Genelkurmay eski Başkanı Başbuğ hakkında hazırlanan iddianamede, İnternet Andıcı 'nın bilgisi dahilinde yapıldığı, sitelerin 5 ay sonra imha edilmesinin cunta yapılanmasının delil karartma ve yasa dışı faaliyeti olduğu vurgulandı. İddianamede, “Şüphelinin Ergenekon silahlı terör örgütünün bu kurum içerisindeki yapılanmasının üst düzey yöneticilerinden olduğu anlaşılmıştır” denildi. Ak Parti hükümetini ortadan kaldırmaya çalışmakla suçlanan Başbuğ 'un ağırlaştırılmış müebbet ve 22,5 yıl hapsi istendi.
Türkiye 'nin 26 'ncı Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ hakkında hazırlanan iddianame mahkeme tarafından oy birliğiyle kabul edildi. Mahkeme, kabul kararında mevcut kanunlara göre “Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasına engellemeye teşebbüs etme, bu amaçla silahlı terör örgütü kurma veya yönetme” suçlarının terör suçu olarak kabul edildiğini vurguladı. İddianamede, İnternet Andıcı davasında yargılanan sanıkların 2008-2010 arasında Türkiye Cumhuriyeti milletine ve devletin anayasal organlarına karşı yürüttükleri psikolojik harekat faaliyetlerini İlker Başbuğ kontrolünde yürüttükleri öne sürüldü. İlker Başbuğ 'un mahkeme karşısına çıkacağı tarih daha sonra tensip kararıyla belirlenecek.
Deliller sıralandı
Başbuğ ile ilgili hazırlanan iddianamede sıralanan deliller arasında özellikle psikolojik harekat ile ilgili ele geçirilen belgeler sıralandı. Psikolojik harekatın insanlık tarihi içerisinde kullanılan en eski etkili silahlardan biri olduğuna değinildi. Deliller arasında Ergenekon soruşturmaları kapsamında ele geçirilen Başbuğ ile ilgili belgeler de yer aldı. Emekli Orgeneral Hasan Iğsız ile Orgeneral Nusret Taşdeler 'in de aralarında bulunduğu 22 sanıklı internet andıcı davasında sanıkların özellikle 'emir komuta 'zinciri kapsamında Başbuğ 'u işaret ettiklerine atıfta bulunuldu. Başbuğ ile ilgili deliller arasında Ergenekon sanıklarından İbrahim Şahin ve Fatma Cengiz arasında geçen telefon görüşmelerinde Başbuğ ile irtibatlı olduklarına dair bilgilerin bulunması gösterildi. Sanıklardan Muzaffer Tekin isimli şahsa ait iki farklı telefon fihristi içerisinde de Başbuğ 'un ismi ve telefon numaralarının yazılı bulunduğu anlatıldı.
Başbuğ hakkındaki suçlamalar
İddianamede, Başbuğ 'a yöneltilen suçlamalar şöyle: “Örgütün amaçları doğrultusunda yapmış olduğu basın açıklamaları ve değişik faaliyetlerle devam eden Ergenekon Silahlı Terör Örgütüne yönelik soruşturma ve kovuşturmaları etkilemek amacıyla alenen sözlü veya yazılı beyanda bulunduğu, Devlet yöneticilerini baskı altına almak, Devlet otoritesini zaafa uğratmak, bu hususta gerektiğinde kamu düzenini bozup ülkede kaos ve düzensizlik ortamı oluşturmak, halkı Devlet yöneticilerine karşı kışkırtmak ve anarşi ortamı oluşturmak ve hükümetin görevlerini yapmasını engellemeye teşebbüs ettiği.” İddianamede Başbuğ hakkında ağırlaştırılmış müebbet ve 22,5 yıl hapis cezası isteniyor.
Şahin 'in görüşmesi Ergenekon bağlantısı
İddinamenin 30. sayfasında, Başbuğ 'un Ergenekon ile bağlantısıyla ilgili bir iddia yer alıyor. Bu iddia şu sözlerle açıklanıyor: “Ergenekon sanıklarından İbrahim Şahin ve Fatma Cengiz arasında geçen telefon görüşmelerinde şüpheli İlker Başbuğ ile irtibatlı olduklarına dair bilgilerin yer aldığı”... Peki bu diyaloglar neler? Bu diyaloglar Ergenekon davasının 3. iddianamesinde yer alıyor:
F. CENGİZ: Abi o adam öyle dışarıdan göründüğü gibi resmi, ondan sonra hani vurdu mu uzatır cinsi adam değil.
ŞAHİN: ...Ne bileyim ben onlar bizim gözümüzde çok büyük mevkiler biliyorsun.
F. CENGİZ: İlk ben de öyle düşünüyordum ta ki beni aldırıp oturup konuşana kadar.
Başbuğ 'un 'Balbay sizi seviyoruz 'sözü örgütsel ilişkiye delil
İddianamede, Ergenekon davasının tutuklu sanığı Mustafa Ali Balbay 'a ait günlüklerde Başbuğ 'un Genelkurmay ikinci başkanı olduğu dönemde Balbay ile görüşmelerinin olduğunu gösterir bilgilerin yer aldığı belirtildi. Başbuğ 'un, Balbay ile görüşmelerinin olduğunu 5 Ocak 2012 tarihli savcılık ifadesinde doğruladığı anlatıldı. 9 Ocak 2004 tarihli görüşmenin Balbay 'ın 'Köşk zirvesinin sonuçları 'başlıklı köşe yazısı ile ilgili olduğu kaydedildi. Yazıdaki kaynağın TSK 'dan Mustafa Balbay 'a sızdırılan Kıbrıs ile ilgili gizli bazı belgeler olduğu ve bu bilgilerin kurumu zor durumda bıraktığı, aşbuğ 'un ise Balbay 'dan haber kaynağını öğrenmeye çalıştığı belirtildi.
'Örgütsel ilişki var '
Balbay 'ın ise kaynağını söylemediği ve elinde bu konu ile ilgili daha çok belge olduğunu belirttiği anlatıldı. Balbay 'ın yazısının kendilerini çok yaraladığını ve zarar verdiğini belirten Başbuğ 'un, “Sayın Balbay, biz sizi seviyoruz. Cumhuriyeti seviyoruz. Kendi içimizde yaptığımız değerlendirmelere sizlerin Türk Silahlı Kuvvetleri 'nin zarar görmemesi gerektiğine inanan, yurtsever insanlar olduğunuzu konuştuk. TSK 'ya zarar vermek isteyen bir yığın çevre var. Bunları siz de biliyorsunuz. Şimdi karşıda onlar varken, bizim sizi karşımıza almamız, Cumhuriyetle karşı karşıya gelmemiz istenmeyen bir durum. Olayı şöyle alın, devam eden bir süreç var. Bizim çalışmalarımız var. Ve tam bu sırada sizin haber çıkıyor. Ben sizin bunu kötü bir niyetle yapmadığınızı biliyorum ama, biz çok yaralandık.” dediği ifade edildi. Savcının konuyla ilgili değerlendirmesinde, “Bu haliyle şüpheli İlker Başbuğ 'un bağlı bulunduğu kurumu zor durumda bırakan bir bilgi sızması neticesinde ortaya çıkan durum karşısında kurumun menfaatlerini savunmaması, Mustafa Balbay ve Cumhuriyet gazetesine yönelik görüşmenin başında dile getirdiği hususların şüphelinin örgütsel ilişki ve irtibatının bir sonucu olduğu anlaşılmıştır” denildi.
TSK’ya sızmış üst düzey Ergenekoncu
26’ncı Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'a ağırlaştırılmış müebbet istendi.