Türel, Antalya Ticaret ve Sanayi Odasının(ATSO) Şubat Ayı Olağan Meclis Toplantısına katıldı.
Burada konuşan Türel, ATSO’nun Antalya’nın proje fabrikası olduğunun altını çizerek, Antalya’nın sosyal ve ekonomik hayatının gelişmesi için vizyon projeler ortaya koyduklarını söyledi.
Ekonominin gelişmesinin olmazsa olmazının yatırım olduğunu vurgulayan Türel, “ Antalya Türkiye’nin gururu olarak yoluna devam eden şehir olduğunu görüyoruz. Antalya olarak, büyükşehir belediyesinin de son 4 yıldaki yatırım hamlesine kentin sosyo ekonomik hayatına katkı sağlıyor. Büyükşehirin 2018 bütçesi 3.1 milyar TL’dir. 3.2 milyar bütçesinin yatırım miktarı 1 milyar 847 milyondur. Bütçeye göre yatırım oranı yüzde 57’dir. 2013 yılında belediyenin toplam yatırım miktarı 23 milyon TL’ydi. Bugün 2 milyara gelen rakamı konuşuyoruz. Kaş’tan, Gazipaşa’ya kadar hayatın her noktasında büyükşehir belediyesi var. 13 bin vatandaşımızda sosyal yardım kartı var, yüklediğimiz bakiyelerle vatandaşlarımız ihtiyaçlarını gideriyoruz. Sağ elin verdiğini sol el görmüyor.”ifadelerine yer verdi.
"Hizmetlerimizi anlatamıyoruz"
24 bin alzhemier, demansla birlikte 50 bine yakın hasta için bir yaşam merkezi açtıklarını kaydeden Türel, “ 80 kişilik yatalak hasta merkezini açtık. Antalya’da kısa süre sonra kimse yanız kalmayacak. Yerel yönetimler olarak evde bakım hizmetimiz devam ediyor. Sağlık bilezikleri takarak hastamızın evindeki kan şekerini, tansiyon sonucunu merkezimizde görebiliyoruz. İnanın bunları kimse bilmiyor. Bizde anlatamıyoruz.”dedi.
"Keşke projelerle gelseler"
Büyükşehir belediyesinin her noktada hizmet ürettiğini kaydeden Türel, “ Büyükşehir belediyesi olarak kapalı devre sulama sistemini her ilçeye taşıdık, güneş enerjisi sistemleri kuruyoruz. Alt yapı, üst yapı, peyzaj, park gibi hizmetlerle ilgilenip, malasef kentin önceliklerini göremiyorduk. Otelleri beş yıldız yapıp, çevresini 1 yıldız yaparsanız olmaz. Ama biz çalışmalarımızla 3 yıldıza yükselttik. Atatürk Stadyumunun alanına AVM yapılacak dediler ama biz orayı halka açık park yapıyoruz. Hep eleştiriyorlar, keşke projelerle gelseler.”diye konuştu.
"Kruvaziyer limanını Korkuteli’ye mi yapacağız"
Siyaset kısır çekişme ve tartışmaların odağı olmasını istemeyen Türel, “ Sadece projelerde yarışsın. Benimle proje yarışında gayreti gösterin, yaptıkları sadece yaptıklarımızı itibarsızlaştırma yalan dolan bilgilerle ortalığı karıştırma istemezükçüler. Muhalafet bizimle projeleriniz yarışsın. Siz Antalya’ya nasıl bir perspektif ortaya koyacaksınız. Sizin projeniz nedir. Yarın seçim geliyor. Her siyasi partinin temsilcisi çıkacak, ‘şunu yapacağım’ diye vatandaşa gidecekler. Projelerinizi çıkarın ortaya. Kruvaziyer Limanı sahile yapılamazmış nereye yapacağız Korkuteli’ye mi yapacağız. Barcelona’da 7 liman var, hepsi kentin içinde. Biz bir tane yapacağız aman gelmesin. Biz bu yat limanlarını yapmazsak, zengin turisti çok bekleriz. Vizyon fukaralığı diyorum kimse yanlış anlamasın. Eleştiriyorlar ya bunlardan daha iyi projeler getirin. Bana liste verin be onları yapmak için uğraşayım.”dedi.
