YÜSRA VENNAS - Tunus'ta hükümeti kurmakla görevlendirilen Habib el-Cemli, koalisyon görüşmeleri sırasında hiçbir partiyi dışlamayacaklarını, "Nahda Hareketi" dahil tüm gruplara eşit mesafede olacaklarını söyledi.
Tunus'ta, ekim ayında parlamento seçimleri yapıldı. Seçimleri birinci sırada tamamlayan Nahda Hareketi, 217 sandalyeli Tunus Meclisinde 52 sandalye elde etti ancak tek başına iktidar olamadı. Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said, 15 Kasım'da Nahda Hareketinin önerisiyle Habib el-Cemli'yi hükümeti kurmakla görevlendirdi.
Cemli, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kuracağı hükümetin en önemli programının, "vatandaşların taleplerini etkin bir biçimde karşılama, ekonomik ve sosyal gelişimi sağlama" olacağını vurguladı.
Son dönemde duraklayan ekonominin çarklarını yeniden çevirmeleri gerektiğini ifade eden Cemli, "Kamu ve özel sektörde yatırımı teşvik etmeliyiz. Bunların tamamı için de kaynak sağlamamız gerekiyor." diye konuştu.
Ülkedeki tüm siyasi aktörlere, partilere ve sivil topluma yönelik "ayrım gözetmeksizin" açılım gerçekleştireceklerini belirten Cemli, "Hiçbir grubu dışlamayacağız. Her türlü siyasi oluşuma ve partiye açığız. Hükümet olarak herkese hatta Nahda'ya bile eşit mesafede duracağız." dedi.
-"Yeni finansman kaynakları arayacağız"
Cemli, Tunus'ta yavaşlayan üretimi yeniden canlandırmak için gerekli adımları atacaklarını vurgulayarak, ülke içindeki sermayenin yanı sıra yeni finans kaynakları arayacaklarını söyledi.
Tunus'ta seçimlerden sonra tartışılan Uluslarası Para Fonu'nun (IMF) sağladığı krediler, ülkenin dış borcu ve bu borçların getirdiği kemer sıkma tedbirlerine ilişkin de Cemli, uluslararası finans kuruluşlarıyla çalışmaya devam edeceklerini, zor durumda olan ülkenin dış finansmana ihtiyaç duyduğunu anlattı.
Cemli, uluslararası finans kuruluşlarıyla ilişkilerin sonlandırılmasına ilişkin çağrılara katılmadığını belirterek, şunları kaydetti:
"Tunus, uluslararası finansman kurumlarıyla görüşmeye devam edecek. IMF, Dünya Bankası, Avrupa Birliği (AB) ve diğerleri, bunlarla diyaloğumuzu yenileyecek, iş birliği alanlarını tespit edeceğiz. Finansmanın sadece gerekli alanlara aktarıldığı bir dengelenmeye gideceğiz. Kaynağı ne olursa olsun, harcamak için değil kalkınmak için borçlanacağız."
Cemli, kurulacak hükümetin birinci önceliğinin ekonomi reformu olduğunu vurgulayarak, dış finansmanı üretim ve gelişime aktarmak için çalışacağını söyledi.
-"Kutuplaşma Tunus'a zarar veriyor"
Tunus'ta seçim sonrasında parlamentoda ortaya çıkan çok parçalı yapı ve bunun sonucu ortaya çıkan kutuplaşmaya ilişkin Cemli, "Ülkenin bugün yaşadığı kutuplaşmada, devrimden bugüne sahneye çıkan tüm aktörlerin sorumluluğu var. Tunus'a zarar veren bu kutuplaşmayı sonlandırmalıyız. Ben halkına karşı hassas, dürüst olan tüm şahıs ve siyasi görüşlerin yanındayım. Bunlarla çalışmaya hazırım. Halkı ayrıştırmaksızın tamamının arzularına yanıt vermekten yanayım." diye konuştu.
Ülkedeki toplumsal olayları da değerlendiren Cemli, Tunus halkının "demokrasi yolunun doğru ve istikrarlı biçimde işlediğini" gördüğünü, yeni parlamentoda çıkan resmin halkı ikna ettiğini savundu.
Cemli, kurulacak hükümetle vatandaşların ekonomik ve sosyal ihtiyaçlarına yanıt bulma vaadinde bulundu.
Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in görevlendirdiği Habib el-Cemli'nin yaklaşık 40 gün içinde Mecliste 109 milletvekilinin güven oyunu alarak koalisyon hükümetini kurması gerekiyor. Parlamentodaki çok parçalı yapı ve "eski rejim" yanlısı partilerin seçenek dışı bırakılması, Cemli'nin bu işini zorlaştırıyor. Bu partiler arasında seçimi ikinci sırada tamamlayan 38 milletvekiline sahip Tunus'un Kalbi Partisi geliyor. Partinin lideri medya patronu Nebil el-Karvi, seçim kampanyası sürecini, hakkındaki para aklama, vergi kaçırma ve yolsuzluk suçlamaları nedeniyle tutuklu olarak geçirmişti.
Tunus'ta Hükümeti Kurmakla Görevlendirilen Habib El-Cemli Açıklaması 'Hiçbir Grubu Dışlamayacağız'
'Kaynağı ne olursa olsun, harcamak için değil kalkınmak için borçlanacağız''Her türlü siyasi oluşuma ve partiye açığız. Hükümet olarak herkese hatta Nahda'ya bile eşit mesafede duracağız''Ülkenin bugün yaşadığı kutuplaşmada, devrimden bugüne sahneye çıkan tüm aktörlerin sorumluluğu var'