TKBB 18. Olağan Genel Kurul Toplantısı

TKBB Başkanı Metin Özdemir: 'Katılım bankacılığı (2018'de önceki yıla göre) yüzde 29 yükselişle 207 milyar TL aktif büyüklüğe ulaştı' 'Katılım bankacılığının bankacılık sektörü içinden aldığı pay yıl sonu itibarıyla yüzde 5,3 oldu' 'Yurt içi finansal koşulların tekrar ılımlı seyretmeye başlamasıyla büyüme ve karlılıkta sürdürülebilir seviyelerin yeniden yakalanacağını bekliyoruz' 'Katılım bankacılığında sağlıklı ve sürdürülebilir bir büyümeyi amaçlıyoruz' 'Katılım bankaları olarak ekonomi yönetimiyle uyumlu bir şekilde reel ekonomiye desteğimizi artırarak sürdüreceğiz. Önceliğimiz ülke bilançosu olacaktır. Daima milletimizden ve devletimizden yana tavrımızı koyacağız'

Türkiye Katılım Bankaları Birliği (TKBB) Başkanı Metin Özdemir, geçen yıl katılım bankacılığının aktif büyüklüğünün önceki seneye göre yüzde 29 yükselişle 207 milyar TL'ye ulaştığını belirterek, "Katılım bankacılığının bankacılık sektörü içinden aldığı pay yıl sonu itibarıyla yüzde 5,3 oldu." dedi.

Özdemir, TKBB'nin 18. Olağan Genel Kurul Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, 2018'de ekonomi ve finans alanında yaşanan yerel ve küresel gelişmelerden bahsetti.

Geçen yılın olumlu beklentilerle başlamasına rağmen ikinci yarıyla birlikte küresel ticaretteki korumacılık adımlarının etkisiyle küresel ekonomik faaliyetlerin ivme kaybettiğini dile getiren Özdemir, büyüme tahminlerinin aşağı yönlü revize edildiğini, FED'in faiz artırımlarını sürdürmesinin gelişmekte olan ekonomilerin borçlanma maliyetlerini artırdığını, avro bölgesinde de yavaşlamanın yılın ikinci yarısında belirgin hale geldiğini anlattı.

Özdemir, Avrupa Merkez Bankası, İtalya'nın bütçe sorunu, Brexit ile ilgili belirsizlikler, kontrollü olarak yavaşlayan Çin ekonomisi, ABD ile Çin'in karşılıklı korumacı adımlar atması, ABD'nin İran nükleer anlaşmasından çekilmesi, OPEC'in petrol fiyatını yükseltme çabaları gibi gelişmelere değindi.

Küresel ortamda Türkiye ekonomisinin ve bankacılık sektörünün zorlu bir dönemi geride bıraktığını aktaran Özdemir, 2017'deki yüksek büyüme performansının ardından Türkiye'nin 2018'de küresel finansal koşulların sıkılaştığı bir ortamda aşırı ısınma işaretleri verdiğini söyledi.

Özdemir, Türk ekonomisinde geçen yıl yaşanan gelişmelerden ve olumsuzluklardan bahsederek, "Yurt içi ve yurt dışı finansman maliyetleri artarken büyüme eğilimi zayıfladı. Sınırlı da olsa aktif kalitesinde bozulma yaşandı. Bununla birlikte, yurt içi finansal koşulların tekrar ılımlı seyretmeye başlamasıyla büyüme ve karlılıkta sürdürülebilir seviyelerin yeniden yakalanacağını bekliyoruz." diye konuştu.

- "Katılım bankacılığının aktif büyüklüğü 207 milyar liraya ulaştı"

Özdemir, geçen yıl tüm olumsuzluklara rağmen bankacılık ve katılım bankacılığı sektöründe olumlu gelişmeler yaşandığını belirterek, şu bilgileri verdi:

"Geçen yıl genelinde Türk bankacılık sektörünün aktif büyüklüğü yüzde 18,7 artışla 3 trilyon 867 milyar lirayı aştı. Katılım bankacılığı da yüzde 29 yükselişle 207 milyar TL aktif büyüklüğe ulaştı.Sektörün toplam kredi hacmi yüzde 14,9 genişleyerek 2 trilyon 465 milyar TL olurken katılım bankacılığı yüzde 16,7 genişlemeyle 125 milyar TL oldu.Sektörde toplanan fonlar yüzde 19,3 artarak 2 trilyon 51 milyar TL olurken, katılım bankacılığı yüzde 30,3 artışla 137 milyar TL fon topladı.

