Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, Manavgat’ta sivil toplum kuruluşları temsilcileri, basın mensupları, muhtarlar ve mahalle başkanları ile bir araya geldi. Referandum süreci ile ilgili görüş alışverişinde bulunan Türel, “Türkiye önemli bir süreçten geçiyor. Yüz yıllardır bu imtihanlar bitmemiş. Bugün de birçok sınavın eşiğindeyiz. Geçmişte de birçok sınavı milletçe birlik beraberliğimiz sayesinde, aziz milletin feraseti, sağduyusu ile hep başarıyla vermişiz. İnşallah bu milletin birliğine halel getirmek isteyenler, başarılı olmazlar, inşallah bu millet bugüne kadar olduğu gibi bu devleti dimdik ayakta tutmaya devam eder, çünkü hepimiz aynı kayığın içindeyiz. Devrildiğimde hepimiz denize düşeceğiz. Ama selametle hızlı bir şekilde hedefe doğru ilerledikçe çok daha mutlu olacağız” diye konuştu.
Yalan atölyesi gibiler
Referandum sürecinin siyasi bir süreç ve siyasi bir tercih olmadığının altını çizen Başkan Türel, “Ülke yönetiminde çok daha hızlı ve rahat bir kalkınma imkanı bulur muyuz, Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi dediğimiz bir sistemle bunu yapalım ya da yapmayalım kararı vermek için sandık başına giriyoruz. Biz Türkiye’de ne zaman iyi bir şeyler yapmaya kalksak, ne zaman bir reform paketiyle halkımızın huzuruna gelsek, ne zaman kalkınma hızımızı artıracak, kurumlarımızı güçlendirecek bir değişime gitsek inanın hep aynı iftiralara maruz kalmaktan sıkıldık artık. Cumhurbaşkanımız yalan fabrikası şeklinde bir benzetmede bulunuyor. Arkadaşlar fabrika çok üretir, bunlardan ancak yalan atölyesi olur. Çünkü yalanları hep aynı. Cumhuriyet, laiklik elden gidiyor, yalanları.”
Manavgat kokuyordu
Başkan Türel, “İşte bugün övünerek, gururla Manavgat Belediyesi’nin en az on misline yakın bir yatırım bütçesini Büyükşehir olarak burada harcayabiliyorsak, bu uyguladığımız Büyükşehir Yasası sayesinde. Yoksa bunlar olamayacaktı. Ne oldu? Büyükşehir Yasası ile bölündük, parçalandık mı, eyalet sistemi mi geldi? Aksine şöyle bir göreve geldiğimizde düşünün, arkadaşlar Manavgat kokuyordu. Arıtma tesisleri kapasitesini doldurmuş, arıtma sorunu hat safhadaydı, Manavgat’ın içinde lağım kokularından geçilmiyordu. Bunları siz yaşıyordunuz. İki dev arıtma tesisini; birisi 40 milyon diğeri 30 milyon, toplam 70 milyon liralık dev arıtma tesisini bir buçuk senede hizmete soktuk. Ve denizimizi kurtardık. Turizmimizin en büyük sermayesi denimizi gözümüz gibi korumamız lazımken; maalesef Manavgat arıtma kapasitesini doldurduğu için taşıyor, güzelim Manavgat Çayı ve denizimiz pislikten geçilmiyordu, o yüzden Manavgat kokuyordu. Biz bu Büyükşehir Yasası ile bu imkanları bulmasaydık, bu hizmetlerin çoğu olamayacaktı. Çünkü ilçe belediyelerinin imkanlarıyla ya da İl Genel Meclisi’nin gücüyle bu yapılabilseydi, zaten yapılırdı. Yapılamadığı için biz bu reform paketlerini getiriyoruz.”