"Minicitiy tartışmalarına cevap"
Antalya’yı daha yeşil, çevreci, katılımcı ve şeffaf bir yönetim anlayışıyla yönettiklerini kaydeden Türel, “ Konyaaltı sahil projesinde, geçmişe göre projede beton alanı yüzde 30 azaltıyoruz. ‘Çevre katliamı yapılıyor’ diyorlar. Söktüğümüz ağaçları geri getiriyoruz, 5 bin 504 yeni ağacı dikiyoruz. Bunun yeşil proje olmadığını iddia etmek enteresan. ‘Sahili yat limanıyla kapatacaksınız’ diyorlar. Karayolu bölgesi zaten halka kapalı ala biz burayı halka açıyoruz. Hepsi halkın yalan yanlış bilgilerle kafasını karıştırmaktan başka bir şey değil. Üzülüyorum. Bir siyasi partinin başkanı çıkıyor diyor ki, Minicitiy neden yıkıldı. Minicitiy yap işlet devret formülüyle yapılıp, özel sektöre kullandırılmış. Orada akvaryum var benden önceki dönemde yapıldı, nasıl yapıldı yap işlet devretle yapıldı. İşlerine gelmiyor. Minicitiy içine akvaryum yapmışsınız, iyi yapmışsınız, bende orada bir yaşam alanı oluşturuyorum. Bende sizden öğrenip yap işlet devretle yapıyorum.Akdeniz Atatürk Kültür Sanat Eğlence ve Yaşam Merkezi içinde, oyun parkı, macera parkı, kır kahvesi, çocuk tırmanma duvarı, açık aletli spor alanları, heykel parkı, köpek eğitim parkı, kelebek parkı, kuş evleri, geleneksel el sanatları, grafiti sergi duvarı, basketbol sahası, açık spor alanları, festival ve yazlık sinemalar, süs havuzları, açık yeme içme meydanı, doğal ürünler pazarı ve bir ticari faaliyetin olacağı açık sokak yer alıyor. Deniliyor ki buraya AVM yapılacak. Biz burada yaşam merkezi oluşturuyoruz. Geçmişte Miniciti’de günlük kullanıcı 50 kişiydi, şimdi buraya günde en az 20-30 bin 50 bin kişinin kullanacağı yaşam alanına dönüştürüyoruz. Kullanılıyor muydu orası. Biz burayı halkın kullanımına dönük olarak Antalya kazandırmaya çalışıyoruz.”ifadelerine yer verdi.
"Hesapları koltuktur"
Antalya’da iyi işler olmasını istediklerinin altını çizen Menderes Türel, “Birileri işi gücü bırakmış biz bunları nasıl yaptırmayız. Hesap, koltuk hesabıdır. Menderes Türel, bunu yaparsa bir daha kazanır sıra bize gelmez. Anlatıyorum ki inşallah zihniyetleri değişir. İnşallah projelerle ortaya çıkarlar.”dedi.
Kent merkezine önemli projeler kazandırmaya başladıklarını dile getiren Türel, cazibe merkezileri olması halinde turistlerin dışarı çıkacağını bildirdi.
"Aksu Çalkaya’da kentsel dönüşüm"
Kentsel dönüşümün Antalya için çok önemli olduğunun altını çizen Türel, " Kepez Santralde Türkiye’nin en büyük dönüşümünü gerçekleştiriyoruz. 3 bin 262 hak sahibin evlerini karşılıksız ama değeri itibarıyla eski değerinin 3-5 mislinde kazançla geri veriyoruz. 1300 dönümlük yerde 3 bin 262 kişinin tapularını veriyoruz. 13 bin dönümlük olan olan Aksu’nun Çalkaya, Güzelyurt ve Altıntaş mahallerinin büyük bölümünü oluşturdu. Aksu Belediyesi 600 milyonluk borçtan kurtuluyor. Vatandaşımız işgalci olduğu kendi öz yurdunda şerhleri kalkacak tapusunu alacak. Çalkaya’da dönüşüm başlayacak, orası Antalya’nn en önemli cazibe merkezlerinden olacak."diye konuştu.
