de ekonomik açıdan geleceğe güvenle bakması gerektiğini söyleyen Ergün, “Siyasi açıdan ne olacağı belli olmalıdır memlekette” dedi.
“Yarın darbe olur mu acaba. Yarın muhtıra verilir mi acaba. Yarın hükümet partisine kapatma davası açılırda, seçimlerde yenilemeyen hükümet partisi yargı yoluyla yenilmeye çalışılabilir mi acaba diye bir güvensizlik, kaygı işareti, soru işareti olursa bir ülkede insanların kafasında o zaman insanlar yatırım yapar mı o ülkeye” diyen Ergün, “İnsanlar para harcar mı, niye harcasın, kardeşim yarın ne olacağı belli değil memlekette en iyisi bir kenara koyalım bu parayı. Şimdi para harcayacak zaman değil. Başka şeylere yatırır insanlar paralarını. İnsanlar beyaz eşyasını yenilecekse yenilemeyecek o zaman, arabasını yenilecekse yenilemeyecek o zaman, niye yarın ne olacağı belli değil. O kaygıları taşımaması lazım insanların siyasi açıdan. Yarın ne olacağı belli değil kaygısı ortadan kalkması lazımdı çok şükür bu dönemde bunların hepsi ortadan kaldırıldı” diye konuştu.
Türkiye’de 10 yıl içerisinde faiz oranlarının daha da düşeceğini, enflasyonun daha da aşağıya ineceğini ve kamu borçlarının milli gelir içerisindeki oranın daha da azalacağını kaydeden Ergün, hedeflerinin bunları aşağıya çekmek olduğunu ve kalıcı hale getirmek olduğunu ifade etti.
Ar-Ge çalışmalarına da önem verdiklerini belirten Ergün, Türkiye’de sanayinin teknolojik dönüşümünü sağlayıp yüksek katma değerli üreterek satmak istediklerini söyledi.
Yapılan konuşmaların ardından TERMİKEL Yönetim Kurul Başkanı Ahmet Kaya, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün’e metal üzerine işlenmiş ‘Maşallah’ yazısının bulunduğu tablo hediye etti.
Bakan Ergün, daha sonra fabrika içerisinde örneği kurulan ve dünyanın çeşitli ülkelerinde açılacak olan ‘Termikel Store’nin kurdelesini keserek açılışını gerçekleştirdi .
Termikel 55. Yıl Bayii Toplantısı
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, darbe ve muhtıra dönemlerinin sona erdirmeyi başardıklarını belirterek, bunun sona ermesi ile birlikte ekonomi, siyasi ve güven ortamın yakalanmasından dolayı ihracatın arttığını söyledi.