Eski TÜBİTAK Başkan Yardımcısı ve BİLGEM Başkanı Hasan Palaz'ın da arasında bulunduğu bazı kurum yetkililerine, usulsüz biçimde eleman aldıkları iddiasıyla açılan davaların görülmesine devam edildi.
Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesinde önce TÜBİTAK BİLGEM bünyesindeki Kamu Sertifikasyon Merkezi birim yöneticisi Hasan Başaran'ın sahte diplomayla işe alındığı iddiasına yönelik 4 kişi hakkında açılan dava görüldü.
Duruşmaya, sanıklardan Palaz ve avukatı ile şikayetçi TÜBİTAK'ın avukatı katıldı.
Sanıklardan Behra Güler'in ifadesinin talimatla alındığı, Kadir Bülbül'ün ifadesinin ise alınamadığı tutanağa geçirildikten sonra Palaz, yazılı savunmasını mahkemeye sundu.
Palaz, savunmasında, Başaran'ı TÜBİTAK'a işe girmeden önce tanımadığını, arkadaşlığı ve görüşmüşlüğü olmadığını belirtti.
Başaran'ın TÜBİTAK'ta kadrolu işe alındığını, bu şekilde işe alma yetkisinin TÜBİTAK başkanına ait olduğunu ifade eden Palaz, başkandan yazılı onay alındıktan sonra, insan kaynaklarının kendisine sunduğu işe başlama evraklarını onayladığını kaydetti.
Palaz, savunmasında, "İmzaladığım Hasan Başaran'ın BİLGEM işe alım evrakının ekinde başkanın onay yazısı görülebilir. Sonuçta Başaran'ı işe alan, benim amirim de olan TÜBİTAK eski başkanı Yücel Altunbaşak'tır" ifadelerini kullandı.
Mahkeme heyeti, sanık Kadir Bülbül hakkında savunmasının alınması için yakalama emri düzenlenmesini kararlaştırarak, duruşmayı erteledi.
- İddianame
İddianamede, lise mezunu sanık Başaran'ın, insan kaynaklarına, ODTÜ bilgisayar mühendisliği mezunu olduğuna dair sahte lisans ve kriptografi yüksek lisans diploması verdiği kaydediliyor.
Palaz'ın teklifi üzerine Başaran'ın başuzman araştırmacı olarak atandığı, yükseköğrenim ve yüksek lisans mezunu gibi mali haklardan yararlandırıldığı aktarılan iddianamede, ilgili yönetmelikte, işe alımlarda kişilerin öğrenim belgelerinin aslı veya kurumundan onaylı örneğinin istenmesi emrine karşın, Başaran'ın özlük dosyasında belgelerin onaysız fotokopilerinin bulunduğuna işaret ediliyor.
İddianamede, sanıklardan Bülbül ve Güler'in belge asıllarını istemeden işlem yapmakla, Palaz da "suça iştirak" ile suçlanıyor.
- Cevdet Aydın'ın işe alınmasına ilişkin dava
Mahkeme, daha sonra Palaz'ın da arasında bulunduğu 6 kişinin, sanıklardan Cevdet Aydın'ın sahte lisans diplomayla TÜBİTAK BİLGEM'de "uzman" olarak işe başlamasına ilişkin davayı gördü.
Duruşmaya, sanıklardan Hasan Palaz, Halil Can ve Burhan Güneş, sanık avukatları ve şikayetçi TÜBİTAK'ın avukatı katıldı.
Sanıklardan Kadir Bülbül'ün savunmasının alınamadığı tutanağa geçirildikten sonra, sanıklar Can ve Güneş'in savunmaları dinlendi.
Can, savunmasında, TÜBİTAK'ta insan kaynakları birim yöneticisi olarak 6 ay kadar çalıştıktan sonra Temmuz 2012'de kurumdan ayrıldığını anlattı.
