Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) Genişletilmiş Yönetim Kurulu toplanarak "Anayasanın bütünü ve özellikle Toplu İş Hukukuna İlişkin Maddelerinde Yapılan Değişiklikler" konusunu görüştü.
Dün İstanbul'da gerçekleştirilen toplantının ardından yayınlanan ortak bildiride, AK Parti tarafından hazırlanan ve TBMM'de görüşülmekte olup çalışma hayatı ilgilendiren maddeleri kabul edilen "Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi"nin ülkemiz çalışma hayatıyla ve yargı sistemi ile ilgili son derece belirsiz ve olumsuz düzenlemeler içerdiği belirtildi.
"Özellikle kuvvetler ayrılığı ilkesinin zedelenmesinin Türkiye'nin geleceğinde büyük sorunlara yol açacağına inanmaktayız" denilen bildiride şöyle denildi:
"Anayasa'nın aşağıda belirtilen 51'inci maddesinin 4'üncü fıkrası, 53'üncü maddesinin 4'üncü fıkrası ile 54'üncü maddesinin 3'üncü ve 7'inci fıkraları yürürlükten kaldırılmaktadır:
'Aynı zamanda ve aynı işkolunda birden fazla sendikaya üye olunamaz.
Aynı işyerinde, aynı dönem için birden fazla toplu iş sözleşmesi yapılamaz ve uygulanamaz.
Grev esnasında greve katılan işçilerin ve sendikanın kasıtlı veya kusurlu hareketleri sonucu grev uygulanan işyerinde sebep oldukları maddi zarardan sendika sorumludur.
Siyasi amaçlı grev ve lokavt, dayanışma grev ve lokavtı, genel grev ve lokavt, işyeri işgali, işi yavaşlatma, verimi düşürme ve diğer direnişler yapılamaz.'
Mevcut Anayasamız'ın söz konusu maddelerinin 1980 öncesinin, hem çalışana hem de işverene zarar veren ve dolayısıyla yatırımların yapılmasını engelleyip istihdamı azaltan çatışmacı ve kaotik ortamından alınan derslerle getirildiği; çalışma barışına ve dolayısıyla ekonomik büyümeye temel oluşturduğu unutulmamalıdır.
Demokratik özgürlüklerin genişletilmesi genel yaklaşımı içinde, Ülkemiz sanayisinin gelişiminde büyük rol oynamış; doğruluğu gerek akademik çevreler, gerek uygulamada ispatlanmış ve çalışma barışını tesis etmiş mevcut hukuki altyapının zedelenmesi fevkalade yanlış olacaktır.
Esasen, işçi ve işveren taraflarına danışılmadan TBMM gündemine getirilen Anayasa Değişiklik Teklifi'nin madde gerekçelerinde yer alan; mevcut durumun ILO ve evrensel ilkelerle bağdaşmadığına ilişkin ifadeler doğruyu yansıtmamaktadır. Türkiye'ye yönelik eleştirilerde de bu hususlar bulunmamaktadır. Mevcut düzenlemeler ile sendika özgürlüğü zedelenmemekte, aksine sendikal özgürlüklerin düzenli ve güçlü şekilde işlemesine katkı sağlamakta, grev ve lokavt hakkı da sınırlanmamaktadır. Çünkü birçok AB
ülkesinde benzer düzenlemeler bulunmaktadır.
Söz konusu değişiklikler işveren kesimi kadar işçi kesimini de mağdur edecek niteliktedir. Zira aynı işkolunda birden fazla sendikaya üye olunmasına imkan sağlanması, işçi sendikaları arasında sıkça karşılaşılan yetki sorunlarının daha da içinden çıkılmaz hale gelmesine neden olacak, toplu sözleşme sürecinde işçi ve sendika arasındaki karşılıklı güvenin ortadan kalkmasına yol açacaktır.
Aynı anda birden fazla toplu iş sözleşmesinin yapılmasının olanaklı kılınması, sözleşme hükümleri arasında çatışmanın doğmasına, sözleşme düzeninin bozulmasına sebebiyet verecek; grev hakkının sınırlarının kalkması ile grev, toplu iş sözleşmesine ulaşmak için kullanılan bir araç iken siyasi taleplerin ve illegal örgütlerin bir aracı haline gelecek ve bunun sonucunda da ülke ekonomisi, barışı ve toplumsal düzeni zarar görecektir.
Almanya, İngiltere, Fransa, Hollanda, Avusturya, Portekiz gibi AB ülkelerinde bile yasak olan siyasi grev, genel grev, dayanışma grevi vb. uygulamalarının bugünden yarına kaldırılmasının mantığını izah etmek mümkün değildir.
Çalışma hayatı alanında işveren kesimini temsil eden tek üst kuruluş olarak TİSK'in temel sorumluluğu, Ülkemizin çalışma barışına, sosyal huzur ve kalkınmasına zarar verecek anayasal ve yasal değişiklikler konusunda doğruları dile getirerek sorumluları uyarmaktır.
Bu cümleden olarak, Anayasa'da çalışma hayatıyla ilgili olarak yapılan düzenlemelerin muhtemel sonuçlarını Türk siyasetinin temsilcilerinin bir kere daha düşünmelerinde fayda olduğuna inanıyoruz. Anayasa değişiklikleri ile yapılan yanlışların yasal düzenlemelerle de pekiştirilmemesi gereğinin altını çiziyoruz.
Ekonomik sorunların, istihdam ve işsizlik konularının Türkiye'nin önceliği olduğuna inanıyor; kısır çekişme ve kutuplaşmalarla Türkiye'nin çok fazla zaman ve zemin kaybettiğini belirtmek istiyoruz.
Yukarıdaki açıklamalardan anlaşılacağı üzere, Anayasanın kuvvetler ayrılığı ilkesine ve yargı bağımsızlığına yönelik değişiklikler ile 51, 53 ve 54. maddelerinde yapılan değişiklikler, sonuçları ve etkileri iyi düşünülmemiş yanlışları içermektedir ve yeniden değerlendirilmesinde sayısız yarar vardır."
Tisk: 'Kuvvetler Ayrılığı İlkesinin Zedelenmesi Türkiye'nin Geleceğinde Büyük Sorunlara Yol Açar'
Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) Genişletilmiş Yönetim Kurulu toplanarak "Anayasanın bütünü ve özellikle Toplu İş Hukukuna İlişkin Maddelerinde Yapılan Değişiklikler" konusunu görüştü



















