Prof. Dr. Beksaç, gazetecilere yaptığı açıklamada, Trakya dolmenlerinin tarihinin M.Ö. 1500'lü yıllara uzandığını ifade etti.
Dolmenlerin Edirne ve Trakya'nın en önemli kültür varlıklarının başında geldiğini vurgulayan Beksaç, "Çok seçkin anıtlar ve Türkiye'de çok az görülen kültür varlıkları. Trakya dolmenlerini Edirne ve Kırklareli dışında da görmüyoruz. Ağırlıklı olarak Edirne'nin Lalapaşa ilçesinde ve Kırklareli'nin Istrancalar bölgesinde karşımıza çıkıyor. Yaptığımız çalışmalarda 160 kadar dolmeni tespit ettik." dedi.
Beksaç, dolmenlerin yerinde korunarak geleceğe taşınması için gerekli tüm çalışmaların yapılması gerektiğini dile getirdi.
Dolmenlerin çevresinde ve içlerinde zaman zaman kaçak kazıların yapıldığını gözlemlediklerini anlatan Beksaç, "Son dönemde tahribat çok arttı. Bu tahribat bir daha yeri doldurulamayacak kültür varlıklarımızın yok oluşuna sebep olabilir. Bunları korumamız ve kurtarmamız gerekiyor. Bu dolmenler tarihin en önemli anıtları arasında yer alıyor." ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Beksaç, dolmenlerin sadece mezar değil aynı zamanda bir tapınak niteliği taşıdığını ve dünyadaki benzerlerinin milyonlarca turist çektiğini vurgulayarak, "Avrupa'da pek çok ülkede dolmenler turizmin temeli. Değişen dünyada ezoterik olgulara çok ilgi duyuluyor. Bu yönde farklı turistik faaliyetler yapılıyor. Bu nedenle dolmenlere sahip çıkıp, turizme en iyi şekilde kazandırmalıyız." diye konuştu.
TÜ Sanat Tarihi Bölümü Başkanı Beksaç Açıklaması 'Dolmenleri Turizme En İyi Şekilde Kazandırmalıyız'
Trakya Üniversitesi (TÜ) Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Başkanı Prof. Dr. Beksaç, Trak medeniyetinden günümüze ulaşan Trakya dolmenlerinin yerinde korunması ve turizme kazandırılması gerektiğini söyledi.