Önemli olan sistemi güçlendirmek
Türkiye’nin güçlü liderler döneminde hep kalkındığına dikkat çeken Türel, “Ama güçlü liderleri her zaman bulabiliyor muyuz? Şöyle aklınızdan sayın desem bir elin 5 parmağını geçmez. Güçlü liderliği bulmak önemli; ama mesele sistemi güçlendirmek. Siz sistemi güçlendirirseniz, sonrasında kurumsal yapı güçlenirse, bu iş ilelebet devam eder. Kim gelirse gelsin” dedi.
Büyük hedeflere koşmalıyız
“AK Parti niye böyle bir anayasa değişikliğine ihtiyaç duydu diye” zaman zaman eleştirildiğine dikkat çeken Başkan Türel, “Aslında bir nevi böyle eleştiriler doğru. Hamdolsun 15 senedir halkın desteğini almış güçlü bir hükümet, dünyaca teyit edilmiş, kabul edilmiş güçlü bir liderimizle birçok sorunu aşıyoruz ve Türkiye çok önemli gelişme kaydetmiş. Rakamlar yalan söylemez, 3 bin dolarken 2003’deki kişi başına düşen milli gelir, 11 bin doları geçmiş. Bu büyük bir başarı öyküsü; ama eğer ki Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi 2002’den itibaren olsaydı, samimiyetle söylüyorum kişi başına düşen gelirimiz 22 bin dolarlarda olurdu. Azı bulduk diye azla yetinemeyiz. Mutlaka daha büyük hedeflere koşmalıyız” diye konuştu.
Bu reformları yapmazsak dünya ile yarışamayız
Türel konuşmasını şöyle sürdürdü: “Cumhuriyet elden gidiyor diyorlar. Bizim hedeflerimiz büyük. Cumhuriyet gidiyor gidiyor doğru da Cumhuriyet 100. yılında 2023’te dünyanın 10. büyük, Avrupa’nın 3. büyük devleti olmaya doğru gidiyor. Biz bu reform paketlerini yapamazsak, dünya ile yarışamayız. Bu mesele zaten teknik ve hukuken her noktası sonuna kadar anlatılabilecek kolay bir mesele olduğu için hayır’ı destekleyenler konuyu siyasallaştırmak, iftiralarla sulandırmak üzere bir hazırlık içindeler. Bu siyasi bir mesele değil ki. Burada çok farklı partilere gönül vermiş, oy vermiş arkadaşlarımız var. Demokrasinin gereğidir. Demokrasi çok sesliliktir olacak ama bu bir siyasi mesele değildir, bir memleket meselesidir.”
Bunlara pabuç bırakmamamız lazım
Türkiye’nin üzerinde kurulan tuzaklara dikkat çeken Başkan Menderes Türel, “Biz bu yüce milletin birlik ve beraberliği sayesinde aştık bu tuzakları. Ve en son destanımız 15 Temmuz’daydı. Ondan önce Çanakkale Destanı’nı, Kurtuluş Savaşı Destanı’nı tarihe gidin, ta Malazgirt Savaşı’na kadar olan destanı, bütün destanları bu yüce milletin birliği beraberliği yazmıştır. Ama bu millet, bu destanları yazıyorken milletin kalkınmasını istemeyenler hep olmuş. Bunlara pabuç bırakmamamız lazım. Aslına bakarsanız bugün hayır kampanyaları yapan çevrelerin bazılarına, hepsine demiyorum, baktığınızda; neden hayır kampanyası yaptıklarını anladığımızda teşhisi doğru koymuş oluruz, ondan sonra tedavi kolay. Almanya’nın devlet kanalında her gün hayır kampanyası yapılıyor. İsviçre’de Hollanda’da artık gazeteler Türkçe başlıklarla çıkıyor. Hayır oyu verin diye. Onlara ne ya. Onlar bizim hakikaten çok güçlü olmamızı istediği için mi hayır kampanyası yapıyor. Aman Türkler de çok zenginleşsin kalkınsın diye mi hayır kampanyası yapıyor. Bunun muhasebesini iyi yapmamız lazım” ifadesini kullandı.
