'AKILSIZ CARİYE DEĞİLDİ'
Mahidevran Sultan'ın, kız kardeşlerinin ve erkek kardeşinin yanında olduğunu söyleyen Temrukoğlu, 'Hatta erkek kardeşi, Kanuni Sultan Süleyman'ın Divan üyesiydi. Yani bambaşka bir hayata sahipti ' dedi.
Temrukoğlu, gerçeklere rağmen Mahidevran'ın farklı sunumuna tepki göstererek, 'Dizide yalnız başına, alelade, akılsız bir cariye olarak gösteriliyor. Ne acı ' ifadesini kullandı.
'KANUNİ'NİN NİKAHLI EŞİYDİ'
'Mahidevran Sultan, bir cariye değil, Süleyman Han'ın hakiki nikâhlı eşiydi ' diyen Temrukoğlu, onun kendisi için gerçek bir imparatoriçe olduğunu dile getirdi. Temrukoğlu, Mahidevran Sultan'ın Hürrem Sultan gibi entrikalarla hayatını sürdürmediğini, hakkıyla padişah eşi olduğunu belirtti. Dizideki yanışların kendisini çok üzdüğünü ifade eden Temrukoğlu, 'Şayet diziye dava açma gibi bir imkan varsa, elbette dava açarız. Zaten ailem diziden adeta nefret ediyor ' dedi.
'HAREM YANLIŞ AKTARILIYOR'
Temrukoğlu, 'Yabancılar, 'harem'i eğlence mekanı olarak biliyorlar. Dizi de bu yanlış hayalleri destekliyor, yanlış aktarıyor. Şehzade Mustafa ve İbrahim Paşalar hakkındaki tarihi olayları hiç doğru göstermiyorlar. Gerçekler anlatılsa dizinin izlenmeyeceği görüşü doğru değil. Aslında esas tarihi olaylar anlatılsa diziyi daha çok insan seyreder. Çünkü esas olaylar daha trajik ' dedi.
PARİS'TE TEDAVİ GÖRÜYOR
İstanbul'da 1981 yılında doğan Saide Perizat Temrukoğlu, küçük yaşta ailesi Amerika'ya taşındığı için Chicago'da büyüdü. Temrukoğlu, Chicago Üniversitesi'nde Sanat Tarihi okudu, ailesi Türkiye'ye döndükten sonra orada yaşamaya devam etti. Temrukoğlu halen Paris'te pankreas kanseri tedavisi görüyor. Temrukoğlu dizi ile ilgili şikayetlerini, dizi yönetimine de birçok kez mektupla ilettiğini, dizi ekibinden konuların doğru ele alınmasını istediğini söyledi.
KİMLİK KARTI
Dizide Mahidevran Sultan 'ı Nur Fettahoğlu canlandırıyor
Osmanlı Padişahı Kanuni Sultan Süleyman 'ın eşi, Şehzade Mustafa ve Ahmet ile Raziye Sultan 'ın annesidir. 1500 yılında doğdu. Kanuni ile şehzadeliği sırasında evlendi. Oğlu Mustafa 'nın boğdurtulmasının ardından gözden düştü ve Bursa 'ya gönderildi. 1580 yılında öldü.



















