TRT Genel Müdürü İbrahim Eren, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişiminde Türk medyasının tarihi sınav verdiğini belirterek, 'Medya büyük başarı gösterdi. Tüm kanallar demokrasi yanlısı, halk yanlısı ve darbe karşıtı bir tavır sergiledi.' dedi.
Eren, İbn Haldun Üniversitesinin desteğiyle düzenlenen 'Geleceğim Sosyal Bilimler Zirvesi' kapsamında 'Medya' başlıklı oturumda konuştu.
Manipülasyon ve dezenformasyon kavramlarına değinen Eren, medyanın manipülasyon faaliyetlerine örnek verirken şunları söyledi:
'2013'ten 15 Temmuz 2016'ya kadar yaşadığımız darbe girişimine giden yolda özellikle FETÖ, manipülasyonu ve bunların araçlarını çok iyi kullandı. 17-25 Aralık sürecinde Türkiye kendi yolunda ilerlerken, seçilmiş hükümeti devirerek, Cumhurbaşkanımızı devre dışı bırakmayı amaçladıkları bir dönem var. FETÖ medyası seçilmiş hükümeti, yolsuzluk ve antidemokratik uygulamalarla, kavramlarla yaftaladı. Maalesef bu, dünyada da Türkiye'de de yankı buldu. 2014 başında MİT tırlarına yapılan baskın Türkiye'yi, Türkiye'deki demokratik iktidarı DEAŞ'a destek veriyor izlenimiyle yalnızlaştırma amacı gütmüştür.'
Soruları da yanıtlayan Eren, 15 Temmuz gecesi TRT'de yaşananlara ve hissettiklerine yönelik sorular üzerine, o gece hissettiği şeyin üzüntü olduğunu anlattı.
İbrahim Eren, şunları kaydetti:
'Yöneticisi olduğum TRT'yi askerler basmış, ele geçirmiş ve engel olamıyorum. Bu çok kötü bir psikoloji çünkü orası emanet, benim değil, kamunun, halkın emaneti ama ele geçirilmiş. Erken geliyorlar, 22.45 gibi. Stüdyonun olaydan haberi yok. 'IŞİD'le ilgili bir terör saldırısı var' diyorlar. Ondan sonra cep telefonundan, şuradan, buradan saat 23.00 gibi işin rengi ortaya çıkınca, sesler yükseliyor, herkesi yere yatırıyorlar, plastik kelepçe takıyorlar, birkaç kişiyi dövmüşler. Ondan sonra da malum 00.00'da bildiri okuyorlar. Biz bu sene 'Milletin Bildirisi' diye bir program yaptık. Gece aynı saatte o programı da yayımlamaya çalıştık, gerçi diğer konuşmalarla çakıştı ama hafta boyunca yayımladık.'
TRT World'ün kuruluşuna ilişkin de bilgi veren Eren, 'Uluslararası bir haber kanalı kurmak istiyorduk ve bunun bize ait olması lazım. BBC, CNN, Al Jazeera olmaması lazım. Türkiye'yi farklı kılan unsurlar ne? Bununla ilgili araştırma, saha çalışması yaptık. Türkiye'nin dış politikasını da incelediğimizde bizi farklı kılan, bizim insan odaklı bir yayıncılık anlayışımız var. Bu yüzden ayrım yapmadan haberin merkezine insanı koyduk. Mikrofonu konuşturulmayanlara uzatmak, kamerayı görülmeyenlere çevirmek, bunu yaparken de acılar arasında hiçbir ayrım yapmamak. Bu bizim toplumumuza ait, bize özgü bir şey.' diye konuştu.
TRT World'un Türkiye'nin kendini dünyaya anlatması hedefi açısından önemli işlev üstlendiğini dile getiren Eren, sözlerini şöyle tamamladı:
'Çok geç kalmış bir proje. TRT World'ü açtıktan sonra bir penetrasyon süreci var. En kolay ulaşma yöntemi dijital. Twitter, facebook hesaplarımızda çok güzel videolar paylaşıyoruz. Bunları yaptıkça Türkiye'nin makul bir dış politikası olduğu yurtdışında anlaşılır oluyor. Bu nedenle TRT World de kısa sürede hedef oldu. O gece basmalarının sebebi de kendi kafalarında, kimse aleyhte propaganda yapmayacaktı. Türk medyası tarihi sınav verdi, medya büyük başarı gösterdi. Türkiye'de, Türk medyasında tüm kanallar, hepsi, demokrasi yanlısı, halk yanlısı ve darbe karşıtı bir tavır sergiledi.'
TRT Genel Müdürü Eren Açıklaması
'(15 Temmuz'da) Türk medyası tarihi sınav verdi, medya büyük başarı gösterdi. Tüm kanallar demokrasi yanlısı, halk yanlısı ve darbe karşıtı bir tavır sergiledi' '2013'ten 15 Temmuz 2016'ya kadar yaşadığımız darbe girişimine giden yolda özellikle FETÖ, manipülasyonu ve bunların araçlarını çok iyi kullandı'