Tartışacak bir şey bulamayınca işi sulandırıyorlar
Meseleyi teknik ve hukuki olarak tartışamayanların, gerçek dışı iftiralarla işi sulandırdığını kaydeden Başkan Menderes Türel, dün akşam Antalya Yüksek İstişare Kurulu (AYİK) toplantısında yaşadıklarını şöyle anlattı: “Antalya’da bir Yüksek İstişare Kurulumuz var. Oraya bir hayırı savunan akademisyen, bir de eveti savunan akademisyen geldi. Bir Prof. hocamız Sibel Hanım, her cümlesine itiraz edilecek, gerçek dışı sözlerle referandumu anlattı. Zor tuttum kendimi. Konuşması bitti. Dedim ki ‘Bu sistem, hocam, yargıyı ve yasamayı Cumhurbaşkanlığı’na bağlıyor’ dediniz. Size şunu sormak istiyorum. Bana izah eder misiniz? Çünkü bunu siz söylediniz. Kararnameleri eleştirdiniz ama ‘yasa kararnamenin üstündedir’ dediniz. Dolayısıyla ‘yasa ile kararname sürekli çatışacak dediniz’ ama ‘yasa Cumhurbaşkanın çıkartacağı kararnameyi etkisiz hale getirecek’ dediniz. Peki, meclis sadece artık yasa çıkaracaksa ki böyle, artık biliyorsunuz. Bizim şu andaki sistemimizde kanunlaşan bütün yasalar, yüzde 98 hükümet tasarısıdır. Hükümet yasa önerisini verir, meclis kabul eder. Ama şimdi artık hükümet yasa önerisi veremeyecek. Hükümet ve yürütme ayrılıyor. Ve Cumhurbaşkanı bir kararname çıkarırsa meclis aksi bir yasa çıkarır, yasayı etkisiz hale getirir. Toplantıya katılan CHP’li bir belediye başkanımız dedi ki ‘İşte Cumhurbaşkanı yurt dışına gitti, yerine atanmış bir Cumhurbaşkanı yardımcısı var’. Evet var. Doğru. Çünkü niye? Yürütmenin başındaki meclis başkanını vekil tayin edemeyecek. Çünkü yasama ile yürütmeyi ayıracağımız için vekil tayin edemez. E seçilmemiş biri başkan yardımcılığı yapacak. ‘Şimdi bütün sorumluluk Cumhurbaşkanı 4 gün için dışarıya gittiğinde seçilmemiş başkan yardımcısında’ Ne yapacağını düşünmeye kaldıysan, zaten bu pakette tartışılacak başka bir şey yok demektir. Tabi buradan hareketle bana dedi ki CHP’li belediye başkanımız ‘Cumhurbaşkanı dışarı gitti. Atanmış Cumhurbaşkanı Yardımcısı bir kararname çıkarttı, yetkisi var’. Doğru var. ‘Cumhurbaşkanı yurt dışındayken Türkiye’ye girişi yasaklanmıştır’ dedi ve bir darbe yaptı. Darbeyi yapamaz da ama girişini yasaklayabilir. Ya dedim, bunu yaparsa meclis orada duruyor. Meclis de yasayı çıkartır. Cumhurbaşkanı yarın Türkiye’ye girsin diye kanun çıkartır. O kararname düşer. Dedim ya artık bu kadar uçuk şeylerle olayı sulandırmaya çalışıyorlar. Yine içinden bir şey çıkmıyor. Çünkü niye Rahmetli Özal söylemiş ‘Kontrol ve denge bu sistemin içinde her yerde var.”
