Kolombiyalı golcü futbolcu Teofilo, Trabzonspor'a para dışında hangi sebepten dolayı geldin sorusuna, "Güney Amerikalı her genç oyuncu için genç yaşta Avrupa'ya gelmek çok önemli bir adımdır. Bunu ailem ve çocuklarım için yapmam gerekiyordu. Kolombiya Ligi'nde 30 gol atmış ve en iyi oyuncu seçilmiştim. Artık oradaki misyonumu tamamlamış sayılırdım." dedi.
Kafandaki Türkiye imajıyla buraya geldikten sonra karşılaştıkların birbiriyle örtüşüyor muydu? sorusuna ise Teofilo, " Türkiye'nin Avrupa içinde önemli yer tuttuğunu, tüm koşulları ile futbol oynamak için çok güzel bir ülke olduğunu biliyordum. Milli takıma gittiğimde Cordoba ile çok uzun süren bir sohbetimiz olmuştu. Cordoba Türkiye'den çok olumlu bahsetmiş, özellikle İstanbul hakkında övgü dolu sözler söylemişti. Bana, "Orada insanlar senin futbol oynaman için gerekli tüm uygun koşulları oluşturur. Tek yapman gereken, uyum sağlamak ve çok çalışmak" demişti. Bu dediklerini teyit etmiştim." şeklinde konuştu.
Kolombiyalı futbolcuya neden futbolcu olmayı seçtin sorusuna ise Teofilo, "Küçüklüğümden beri futbol topuna çok büyük ilgim vardı. Ona tutkuyla bakardım. Futbolcu kanı taşırdım. Babam da Juniors genç takımlarında kalecilik yapmıştı. Bana sürekli futbolcu olmam gerektiğini, bu yeteneğe ve kapasiteye sahip olduğumu söylüyordu. Nihayetinde yaşadığım mahalle oldukça yoksul bir yerdi. Oradan çıkmanın, ailemi, sevdiklerimi daha iyi koşullarda yaşatabilmenin tek yolu futboldu. Küçük yaşlardan itibaren bunun bilincindeydim. Daha prestijli bir hayat yaşamanın, aileme de yaşatmanın yolu buydu." şeklinde cevap verdi.
En büyük idolünün Carlos Valderrama olduğunu söyleyen Teofilo, "Çok büyük iki idolüm vardı. Maradona dünyanın en iyi oyuncusu. Teknik yönleriyle, futbol becerileriyle onu örnek alıyordum. Ama bir bütün halinde karakter ve futboluyla kendime örnek aldığım futbolcu Carlos Valderrama'dır. Bizim ülke futbolumuzun en büyük figürü, fenomeniydi. Hâlâ da öyle. Çocukluğumda özel zamanlar vardı. Fransa'da oynayıp Juniors'a döndüğünde maç günleri stada gitmek için can atardık. Bilet bulamayınca stada girmek için türlü türlü çılgınlıklar yapardık. Valderrama'yı bir dakika görebilmek için tellere tırmanırdık. Onu görebilmek hayaliyle yaşardık. O benim için hem saha için de hem saha dışında gerçek bir idoldü. Hayatım boyunca da öyle kalacak." ifadelerine yer verdi.
Trabzona gelmeden önce başka takımlardan teklif aldınmı şeklindeki soruya Teofilo, "Almanya ve Meksika'dan birçok teklif aldım. Ama benim önceliğim Avrupa'da sportif ve maddi anlamda en iyi imkânı sağlayan kulübe gitmekti. Trabzonspor da bu anlamda en iyi teklifi yapan kulüptü ve ben de buraya gelmeyi seçtim. Tercihimin doğru olduğunu da buraya gelince gördüm." şeklinde konuştu.
Türk futbolu ve artı eksilerindende bahseden Teofilo, " Türk futbolunun yeri dünya futbolunda üst sıralarda. İngiltere ve İspanya'nın ardından bir kaç lig sayacak olursak Türkiye bunların içinde yer alıyor. Çok önemli oyuncuların, kariyerlerinin önemli bir bölümünde Türkiye'ye gelip oynamaları çok ciddi bir gösterge.Türk futbolcusu işler istediği gibi gitmeyince bu durumla başa çıkmayı beceremiyor. Takım arkadaşlarına kırıcı davranıyor ya da rakiplerine karşı gereğinden fazla sert oynuyor, zihinsel kontrolünü kaybediyor.Bu durumla başa çıkabilmeleri için zihinsel desteğe ihtiyaçları var." ifadelerini kullandı.
Şenol Güneş ile ilgili soruya kolombiyalı futbolcu Teofilo, " Şenol Hocayla aynı dili kullanamadığım için üzüntü duyuyorum. Türkçeyi öğrenip onunla direkt iletişim kurmayı istiyorum. Çok akıllı ve olgun biri olduğunu gözlemliyorum Hatta bilge bir havası var. Bize çok saygılı davranıyor." şeklinde yanıtladı.
Kolombiya futbolunun Valderrama'lı, Higuiata'lı, Rincon'lu, Asprilla'lı dönemini bugün fazlasıyla aradığını görüyoruz. Sence Kolombiya futbolunun yaşadığı bu durgunluğun sebepleri neler olabilir? şeklindeki bir soruya Teofilo, "Bahsettiğiniz isim yapmış futbolcuları barındıran o dönemde milli takım çok iyi birliktelik yakalamıştı. Çok hırslı ve arzulu oynuyorlardı. Şimdi milli takımda yaşadığımız sürekli oyuncu değişikliği, takıma olumsuz yansıyor. Valderrama'nın bir tespiti var. Milli takım kampına giden oyuncuların yeteri kadar uzun kamp dönemi geçirmediklerini, birbirlerini yeterince tanıyamadıklarını ve birlikte bir ruh oluşturamadıklarını söylemişti. Ben de bu tespite gönülden katılıyorum. Şimdi yeni bir hocamız olacak. Büyük ihtimalle Francisco Maturana takımın başına getirilecek. Maturana ülkedeki oyuncu profilini çok iyi biliyor. Onun etrafında milli takım ruhunu yeniden oluşturabileceğimizi düşünüyorum." dedi.
Türk futbolu ile Kolombiya futbolunu karşılaştıran Teofilo, "Kolombiya'da futbol daha çok yan pasa dayanıyor ve daha düşük tempoda oynanıyor. Türk futboluna göre bireysel yetenekler daha ön plana çıkıyor. Türk futbolu çok daha hızlı ve dikine oynanan bir futbol. Teknik ve taktik açıdan Kolombiya futboluna göre oldukça ileride bulunduğunu söyleyebilirim." dedi.
Daha gol atamamasınıda açıklayan Teofilo, "Burada takım arkadaşlarımı, zihniyeti, kültürü, takımın oyun biçimini ve rakip takımların oyun biçimini tanımak, takdir edersiniz ki önemli bir zamanımı aldı. Ben de takımın vazgeçilmez bir oyuncusu olmak istiyorum. Açıkçası ilk golü atmaktan çok buna önem veriyorum. Çünkü bunu başarırsam ilk gol zaten gelecektir. Bu ritmi yakaladığımı düşünüyorum ve ilk gol çok uzakta değil." şeklinde konuşta.
Hücum hattındaki takım arkadaşlarının önemli bir kısmıyla aynı dili konuşamamak da senin için bir sorun oluşturuyor mu? şeklindeki soruya Kolombiyalı golcü, "Bu bir sorun oluşturuyor. Futbolda saha içi hareket ve dinamikler iletişime ve diyaloğa dayalı. Dolayısıyla hücum hattındaki oyuncularla aynı dili konuşamamak sorun oluşturuyor. Yapacağımız hareketlenmeleri, nereye koşacağımızı, topu nerede alıp nerede vereceğimizi aynı dilde aktarmak daha iyi olurdu. Ama dili yavaş yavaş öğrendikçe bu sorunun üstesinden geleceğime eminim." şeklinde ceveap verdi.
Trabzonspor taraftarındanda banseden Teofilo, "Taraftarlar bizim için çok büyük fedakârlık yapıyor. Bizim buradaki varlık sebebimiz onlar. Bizim topu filelerle buluşturduğumuz anı görmek için ellerinden geleni yapıyorlar. İşler yolunda gitmediğinde bizleri eleştirmek onların hakkı. Futbol böyledir. İyiysen herkes seninledir. Eğer kötüysen sadece eleştiriler seninle birliktedir. Taraftar davranışlarında dikkatimi çeken en önemli şey, beni ya da ailemi gördüklerinde şefkat ve merhametle yaklaşıyorlar. Bu davranış biçimi, Trabzon'daki hayatımızı oldukça kolaylaştırıyor." ifadelerine yer verdi.
Yedek kalmak oyuncuya neler düşündürüyor? Geçtiğimiz sezon aynı dönemlerde gol krallığına koşan bir oyuncu olarak bugün arkadaşlarını çoğunlukla kenardan izlemek sana neler hissettiriyor? şeklindeki boruya Teofilo, "Yedek kalmak karmaşık bir durum. İlk 11'de yer alma mücadelesi hayatta kalma mücadelesidir. Bir futbolcu olarak her daim güçlü, kuvvetli olmanız gerekir. Buraya geldiğimde yedek kalmam anlaşılır bir şey. Geldiğimde takımın bir oyun şablonu vardı. Takım da olumlu sonuçlar alıyor. Benim hedefim, sürekliliği yakaladığım anda bu şansı çok iyi kullanarak takımın vazgeçilmezleri arasında yer almak." şeklinde cevapladı.
Kariyer planlamasındanda bahseden Teofilo, "Golümü ve gollerimi atmak. Buradakileri iyi futbolcu olduğuma ikna etmek istiyorum. Basamak basamak giderek her geçen gün daha olgun futbolcu olarak, daha üst düzey lig ve kulüplerde oynamak istiyorum. Buradaki uyum sürecimi tamamladım. İnsan yapısını, insan zihniyetini, havasını suyunu çok iyi biliyorum. Buradaki olgunlaşma düzeyimi tamamlayıp bir üst basamağa çıkmak istiyorum." şeklinde konuştu.
Son olarak Trabzonspor'daki performansının milli takım için önemli bir rol oynayacağı belirten Teofilo, "Şurası gerçek ki, Trabzonspor'daki performansım milli takımdaki başarı için çok önemli bir gösterge olacak. Burada ortaya koyacağım randıman milli takım yetkilileri tarafından çok yakından izlenecek. Bunu kendileri söylediler. Performansım uzun milli takım kariyerimde etkileri olacak." şeklinde konuşup ifadelerini sonlandırdı.