Sektör öz kaynakları yüzde 17,5 büyüyerek 422 milyar liraya, katılım bankacılığı öz kaynakları yüzde 23,1 büyüyerek 16,8 milyar liraya ulaştı. Sektörde yabancı para mevduatları artarken, toplam mevduat içindeki payı yüzde 48,9 oldu. Katılım bankacılığının bankacılık sektörü içinden aldığı pay yıl sonu itibarıyla yüzde 5,3 oldu."

Özdemir, bu yıl faaliyete geçen Emlak Katılım Bankası ile sektörde faaliyet gösteren banka sayısının 6'ya ulaştığını bildirdi.

- "İdealimiz; İstanbul'u küresel finansın merkezi haline getirmek"

Özdemir, katılım bankacılığında sağlıklı ve sürdürülebilir bir büyümeyi amaçladıklarının altını çizerek, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Katılım prensiplerine uygun faaliyet gösteren, banka dışı finansal kurumların da bu ekosistemde var olması büyük önem arz etmektedir. Sermaye piyasalarında katılım bankacılığı prensiplerine uygun yeni alanların tanzim edilmesi sektörümüzün büyümesine ve gelişimine katkı sağlayacaktır. Bunun yanı sıra misyonumuz doğrultusunda katılım bankacılığı prensiplerine uygun mevzuat, standart ve düzenlemeleri geliştirme konusu büyük önem taşımaktadır. Bu konu üzerine ekonomi yönetimi, düzenleyici kuruluşlar ve sektörümüzün ortak çalışmaları devam etmektedir."

Özdemir, İstanbul'u bölgesel ve küresel finansın merkezi haline dönüştürme idealinin öncelikli hedefleri arasında yer aldığını belirterek, bu hedeflerinin içerisinde İstanbul'un aynı zamanda İslami finansın da merkezi olma amacının bulunduğunu anlattı.

Sektörün ihtiyaç duyduğu alanlarda ürün çeşitliliği ve gelişiminin en önemli konuların başında geldiğini dile getiren Özdemir, uygulaması nadir olan ürünler için gerekli ortamın oluşturulması ve mevzuatın düzenlenmesi konusunda çalışmaların sürdüğünü bildirdi.

Özdemir, geçen yıl Türkiye'de katılım bankacılığı sektöründe gerçekleştirilen faaliyetlerden ve hayata geçen uygulamalardan bahsetti.

Nitelikli insan kaynağı için üniversitelerle iş birliklerimizi sürdüğünü ifade eden Özdemir, "Toplum nezdinde katılım bankacılığının bilinirliğinin, faizsiz finans bilincinin artırılmasını, özellikle genç nesle aktarılmasını hem mesleğimizin hem de inancımızın bir gereği olarak görüyoruz." dedi.

- "Ekonomiye desteğimizi artırarak sürdüreceğiz"

Özdemir, Türkiye'de Gezi Parkı eylemleri, 17-25 Aralık yargı darbesi ve 15 Temmuz menfur darbe girişimleri ile oluşturulmak istenen kaos ortamından bahsederek, sözlerini şöyle tamamladı:

"Bu saldırılarla oluşturulmak istenen kaos ortamıyla siyasi terör, güney sınırlarımızda jeopolitik riskler ve terör saldırılar ile askeri terör, 2018 ikinci çeyreğinden itibaren Fed'in faiz artışlarına bağlı olarak ABD yönetiminin doğrudan Türk ekonomisi ve TL'yi hedef alan söylem ve eylemlerine karşı ekonomik ve finansal terör ile mücadele etmektedir. Katılım bankaları olarak bu zorlu süreçte tarafımız; başta KOBİ'ler olmak üzere ülkemize katma değer katan ihracata odaklı ithal ikamesi ürünlerin ve üreticilerinin yanıdır.

Katılım bankaları olarak ekonomi yönetimiyle uyumlu bir şekilde reel ekonomiye desteğimizi artırarak sürdüreceğiz. Önceliğimiz ülke bilançosu olacaktır. Daima milletimizden ve devletimizden yana tavrımızı koyacağız. Birlik ve beraberliğimizi bozmaya çalışanların oyunlarına asla gelmeyeceğiz."

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile