Ekonomi Bakanlığı'nda, Ticaret Müşavirleri Toplantısında konuşan Davutoğlu, 2008'in dünyada ekonomik krizin yaygınlaştığı bir yıl olduğunu, bir çok ülkenin içine kapanmayı tercih ettiğini söyledi.
Ülkelerin, bu krizi aşmanın telaşı içine girdiğini belirten Davutoğlu, Türkiye'de ise 2002'den itibaren sürdürülen aktif, belirleyici, kararlı dış politika ve dış ekonomik ilişkilerin, 2008'de de hızını kesmediğini, aksine daha da hızlandığını anlattı. Davutoğlu, bunun, bir ülkenin kendine güveninin göstergesi olduğunu vurguladı.
Davutoğlu, ticaret müşavirlerinin, Türkiye'nin gözü, kulağı, ekonomik ilişkilerin tanzimi yönünde atılması gereken adımları Türkiye'ye bildiren ve Türkiye'den gelen talimatlarla bulundukları ülkelerle ilişkilerin en üst düzeye çıkmasını sağlayan en önemli kurumsal yapı olduğunu kaydetti.
Ticaret müşavirlerinin, ülkenin temsilinde çok önemli görevler üstlendiklerini ifade eden Davutoğlu, 2008'de 74 ülkede, 94 merkezde 115 müşavirin görev yaptığını, şu anda ise 110 ülkede 165 merkezde 250 ticaret müşavirinin hizmet yürüttüğünü bildirdi.
Türkiye'nin hızını kesmediğini, küresel ekonomik kriz sırasında bile Türkiye'nin gücünü gösterdiğini dile getiren Davutoğlu, "Aslında, küresel ekonomik krizin Türkiye açısından daha kolay atlatmasının en önemli araçlarından biri, dış ekonomik ilişkilerde sağladığımız bu çeşitlilik. Şu anda Afrika'da 37, Asya Pasifik'te 66, Amerika'da 31, Avrupa'da 86, Ortadoğu'da 30 müşavirimizle, her alanda bulunan bir kapasiteye sahibiz" diye konuştu.
-"Dünyadaki küresel değişimi takip edin"
Başbakan Davutoğlu, dış ekonomik ilişkiler bağlamında 4 ana misyona dikkat edilmesini isteyerek, "Birincisi, küresel ekonomik değişim ve bu değişimde, bulunduğunuz ülkenin konumu. Eğer dünyadaki küresel değişimi takip edemiyorsanız, o küresel değişim içinde, bulunduğunuz ülkenin konumunu, yerini değerlendiremiyorsanız, o andan itibaren Türkiye ile o ülke arasında irtibatı kurmakta zorlanırsınız" dedi.
Müşavirlerin, dünyadaki küresel ekonomik değişimi yakından takip etmelerini de isteyen Davutoğlu, "Hepinizden beklentimiz, ülkenin nabzını tutmanız ve bu nabzı, o ülke perspektifinden Ankara'ya aktarmanız. Bu çok önemli bir misyon" şeklinde konuştu.
Davutoğlu, Türkiye'nin G-20 dönem başkanlığını üstlendiğini hatırlatarak, müşavirlerin, sadece o ülke şartlarını değil, G-20 gündemini de bulundukları ülkelere anlatmaları gerektiğini söyledi.
Başbakan Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Yani sorumluluğunuz sadece belli çevrelerle temas kurmak, o temasları Ankara'ya aktarmak değil. Küresel alandaki dönüşümü yakından takip etmek, nabzını tutmak ve bu konudaki kanaatlerinizi, analizlerinizi bize aktarmak. İkincisi, Türkiye'nin makro stratejik hedeflerini ekonomik açıdan doğru anlamak ve bu makro stratejik hedeflerle bulunduğunuz ülke arasında sağlıklı ilişki kurmak. Bu, büyükelçilerimiz için de geçerlidir. Ama sizlerin takip etmesi gereken husus şu; ilkinde oradan ülkeye bir şekilde perspektif getirirken, ikinci misyon da Türkiye'den, bulunduğunuz ülkeye, bir yeni vizyon, yeni perspektif getirerek ilişkileri tanımlamaya çalışmak. Onun için buradasınız. Onun için önümüzdeki günlerde yine büyükelçilerimizle bazı toplantılarda, ayrıca da bakanlarımızla bir araya geleceksiniz. 'Ticaret' diye kendinizi çok sınırlamayacaksınız sadece. Yatırım imkanları, enerji ve diğer alanlarda, özel spesifik müşavirlik alanının olmadığı yerlerde de ekonomik ilişkileri tanzim etme sorumluluğunu üstleneceksiniz. Türkiye'nin makro stratejik hedeflerini anlamadan, bu hedefler etrafında bulunduğunuz ülkenin rolünü, konumunu tespit etmeden görev yürütmeniz çok zor. İşte bu konferansın en önemli hedeflerinden birisi, sizin her alanda, Türkiye'deki değişimi de anlayarak, her yıl, o değişimle Türkiye'nin hedeflerini, bulunduğunuz ülkelere intibak ettirmek. Bu ikinci önemli misyon."