"Antalya kazanacaksa, Türel her zaman kaybetsin"
Şehirlerin yaşamı insanları yaşamına benzeten Başkan Türel, " Nasıl ki insan hayatının şansı dönemleri varsa kentlerinde vardır. Antalya şuanda bu fırsatı en iyi şekilde değerlendiriyor. Bu süreklilik arz ederse, istikrar olursa hizmetler katlanarak devam eder. Küçük bir reklam arasında, Antalya’nın neler yaşadığını biliyorsunuz. Antalya kazanacaksa Menderes Türel,her zaman kaybetsin. Antalya’da yaprak kımıldamayınca, partimde genel başkan yardımcılığı olduğum yerde içim sızladı. Raylı sistem ilerlemedi, köprülü kavşak yapılmadı. Temizlik işçisi maaş alamadım deyince kalbim paramparça oldu.
Türkiye’de ilk kez Dünya Bankası hazine garantisi olmadan kredi kullandırıyor. 3. etap raylı sistemde bunu başarıyoruz. Bu belediyenin itibarından kaynaklanıyor. Önceliğimiz Antalya’nın kazanmasıdır."dedi.
Boğaçayı Projesinin 10 bin kişiye istihdam sağlayacağını işaret eden Türel, "Ücretli sahil yok. Yüzde 100 halka açık. ’Burayı halka kapatıyorlar’ diyorlar. Biliyorlar aslında nasıl proje olacağını. İddia ediyorum, bir çok ödül alacak."diye konuştu.
Köprülü kavşakların eleştirilmesine tepki gösteren Türel, Mevlana Kavşağındaki düzenlemeyle vatandaşın cebine 24 milyon kaldığını belirti.
"Çetin konuşma"
TSK’nın Zeytin Dalı Harekatı kapsamında Afrin’de görev yapan Mehmetçiklere minnettar olduklarını kaydeden Çetin, tüm şehitlere Allah’tan rahmet diledi.
Suriye’de IŞİD bitmesine rağmen savaşın bitmediğini dile getiren Çetin, “ ABD, Rusya, İran, İsrail fiilen savaşın içindedir. Irak’ı ve Suriye’yi bölme planından vazgeçmiyorlar,maalesef dünya Suriye’de olup biteni görmüyor. İletişim çağında yaşıyoruz, bu çağda sahada olmak, sahada kazanmak yetmiyor. Dünyaya gerçekleri anlatmanın yolunu mutlaka bulmalıyız. Bunun için de uluslararası kamuoyu nezdinde daha güçlü olmalıyız. Hollanda meclisinin kararı ve Almanya basınında bizdeki bazı davalarla ilgili haberler imajımızı zedelemektedir. “diye konuştu.
2018 yılının ekonomi alanında iyi gittiğini kaydeden Davut Çetin, “Dünya ekonomisinin gündeminde ABD faizlerinin yükselmesi en önemli konudur. Bu nedenle döviz ve faiz riskleri bir süre daha devam edecektir. Türkiye’de ise bazı büyük şirketlerin kredilerini ödeyemedikleri basında yer almıştır. Bu durum bankaların da dikkatli olmasına yol açmaktadır. Geçen yılın kredi genişlemesi bu yıl olamayacaktır. Geçen yıl KGF destekli kredilerle 250 milyar kredi verildi, bu yıl KGF desteği 50 milyar olacak. Kredi musluğunun birden kesilmesi ekonomide zorluk yaratabilir. Bu nedenle TOBB yeni bir Nefes Kredisi çalışması yapmaktadır. 2016’da Nefes kredisi KGF destekli kredi paketine öncü olmuştu. Bu yıl da böyle bir gelişme olmasını ümit ediyoruz.”dedi.
“Türkiye’de gençler sanal parayla zengin olmaya çalışıyor”
Kripto para konusuna da değinen Davut Çetin, “ Geçen hafta blockchain teknolojisi ve sanal para konusunda konferans düzenledik. Katılım yüksek oldu, fakat basınımızda fazla yer almadı. Kripto para, şu anda spekülasyon yapılan bir araçtır, fakat gelecekte çağın parası olacaktır. Suudi Arabistan, İran gibi bazı ülkeler şimdiden kendi kripto paralarını çıkarma kararı verdiler. Türkiye olarak biz de buna seyirci kalmamalıyız. Geçen gün basınımız İran’lı turistlerin Türkiye’de kredi kartı kullanamadığını yazdı. Sanal para bu tür sorunların aşılmasını sağlayabilir. Bununla birlikte bugün için bu paraların çoğunun spekülatif yatırım alanı olduğu gerçektir. Türkiye’de birçok kişi sanal parayla kısa zamanda zengin olmaya çalışıyor, herkes bu konuda dikkatli olmalıdır. Özellikle gençler sanal parayla zengin olmak yerine blockchain teknolojisini, bilgisayar yazılımını öğrenmek için çalışmalıdır.”ifadelerine yer verdi.
