Toyota açıklamasına göre, adını Japonca "gelecek" kelimesinden alan Mirai, 2014 yılı Aralık ayında başlayan Japonya satışlarından sonra eylül ayından itibaren de ilk etapta İngiltere, Almanya ve Danimarka’da satışa sunulmuştu. Mirai'nin 2017 yılından itibaren hidrojen yakıt altyapısının geliştirilmesiyle çok daha fazla Avrupa ülkesinde satışa sunulması planlanıyor.
Toyota’nın 30 yılı aşkın bir zamandır üzerinde çalıştığı, hidrojen yakıtlı, "0" emisyonlu Mirai'nin Avrupa'daki satış fiyatı 66 bin avro olarak belirlendi.
Açıklamada verilen bilgilere göre, Toyota Mirai, eğimli tavanıyla alçak bir ağırlık merkezi olduğunu gösteriyor. Önde geniş açıya sahip sis farları, otomatik uzun huzmeli LED farlar, akıcı çizgilerle şekillendirilen kaput, Mirai’nin farklı bir yüze sahip olmasını sağlıyor.
Arka tasarımıyla farklı bir otomobil olduğunu açıkça vurgulayan Mirai, 17 inç alaşım jantlarla tamamlandı. Arkada da yer alan LED’ler hem görselliği hem görünürlüğü artırıyor.
Sürücüye ve tüm yolculara yeterli yaşam alanı sunulurken, yumuşak ve kaliteli kabin malzemeleri öne çıkıyor. Ön koltuklar, sürücünün ideal oturma pozisyonunu kolayca bulmasını sağlarken, vücudu saran yapısıyla uzun yolculuklarda da rahatlık getiriyor. Orta konsolun en üstünde yer alan 4,2 inç'lik TFT likit gösterge ekranı, direksiyondan kolayca yönetilebiliyor. Orta konsoldaki navigasyon ve bilgi eğlence sistemi üst düzey kalite sunarken, akıllı dokunmatik ses ve klima kontrolleri de sürüş keyfini artırıyor.
Toyota Mirai, yol tutuş ve sürüş konforu özelliklerine de sahip bulunuyor. Daha alçak ağırlık merkezi elde etmek için Toyota Yakıt Hücresi ekipmanları ve yüksek basınçlı hidrojen tankı tabanın altına yerleştirildi.
Aerodinamik özellikleri sayesinde hem daha iyi bir dengeye hem de daha iyi yakıt verimliliğine sahip Mirai'de, elektrik motorlarının teknolojisi ve rüzgar gürültüsünün minimuma indirilmesiyle sessiz bir kabin elde edildi.
- Güvenlikten ödün vermeyen hidrojenli otomobil
Mirai, geleneksel otomobillerden farklı teknik özellikleri bulunmasına karşın, yüksek güvenlik teknolojilerinden ödün vermiyor. Yüksek basınçlı hidrojen tankı, sızıntılara karşı bir yakıt deposundan daha sağlam malzemeyle üretilirken, üzerinde yer alan sensörler muhtemel kazayı algılayarak supapları kapatıyor ve herhangi bir sızıntının önüne geçiyor. Sızıntı durumda dahi hidrojen gazı havadan daha hafif olduğu için güvenli biçimde atmosfere karışıyor.
Mirai’nin aktif ve pasif güvenlik paketi arasında gelecek jenerasyon otomobillerin özellikleri de bulunuyor. Milimetrik dalga radarıyla çalışan ön çarpışma sistemi, sekiz hava yastığı, ABS fren sistemi, Elektronik Fren Gücü Dağıtımı (EBD), Araç Denge Kontrol Sistemi (VSC), Çekiş Kontrol Sistemi (TRC), Şerit Takip Asistanı ve Kör Nokta Monitörü gibi sistemler Mirai'nin güvenlik donanımları arasında yer alıyor. Muhtemel kazalarda yaya yaralanmalarını azaltmak üzere tasarlanan karoser, darbe emici özelliğine sahip bulunuyor.
Sadece su buharı salımı gerçekleştirerek Toyota'nın temiz ve sürdürebilir çevreci otomobiller üretme konusundaki öncü rolünü devam ettiren Mirai, otomobillerin ve hatta dünyanın geleceğini şekillendirme açısından da dikkat çekici özellikler taşıyor.
Geleceğin enerji kaynakları arasında gösterilen hidrojeni yakıt olarak kullanan Mirai, "0" karbondioksit salımı ile dikkati çekiyor. Konforu, sürüş keyfi, 3 ila 5 dakika arasında doldurabilen deposu ile geleneksel motorların ulaştığı menzil ve hızı da sunuyor.
Eksi 30 derecede bile çalışabilen Toyota yakıt hücresi sistemini ve hibrit teknolojisini bir arada sunan Mirai, hidrojeni elektrik üretmek için kullanıyor. Mirai'de batarya ve "fuel cell" teknolojisinin bir arada sunulduğu iki motor aynı anda kullanılabiliyor. Bu motorlar sayesinde 154 beygir güç ve 335 Nm tork üretebilen Toyota Mirai, 0'dan 100 kilometre/saat hıza 9,6 saniyede çıkıyor, maksimum 178 kilometre/saat hıza çıkabiliyor. Mirai'nin, tek depoyla 550 kilometrenin üzerinde bir menzili bulunuyor.
Toyota Mirai Avrupa Yollarında
Dünyanın ilk seri üretim hidrojen yakıt hücreli otomobili Toyota Mirai, Japonya'dan sonra Avrupa yollarında da kendini göstermeye başladı.