-Türkiye'deki özel sektörle yakın temas
Davutoğlu, ticaret müşavirlerinin ayrıca, kurumlar ve bakanlıklar arası ilişkilerde resmin bütününü görmeleri gerektiğini ifade ederek, müşavirlerden, Türkiye'deki özel sektörle, iş dünyasıyla yakın temas halinde olmalarını da istedi. Davutoğlu, "Çünkü nihayet, sizin perspektifinizi, stratejik hedeflerinizi hayata geçirecek olan Türkiye'deki özel sektördür" dedi.
Türkiye'nin, hedeflerini iş dünyasına dikte etmediğini, iş dünyasıyla hedeflerini tanımladığını ve hayata geçirdiğini belirten Başbakan Davutoğlu, şunları kaydetti:
"İş dünyası arasında hiçbir fark gözetmeden bütün şirketlerimize kapınız açık olacak. Kendiniz sanki o şirketlerin oradaki temsilcileriymişcesine iş dünyamızın oradaki projelerini, çalışmalarını takip edip, orada Türk iş dünyasının daha da kökleşmesine, orada bulunduğunuz ülkelerdeki imkanlardan daha fazla pay almasına katkıda bulunacaksınız. Çünkü nihayetinde stratejik bir perspektif geliştirildiğinde, bütün parametreler göz önüne alınmak durumunda. Türkiye'nin siyasette ve ekonomide uluslararası alandaki performansı kamu ve özel sektörün birlikte performansıyla ölçülür. O bakımdan hiçbir tereddüt göstermeden iş dünyamızla bulunduğunuz ülkelerde çalışmalara ağırlık vereceksiniz."
-"Klasik memur mantığını değiştirmeniz lazım"
Başbakan Davutoğlu, ticaret müşavirlerinin, bir başka misyonunun da bulundukları ülkelerdeki iş dünyasıyla yakın ilişkiler içine girmek olduğunu belirterek, şunları söyledi:
"Yani, büyükelçilik binasında oturup, 'acaba, ne zaman bana telefon gelir Ankara'dan, ne talimat gelir' diye beklemek, ticaret müşavirinin yapacağı iş değildir. Klasik memur mantığını değiştirmeniz lazım. Sizler, statü olarak devlet memurusunuz ama yöntem olarak memur mantığının dışında hareket etmek zorundasınız. Gideceksiniz, önce tanıyacaksınız, küresel resmi çektikten sonra, o küresel resim içinde o ülkeyi tanıdıktan sonra, Türkiye'nin makro stratejik resmini çektikten sonra, o resmin içindeki en önemli aktörler olarak iş dünyasıyla teması Türkiye'de geliştirdikten sonra, yapacağınız dördüncü önemli ayak, oradaki iş dünyasıyla ve iş dünyasının işlerinin tekemmül ettiği, tamamlandığı bürokrasiyle ilişkileri en iyi şekilde tutmak. Her kapıyı çalmak, kapı kapalıysa bacadan girmek gerekirse. Dinamik, aktif, bıkmadan, usanmadan, çalışmaya ayarlı ticaret müşavirleri görmek istiyoruz. Ofisinde oturan, günde 8 saat ise mesai, 5, 7 saatini ofiste geçiren ticaret müşaviri, vazifesini tam yapmıyor demektir. Alanda, piyasalarda olacaksınız. Oradaki kamu bürokrasisiyle yakın temasa geçeceksiniz. Mevzuatın getirdiği engelleri aşmaya çalışacaksınız. Türkiye ile temas halinde olacaksınız ama aynı zamanda oradaki ticaret odalarıyla, iş dünyası örgütleriyle temas halinde olacaksınız. Sizden beklentimiz, belli mesai saatleri arasında masa başında rapor yazmak değil. Beklentimiz ve talebimiz, alanda ilişkileri geliştirmek, bütün bu resmi bir bütün halinde, bütüncül bir stratejinin farklı tonları halinde görebilmek, okuyabilmek ve bizi de bu anlamda yönlendirmek. Ankara'yı bulunduğunuz yerden yönlendirecek sizlersiniz bir anlamda da. Ama onun için bulunduğunuz alanı tanıyacaksınız."
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Dışişleri Bakanı olduğu dönemde mesai saatleriyle ilgili verdiği talimatın hala geçerli olduğunu dile getirerek, "Zaman dilimleri arasındaki farklar da gözönüne alındığında, biz yurt dışındaki mesai anlayışında bir devrim yaptık. Bu devrimi her yere sirayet ettirmeye kararlıyız. Dışişleri Bakanı olduğum gün verdiğim talimat, şimdi Başbakan olarak sizler için de geçerlidir. Bize mazeretle gelmeyeceksiniz. 24 saat yetmiyorsa 25. saati bulacaksınız, 7 gün yetmiyorsa haftada 8. günü bulacaksınız ama mutlaka geçmişte kaybedilen zamanları telafi etmek üzere, gece ve gündüz faaliyet, aktivite içinde, alanda, fiilen, bizzat bu işi yöneten ekip olarak çalışacaksınız" diye konuştu.
(Sürecek)
Ticaret Müşavirleri Toplantısı
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Büyükelçilik binasında oturup, "acaba, ne zaman bana telefon gelir Ankara'dan, ne talimat gelir" diye beklemenin, ticaret müşavirinin yapacağı iş olmadığını belirterek, "Klasik memur mantığını değiştirmeniz lazım. Sizler, statü olarak devlet memurusunuz ama yöntem olarak memur mantığının dışında hareket etmek zorundasınız" dedi.