Cumhuriyetle ilgili düzenleme yok
Yasamanın yürütmeye bağlanacağı yorumlarına da açıklık getiren Türel, “Yok öyle bir şey. Yasa yürütmenin çıkartacağı kararnamenin üstünde artık. Yasayı hükümet vermeyecek, milletvekili verecek. Bakan yasa veremeyecek. Meclis güçleniyor. Ama bunu tabi fikir sahibi olanlar bilgi sahibi olmadan farklı değerlendirebiliyor. 18 maddeyi bir okusanız Cumhuriyetle ilgili bir düzenleme olmadığını, Türkiye’nin sosyal laik bir Cumhuriyet’e bağlı bir hukuk devleti olduğunu, bununla ilgili de başka bir düzenleme olmadığını görürsünüz” ifadesini kullandı.
Partili olmak taraflı olmayı zorunlu kılmaz
Partili Cumhurbaşkanlığı’nın bir nevi şu anki belediye başkanlığı sistemine benzediğini belirten Başkan Menderes Türel, “Çünkü sandığa gittiğinizde meclise ayrı oy veriyorsunuz, muhtara ayrı oy veriyorsunuz, başkana ayrı oy veriyorsunuz. Bunda da aynısı olacak. Meclise ayrı, başkana ayrı oy vereceğiz. Diyorsunuz ki partili Cumhurbaşkanı olmaz. Bakın ben partili belediye başkanıyım; ama tarafsız belediye başkanıyım. Partili olmak taraflı olmayı zorunlu kılmaz. Bu sistemde uzlaşma, mutabakat, toplumsal uzlaşma mecburi, şart. Bugüne kadar yüzde 50’nin üstünde oy alan siyasi parti, Demokrat Parti olmuş, bir ya da iki seçim. Dolayısıyla öteki partilere oy verenler de Cumhurbaşkanına oy verirlerse 50’nin üstünde oy alacak. En az oy aldığım Konyaaltı İlçesi’ne en önemli projeleri yapıyorum. İlçe belediyesi benim partime mensup belediye başkanı olmayan Manavgat’ta açın rakamları bakın, en çok yatırım yaptığımız ilçelerden bir tanesi Manavgat. Biz bize oy veren vermeyen herkese hizmet vermek zorundayız. 330 milyon TL, Karayollarının yaptığı 4 tane kavşakla beraber Manavgat’a yaptığımız yatırım. Helali hoş olsun. Daha da çoğunu yapacağız, işte Türkbeleni de geliyor. Zannediyorum o da bir takım teşvik artışlarıyla 40-50 milyonu bulacak. İyi ki yapıyoruz. Ben bugün söylemedim, söylemek istemedim. Yanlış anlaşılmasın; çünkü başkan da hakikaten büyük nezaket gösterdi. Her zaman olduğu gibi geldi bizim orada programımıza katıldı.
Manavgat Belediyesi’nin 2015 senesi toplam yatırım bütçesi 7.5 milyon TL. Manavgat Belediyesi’nin toplam yaptığı gerçekleşen bütçesindeki yatırım 7.5 milyon TL. Biz 330 milyon yapmışız Karayolları’nın kavşakları ile beraber. Sadece arıtmalara 70 milyon, on mislini yapmışız. Şimdi bu bütçelerle bu büyük hizmetler yapılamayacağı için bu Büyükşehir Yasası’nı getirdik. 1 senede toplam 7.5 milyon TL yatırım yapmış Manavgat Belediyesi, hiçbir şey yapamamış. Bu kadar net. Gazeteci arkadaşlarımız burada. İller Bankası kredileriyle yapılan projelerin dışında bir tane bir hizmetini, projesini gösterin. Bilmiyorsam da özür dilerim, öğrenmiş olurum. Çok da mutlu olurum. 7.5 milyon ile 70 milyonluk iş yapmış aferin derim. 7.5 milyon tartışılmaz ortada, rakamlar yalan söylemiyor çünkü. Dolayısıyla bir Belediye Başkanı partili ama tarafsız kalabiliyorsa, Cumhurbaşkanı da onu yapmak zorunda. Yapmadı. Güle güle. Seçilmez. 50’nin üstüne nasıl çıkacak? Arkasından bugünkü sistemde Cumhurbaşkanı tarafsız demez mi bir de Sayın Hocam. Çok mutlu oldum. Ahmet Necdet Sezer tarafsız mıydı ya? E kişileri konuşmayalım dedi.