"Yenilikler"
Torba yasayla yapılan değişiklikler hakkında da bilgiler veren Çetin, “ TOBB’un da katkısıyla yatırımların teşviki için yeni adımlar atılmaktadır. Şirket kuruluş işlemleri kısalıyor ve Odalar tek durak ofis oluyor. Artık şirket kuruluşu sadece odada yapılabilecek. Bunun dışında inşaat izinleri ve tapu işlemleri kısalıyor. Sanayi sicil belgesi olan şirketlere yeni makine alımında teşvik belgesi olmadan KDV istisnası geliyor. Ticari davalarda 100 bin lira altındaki davalarda yargılamanın hızlandırılması için bazı düzenlemeler gündemde. Bildiğiniz gibi, arabuluculuk mekanizması kuruldu, fakat henüz etkin işlemiyor. Odalar olarak arabuluculuk sisteminde daha etkin bir biçimde yer almak istiyoruz ve bu yönde çaba harcıyoruz.”diye konuştu.
"Antalya ekonomisi toparlanıyor"
Antalya ekonomisinin 2017’de toparlanma yaşadığını, 2018’e ise iyi bir giriş yaptığını kaydeden Davut Çetin, “ Veriler bu durumu göstermektedir, bununla birlikte hepimiz şuna da dikkat etmeliyiz. 2015’de durgunluğa girdik, 2016’da kriz yaşadık, 2017’de çarklar yeniden dönmeye başladı.
Yani turist sayısında, vergi tahsilatında, istihdamdaki yükseliş baz etkisinin sonucudur. Türkiye ekonomisi büyüdü, fakat biz birçok sektörde henüz 2014 düzeyine yeni geliyoruz. Dolayısıyla verileri doğru analiz etmeliyiz. Antalya’da SGK’ya kayıtlı ücretli çalışan sayısı, 2016’daki düşüşten sonra 2017’deyeniden eski düzeye gelmiştir. Yani istihdamda kriz etkisini yeni telafi ettik. SGK’ya kayıtlı işyeri sayısı da düşmüştü, yeniden yükselişe geçti. 2017’de 2016’ya göre 4 bine yakın işyeri artışı yaşandı.”dedi.
Çetin, karşılıksız çek konusunda iyileşmenin devam ettiğini kaydederek, ocak ayında ödenen çek tutarının geçen yıla göre yüzde 35 arttığını, karşılıksız çek oranının ise yüzde 1.6’ya gerilediğini bildirdi. Vergi tahsilatında da iyileşme olduğunu belirten Çetin, 2016’da sıfır olan vergi artışının, 2017’de yüzde 11’ yükseldiğini işaret etti.
“Konut satışları hareketlendi”
Durağan olan konut satışının yeni yılla birlikte hareketlendiğini ifade eden Çetin, ocak ayında Antalya’nın konut satışında Türkiye’ye fark attığını, kredili satışlardaki azalmaya rağmen toplam satışın yükseldiğini belirtti.
Çetin, yabancılara konut satışında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 61’lik artış olduğunu söyledi.
“Sera ürünlerindeki olumsuz yargıyı değiştirmeliyiz”
Hükümetin tarım sektörüne destekleri artırdığını anlatan Davut Çetin, “ Tarım desteklerinde bizim hep dikkat çektiğimiz bir husus sera üretimine dönük desteklerin yetersiz kalmasıdır. Mazot desteği veya dekar başına destekler büyük arazi tarımında fayda sağlıyor, fakat 5-10 dekarlık sera üretiminde yetersiz kalıyor. Bunun dışında tarımda asıl önemli olan konu kooperatiflerin güçlü hale getirilmesidir. Sera ürünleriyle ilgili olumsuz yargıyı değiştirmeliyiz. Herkes bilmelidir ki, sera üretimi daha kontrollü bir üretimdir, yani serada hastalık az olduğu için ilaç kullanımı daha azdır. Bu duruma karşı Antalya olarak kaliteli ürünlerimizi markalaştırmalıyız. Yapmamız gereken bir çalışmada ürün tanıtım gruplarının Türkiye çapında yeniden hayata geçirilmesidir.”dedi.