Cevdet Aydın'ı hatırlamadığına dikkati çeken Can, şöyle konuştu:
"TÜBİTAK'ın CV havuzuna vatandaşlardan CV'ler gelir. Personel talebi geldiğinde o havuzdan isim alırız. TÜBİTAK bünyesindeki birimler de ihtiyaç duyduklarında bizim aracılığımızla veya kendi şifrelerini kullanarak, havuzdan uygun gördükleri kişileri çağırırlar. Cevdet Aydın depo sorumlusuymuş. O kadroda lise mezunu biri de çalışabilir. Niye üniversite diploması getirdiğini bilmiyorum. İşe alımlarda, kişilerin beyanlarının eksik veya yanlış olması durumunda iş akdinin feshedileceği başvuranlara belirtilir."
Can, Aydın'ın işe alım belgelerinde askerliğini yaptığına dair belgenin de bulunmadığının belirtilmesi üzerine, "Evraklarını hangi memurun aldığını bilmiyorum. Askerlik belgesinin eksik olduğu söylenmişse, tamamlaması için süre verilebilir. Zaten kişilerin 2 aylık deneme süresi oluyor. Bunu bilmem mümkün değil" dedi.
"Aydın'ın işe alımı için bakanın aracı olduğu" iddiası sorulan Can, "Bakanın benimle muhatap olması zaten mümkün değil. Bakan kurumla muhatap olmuşsa, bu bize TÜBİTAK Başkanlığından gelmiştir, 'Cevdet Aydın'ı çağırsanıza' denmiştir. Bunu hatırlamıyorum" ifadelerini kullandı.
Şikayetçi TÜBİTAK'ın avukatının sorusu üzerine Can, insan kaynakları yöneticisi olarak Aydın'ın evraklarının tam olmasında kendisinin de sorumlu olduğunu dile getirdi.
Sanık Güneş de TÜBİTAK'a 2012'nin başlarında danışman olarak girdiğini, 2 ay kadar sonra BİLGEM başkan yardımcısı olduğunu belirtti. Sonrasında 3,5-4 ay başkan yardımcılığı yaptığını bildiren Güneş, "Bilgisayar mühendisiyim. Evrak, imza işlerinin kariyerime uygun gelmediğini görünce ayrıldım. Kariyerim doğrultusunda iş buldum ve ayrıldım. BİLGEM'de en az 2 saatim, içeriğini anlamaya vakıf olmadığım belgelerin imzalarıyla geçiyordu" diye konuştu.
Cevdet Aydın'ın ismini, konu basında yer alınca öğrendiğini söyleyen Güneş, "Kağıt üzerinde insan kaynaklarının kendisine bağlı olduğunu, ancak birimdeki iş sürecine vakıf olmadığını" anlattı.
Aydın, "İnsan kaynaklarının size bağlı olduğunu söylediniz. Dolayısıyla buranın yaptığı bütün işlemlerden sizin de sorumluluğunuz bulunmuyor mu?" sorusuna, "Organizasyon olarak bana bağlı olduğu için oradan gelen her şeyin imzasını ben atıyor, başkana arz ediyordum. Çalıştığım süredeki bütün işe alım imzaları benden geçti" yanıtını verdi.
Mahkeme, sanıklardan Kadir Bülbül hakkında bu dava kapsamında da yakalama emri düzenlenmesine karar vererek, duruşmayı erteledi.
- İddianame
Palaz ve Aydın'ın da arasında bulunduğu 6 kişinin sanık olduğu iddianamede, Aydın'ın, sahte lisans diplomasıyla TÜBİTAK BİLGEM'de "uzman" olarak işe başladığı vurgulanıyor.
Palaz'ın, uzman olmadığını bilmesine karşın, Aydın'ı kasten atadığı savunulan iddianamede, Kadir Bülbül, Burhan Güneş, Behra Güler ve Halil Can'ın, "Üstten gelen talimata uyarak Aydın'ın verdiği diplomanın noterden onaylı suretiyle ilgili araştırma yapmadıkları, böylece sahte diplomanın kullanılması ve kurumun dolandırılmasına doğrudan iştirak ettikleri" öne sürülüyor.
Sanıkların, "Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık" ve "Resmi belgede sahtecilik" suçlarından cezalandırılması isteniyor.
TÜBİTAK Yöneticileri Hakkındaki Davalar
Eski TÜBİTAK Başkan Yardımcısı ve BİLGEM Başkanı Palaz'ın da arasında bulunduğu bazı kurum yetkililerine, usulsüz biçimde eleman aldıkları iddiasıyla açılan iki davanın görülmesine devam edildi