Kişileri değil sistemi konuşalım da işte bak. Sistemi kişilerle beraber konuşacağız. Ve yargıyı ele geçirecek, anayasa mahkemesini ele geçirecek diyorlar. Ya külliyen yalan. Bir Cumhurbaşkanı 12 tane üyenin 3, 4 tanesini ancak değiştirebiliyorsa bu sistem içerisinde, 10 senede, nasıl 12 tane üyeyi kendisinin lehinde bir karar alma konusunda ikna edebilir?”
Manavgat’ın haline çok üzüldüm
Türkbeleni Projesi sırasında yaşanılan sıkıntıları paylaşan Başkan Türel, “Önce bölge B tipi mesire alanıydı, sonra baktık ki bizim projede bazı şeyleri koyamıyoruz hadi C tipine çevirelim dedik. B’den C’ye ya da C’ den B’ye D’ye döndürdük. A b c d alfabeyi çözdük ormancılar sağ olsun. Ondan sonra tahsis aldık, ondan sonra proje, ondan sonra ihale. Bir de itiraz bir de bilmem ne işte 3 sene geçti daha temeli yeni attık. İşte şu yollarla ilgili ne çektiğimizi Manavgatlılar bilir bir de ben bilirim. Ben Manavgatlılardan daha çok çektim. Çünkü Manavgatlılar tabi ki yaşıyorken üzüntüsü bana kat ve kat daha çok oldu. Nedeni müteahhidin her kuruşunu ödüyorsun sonra müteahhitliği çıkmayınca bu ihale sisteminde adam seni süründürüyor. Geldik özür diledik Manavgatlılardan. Elimde olan bir şey olsa mevzuat işlerine takılmasam, ihale mevzuatlarına takılmasam bu sıkıntılar yaşanmaz. Bu yükleri üzerimizden atalım daha hızlı kalkınalım diye uğraşıyoruz işte. Manavgat’ın haline ben hepinizden daha çok üzüldüm. Geldim Türkbeleni temel atmasında da elimizde olmayan sebeplerden dolayı geciktik özür dilerim dedim. Özür dilemek bir erdemdir fazilettir. Müteahhit ekonomik güçlüğe düşmüş. Benden bir kuruş alacağı var mı, yok. Ama müteahhidin kendi sıkıntısı Manavgatlı’ya çile oldu. Bunlar çok küçük örnekler. İşte biz bu yükleri üzerimizden atmayı başarırsak daha hızlı yapacağız hizmetlerimizi mesele bu.”