Çetin, Antalya yöresel ürünlerini korumak için coğrafi işaret tescili çalışmaları olduğunu ifade ederek, kentin piyazının ismini tescillediklerini vurguladı.
“Antalya iklim değişikliğine hazırlanmalı”
Antalya nüfusunun 7 yıl sonra 2.8 milyon olacağına değinen Çetin,”Hızlı göç alan illerde sürdürülebilirlik konusu mutlaka düşünülmelidir. Türkiye’de her il, her kent geleceğini yeni baştan planlamak zorundadır. İklim değişikliği, aşırı sıcak, kuraklık, aşırı yağış ve sel gibi dalgalarla giderek daha görünür hale gelecektir. Uzmanlar Antalya’nın Mısır, Libya iklimine geçeceğini söylüyorlar. Geçen yaz yaşadığımız su sorunu geçici bir sorun değildir. Bir serada 1 kilo domatesi 100 litre su ile üretiyorsak bunu gelecekte sürdüremeyiz. Turist başına günde ortalama 225 litre su tüketiyoruz. Suyu az tüketen bir ekonomiye ve tarıma geçmeliyiz. Antalya’yı iklim değişikliği afetlerine karşı hazırlamalıyız.”ifadelerine yer verdi.
“Toplu işyerleri kurulmalı”
Kent merkezinde ticaretin zayıflamasının tam 25 yıllık bir konu olduğunu aktaran Çetin, “ Betonlaşma, kent estetiği, cazibe merkezi meselesi 25 yıllık konulardır. Kaleiçi’nde, Kalekapısı’nda güzel projeler yaptınız. Tramwayın havalimanına kadar gitmesi, Kent müzesi, Şarampol caddesi, Ali Çetinkaya projesi, hiç şüphesiz güzel projelerdir. Sosyal hizmetler, spor, eğitim hizmetlerinde de güzel projelerinizi görüyoruz. Bir talebimiz kent merkezindeki kentsel dönüşüm master planıdır. Bireysel dönüşümlere izin verilmemeli, toplu dönüşümlerle daha fazla yeşil alan, sosyal alan, yol ve otopark üretilmeli, kent estetiği düzeltilmelidir. Balbey dönüşümüne başladınız, fakat dönüşüme her yerin ihtiyacı var. Vali konağımızın arkaları bile gecekondu görüntüsündedir. Toplu işyerleri konusunu yıllardır konuşuyoruz. Oto galerileri, inşaat malzemecileri, matbaacılar, hurdacılar, mobilyacılar,tüpgazcılar gibi bir çok sektörü ihtisas bölgelerinde toplamalıyız. Bu hem kenti rahatlatır hem bu sektörlere katkı sağlar.”diye konuştu.
“Antalya’da caddelerde ekmek büfeleri var”
Avrupa’da gazete satan büfeler ve çiçek çarşılarının caddelere renk verdiğini aktaran Çetin, Antalya’da ise gazete ve çiçeğin değil ekmek büfelerinin olmasını eleştirdi.
Antalya’da mimari estetik ve bina renkleri sorunu olduğunu ileri süren Çetin, Şarampol ve Ali Çetinkaya çalışmasının Kazım Özalp’te, Güllük’te, Konyaaltı’nda yapılmasının yararlı olacağını belirtti.
“Antalya’nın trafiği sorunlu”
Antalya’nın trafik kültürünün sorunlu olduğuna dikkat çeken Çetin, “Caddelerde park çizgisi ya yoktur ya da uyan yoktur. Ya yaya geçitlerini kaldıralım yada toplumun kurallara uymasını sağlayalım. Avrupa ülkelerinde bir otomobil park çizgisi dışına taşarsa ciddi ceza kesilir. Bunları yapmak zorundayız, kentin kuralları olmalıdır.”dedi.
Konuşmaların ardından Çetin, Türel’e tablo hediye etti.
Türel,ATSO'nun Konuğu Oldu
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, yıkımıyla eleştirilen Minicitiy alanıyla ilgili olarak, " Deniliyor ki buraya AVM yapılacak. Biz burada yaşam merkezi oluşturuyoruz. Geçmişte Miniciti’nin günlük kullanıcısı 50 kişiydi, şimdi burayı günde en az 20-30-50 bin kişinin kullanacağı yaşam alanına dönüştürüyoruz. Biz burayı halkın kullanımına dönük olarak Antalya kazandırmaya çalışıyoruz.”dedi.