Bu yasa herkes için
Manavgat’ta cadde düzenlemeleri için 30 milyon liranın üzerinde para harcadıklarını söyleyen Başkan Menderes Türel, “Açık konuşayım paramızla pulumuzla rezil olduk. Günahı bende mi hayır değil. Şimdi şükürler olsun toparlandı, toparlanıyor. O caddelerde bütün arabaların yağmur suyu altında kaldığı fotoğraflar benim arşivimde. Şimdi ayağınız ıslanmadan yürüyorsunuz o caddelerde geçen yağmur yağdı geçti. Manavgat’a o yağmur sularının altı kalan araba görüntüleri yakışıyor muydu? Vermişiz bütün apartman ruhsatlarını o cadde üzerinde ama alt yapı sıfır. Esas bu niye yapılmadı diye sormak lazım. Orada o kadar apartmandan ruhsat parası alıp bunların iznini veriyorken oraya alt yapı götürmemenin nedenini esas sormamız lazım. Ama bizde çözüm var biz mazeretin arkasına sığınamayız. Suç bizde diyoruz. Bir baktık ki kazmaya başladık aman yarabbi Manavgatlılar asbestli borulardan su içiyor. Manavgat bugüne kadar bunları niye yapmadı? Yapalım diye Büyükşehir Yasası dedik. Ne bölücülüğümüz kaldı ne Cumhuriyet düşmanlığımız kaldı. Ne oldu bölündük parçalandık mı Cumhuriyet elden mi gitti? 3 senedir bu hizmetleri şimdi çok daha iyi yapabiliyoruz. Biz bu referandumları halkımız için yapıyoruz. Tek adamlık, Cumhuriyet elden gidiyor safsataları bu yalan atölyesinin içinde çalışanların ürettiği fakir kısır yalanlardan başka hiçbir şey değil. Dediğim gibi bu hepimize lazım. Bu yasadan hayır diyenler de istifade edecek. Kavşakları yapıyorum Antalya’da ilk ona da hayır, 3. Köprüyü yapıyoruz ona da hayır havaalanına, Marmaray’a hayır, denizin altından tünele hayır, her şeye hayır dediler ya. Bir tek nikah masasında evet demeyi başarmış bu hayatları hayırla geçenlerin. Valla evde kalırlarmış onda da hayır deselermiş. 5 tane kavşak yapıyorum hayır. Niye? Trafiği sıkıştırırmış. Sen üstten geç dedim. Geçen gün birisi aradı ya o gündür bugündür 10 sene geçti hala üstten geçiyorum dedi biliyor musun dedi.
Ya oğlum enayi misin alttan geç artık dedim. Her şey memleketimiz için arkadaşlar.”
9 milyon turist bekliyoruz
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Başkan Türel, turizm ile ilgili umut verici konuştu.
Geçen seneye oranla artı 3 milyon civarında Rus turistin gelmesini beklediklerini söyleyen Türel, Avrupa pazarında da çok fazla bir gerileme olacağını düşünmediğini kaydetti.
Başkan Türel, nedenini ise şöyle açıkladı “Rakiplerimiz İspanya ve Yunanistan hemen hemen rezervasyonlarını kapattı. Bizim rekabet edilemez yönümüz, ürün kalitemiz ve fiyat dengemiz. Bizim fiyatlarımızda kaliteli hizmeti alabilmeleri diğer ülkelerde mümkün değil. Oralara hem daha fazla para verip hem yer bulmakta zorlananlar inanıyorum ki son dakikalarda Türkiye’ye bir eğilimde bulunacak. Siyasi gelişmeler turizm hareketini etkiliyor doğru ama bir süre etkiliyor. TÜİK’in bir yetkilisi ile görüşüyorduk kendisi şunu söyledi, “Çipras’ın Yunanistan Euro’dan çıkacak açıklamasından sonra bir tane oda satamamışlar. Ama daha sonra gerginlikler unutulunca gelişmeler unutulunca Yunanistan’ın rekorunu kırdık. Yunanlılar bir tane satamazken Kasım -Aralık’ta Yunanistan rekorunu kırdık” dedi.
Başkan Türel, Alman ve Hollandalı turistlerde de kayıp olmayacağını belirterek, “Geçen sene 2 milyon Alman gelmişse bu sezon 1 buçuk, 2 milyon arası, belki daha üstü Alman tahminlerime göre gelebilir. Veya geçen sene 350 bin Hollandalı turist gelmişse yine 250 bin 300 bin belki üstü olabilir. Geçen sen 6 milyonun üzerinde bir rakamla sezonu kapatmışsak bu sene çok olumsuz bir şey olmazsa 9 milyonun üzerinde olur. Geçen seneden daha iyi bir sezon geçireceğimizi gösteriyor.”
Türel Açıklaması 'Bu Reformları Yapmazsak Dünya İle Yarışamayız'
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, “Biz bu referandumları halkımız için yapıyoruz. Biz bu reformları yapamazsak, dünya ile yarışamayız” dedi.